Alevi ve Kürt nüfusun yoğunlukta olduğu
Gazi Mahallesi’nin sokaklarında bugünlerde bir yıkım tedirginliği dolanıyor.
Tedirginliğin sebebi de 657 bin ağacın kesilmesine neden olan Kuzey Marmara
Otoyolu’nun Kınalı bağlantısının Resmi Gazete’de yayımlanan acele kamulaştırma
kararıyla mahallenin içinden geçirilecek olması. Mahalleli ise yürütmenin
durdurulması istemli davalarla hukuki savaş başlatmış durumda.
Bakanlar Kurulu, 11 Ekim 2016 tarihli yazısıyla
Kuzey Marmara Otoyolu Projesi kapsamında hazırladıkları listede yer alan
Sultangazi, Eyüp ve Başakşehir’deki bazı taşınmazların acele kamulaştırılmasına
karar verdi. Alibeyköy, Mahmutbey, Eski Habipler mahallelerinin de yer aldığı
listede Sultangazi’deki Gazi Mahallesi olarak bilinen Alevi nüfusun yoğunlukta
olduğu Zübeyde Hanım, Yunus Emre ve 50. Yıl mahalleleri de bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzalı karar 22 Ekim 2016 tarihli Resmi Gazete’de
yayımlandı.
Karara göre Gazi Mahallesi’nin ilk
yerleşim bölgelerinden olan Zübeyde Hanım Mahallesi’nde 868 No’lu parselin
acele kamulaştırılması isteniyor ancak zemin etüdü için mahallede bulunan
işçiler 30 binden fazla nüfusu bulunan Zübeyde Hanım Mahallesi’nin altından
tünel geçeceğini söylüyor. İşçilerin bu dediğini destekleyecek şekilde tünelin
biteceği yer olarak belirtilen mahalledeki karakolun arkasında da zemin etüdü
çalışmaları başlamış bile. Barınma hakkı ile ilgili çalışmalar yürüten Sosyal
Haklar Derneği Başkanı Avukat Can Atalay, kararı 3. köprünün verdiği zararın ne
boyutlara geldiğinin somut görüntüsü olarak değerlendiriyor ve “Yurttaşlar
idari işlerin ve eylemlerin dayanağının ne olduğunu dahi öğrenemiyorlar.
Uygulama ile Bakanlar Kurulu kararı sınırlarının ötesine geçmiş olduğunu anlıyoruz”
diyor.
İdarenin asıl amacı...
Ev sahiplerinin küçük bir kısmı
Danıştay’a yürütmenin durdurulması istemli davalar açmış durumda. Ev sahipleri
dilekçelerinde acele kamulaştırma usulüne başvurulması için gerekli olan
aciliyet olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle kararın hukuka aykırı olduğunu
belirtiyor. İdarenin asıl amacının olağan kamulaştırmayla elde edemeyeceği
taşınmazları, acele kamulaştırma yoluyla elde etmek istemesi olduğunu
vurgulayan mahalleli, dilekçelerinde “Bu nedenle idare asıl amacına başka bir
yasal dayanakla ulaşmak istemi açıkça görüldüğünden işlem maksat unsuru
bakımından açıkça hukuka aykırıdır. Acele kamulaştırılacak tek tek
taşınmazların kamulaştırma işlemi sonrasında hangi amaçla ve nasıl
işlevlendirileceğinin belirsiz olması da başlı başına bir hukuka aykırılık
nedenidir” diyor.
‘Haber bile verilmedi’
Mahallelinin konuyla ilgili ne
düşündüğünü anlamak için Bakanlar Kurulu kararı ile evleri acele kamulaştırma
alanında kalan sakinlerle mahallede bir araya geldik. Mahalledeki engin his
umutsuzluk olsa da küçük bir grup uzun yıllardır yaşadığı, çocukluklarının
geçtiği evleri için mücadelenin ilk adımını atmış. Dava açan ev sahiplerinden
Haydar Doğan, 22 yıldır Zübeyde Hanım Mahallesi’nde yaşadığını belirterek,
“Eskiden böyle bir karar alındığında bir bilgi gelirdi. Şimdi haberimiz bile
olmadı” diyor. 30 yıldan fazla süredir burada yaşadığını söyleyen Nurgül
İyidoğan ise “Para değil önemli olan. Buralar çocukluğumuzun geçtiği yerler.
Sığınacak başka bir yerimiz yok” diyor. 20 yıllık mahalle sakini Elif Gülçiçek
ise, “Evlerimiz elimizden alınırsa ikinci bir planımız yok” diye konuşuyor. Bu
sırada söze 67 yaşındaki babasının “varı yoğuyla buradaki evi yaptığını”
söyleyen İskender bey giriyor. “Niye itiraz ediyorsunuz ki? Gücün karşısında ne
yapabilirsiniz” ifadelerini kullanan İskender beye orada bulunan diğer ev
sahipleri neden itiraz edilmesi gerektiğini anlatıyor umutlarını kaybetmeden.
Belediyenin de haberi yok
Tünelin diğer ucunda yer alan Esentepe
Mahallesi’nde görüştüğümüz ev sahiplerinden davacı Hakan Yıldız, Sultangazi
Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Erdönmez ile arasında geçen bir diyaloğu
anlatıyor. Yıldız, görüşmek için gittiği Erdönmez’in söz konusu kararla ilgili
bilgisi olmadığını söylediğini, hatta tek bilgisinin halkın götürdüğü
belgelerden ibaret olduğunu söylüyor. Yıldız, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nde görüştükleri bir yetkilinin evlerinin olduğu yerlerin imara
açıldığını söylediğini, bu acele kamulaştırma kararına şaşırdığını söyledi. Ev
sahiplerinden Soner Çağrı ise, 1988’den bu yana burada yaşadığını belirterek,
yerleştiklerinde su ve kanalizasyon sistemini kendi imkanlarıyla yaptıklarını
söylüyor ve konuyla ilgili bilgilendirilmemelerinden şikâyet ediyor.
Tek başına yaşadığını söyleyen Bedriye
teyze de (Yükler), “Bizi bunca zaman oyaladılar ‘imara açacağız’ diye. Beni
buradan çıkarırlarsa gidecek hiçbir yerim yok. Devletle ölünceye kadar bana bir
yer vermeleri için anlaşırım. Öldükten sonra onların olsun” diyor.
CANAN COŞKUN
Cumhuriyet