18 Aralık 2016 Pazar

KATLİAM VE DİRENİŞİN İÇ İÇE YAŞANDIĞI 19 ARALIK ZİNDAN KATLİAMINI 16. YILINDA BİR KEZ DAHA LANETLİYORUZ …!

Bugün dünya da bir örneği olmayan hep katliam ve hem de direnişin 16.yıl dönümü.
Zindan katliamı ve büyük ölüm orucu direnişinin iç içe yaşandığı, örgütümüz KP-İÖ’nün de aktif olarak katıldığı Büyüm Ölüm Orucu Direnişi  selamlıyor ve  başta Ali Ekber Barış yoldaş olmak ölüm orucunda yitirdiğimiz 122 şehitleri saygıyla anıyoruz.
 Eğer biri, Türkiye'nin demokratikleştiğini, Türkiye'de hukukun olduğunu iddia ederse, bunun doğruluğunu yanlışlığını test etmek için, sadece tek bir şeye, 19–22 Aralık 2000 tarihli F Tipine geçiş adlı faşist katliam yüklü operasyona bakması yeterlidir. Adına “Hayata Dönüş” denilen bu zulüm operasyonun ardından 20 cezaevinde aynı anda binlere polis, jandarma ve gardiyanların katılımıyla operasyon başlatıldı ve bu operasyonlarda 30 aşkın devrimci tutsak yaşamını yitirirken, yüzlercesi yaralandı.
Faşist katliamı yapan ve F tipi zindan uygulamasına geçen devlet olmasına rağmen, operasyonda suçlu devrimci tutsaklarmış gibi, davalar devrimci tutsaklara açıldı. 16. yıldır, süren hazırlık soruşturmaları sonucunda onlarca devrimci tutsağı katleden özel tim ve jandarmalar temize çıkarılarak, devletin kanlı elleri yıkanırken, devrimci tutsaklar suçlu ilan edildi.  .
 Yani mahkemeler katliamcıları temize çıkarttılar ve devletin 19 Aralık katliamında kanlı elini temizlediler. Hatırlanacağı üzere, 19 Aralık 2000 tarihinde, faşist TC devleti, Türkiye ve Kürdistan zindanlarında bulunan devrimci tutsaklara karşı, tarihinin en büyük katliamlarından birini uyguladı. Aynı anda yirmiyi aşkın zindana aynı anda birden saldırarak, 30. aşkın devrimci tutsağı katletti. Amaç zindanlarda devrimci sesleri boğmak ve teslim alarak buraları ihanet yuvalarına dönüştürmekti.
Faşist devlet 19 Aralık F Tipi saldırısı ile Türkiye ve Kürdistan devrimini darbelemeyi, zindanlarda egemenliğini pekiştirmeyi hesaplıyordu. Ve bunun içinde saldırısını zindanlarda başlatarak, halkın en ileri unsurlarını etkisiz hale getirme ve buradan teslimiyeti topluma yaymayı düşledi. Hesapları devrimci tutsakları birbirinden soyutlayıp tek kişilik hücrelerde tecrit ederek ehlileştirmek ve kolektif iradeyi kırmaktı.
Çünkü bu coğrafyada zindanlar, bütün bir sınıflar savaşımı tarihi boyunca, her zaman devrimin en ilerici mücadele alanlarından birisi olagelmiştir. Zindanlarda devrimci sesi susturmadan, zindanları etkisiz hale getirmeden, bu mücadeleyi alanı darbelemeden, emekçilere, halka yapacakları saldırıların zeminini daha pervasızca ileriye taşımaları zordu. Bunun için 19 Aralık faşist katliamı uygulamaya sokuldu ve F tipi hücre zindan pratiğe sürüldü
Bilindiği üzere kont-gerilla devleti'nin yargı mekanizmasının değişmez özelliklerinden biri, her büyük katliamdan sonra, katledilenler veya katliamdan sağ kurtulanlar hakkında dava açmaktır. Türkiye tarihine bakın, bunun bir istisnası yoktur neredeyse. Katliamlarda devletin sorumluluğunu ve kontrgerilla damgasını örtbas etmenin, belirsizleştirmenin en etkili yöntemlerinden biridir bu çünkü.
Bu yüzden ilk önce zindanlara saldırdılar. Bu yüzden böylesine vahşi saldırdılar. Bu yüzden katliamlarında sınır tanımadılar.
  Ama faşizm yanıldı. Çünkü karşıların da, insanlığın mutlu geleceğini yaratmak ve insanlık onurunu yaşatmak için ölümü hiçe sayan devrimci tutsaklar vardı. Faşist operasyona karşı ölümü hiçe sayan devrimci direnişle karşı dura devrimci tutsaklar, zindanların ihanet yuvaları haline gelmemesi için bedenlerini çekinmeden ölüme yatırdılar.  Onlar, devrimci sorumlulukları gereği yüzlerini görmedikleri, seslerini duymadıkları emekçi halklar için, devrim ve sosyalizm için  kavgayı sıkıca harladılar.
 Ve faşist teslim alma dayatmasına karşı  öyle bir karşı koyuş sergilediler ki, ölüme, gülerek koştular, ölümü yere çalmak için devrimci yarış içinde oldular., marşlar söyleyerek, Türküler söyleyerek, teslimiyete asla geçit yok diyerek bedenlerinin ölüme yatırarak Büyük Ölüm Orucu direnişiyle  yanıt verdiler. Biran olsun tereddüde düşmeden yürüdüler kan kusan zulmüm ve teslimiyetin üzerine.
 Çünkü onların korudukları siperlerin gerisinde halklarımızın umudu, geleceği, yarını devrim ve sosyalizm vardı. Onların korudukları siperlerin gerisinde, insanlığın onuru ve düşleri vardı. İşte bundan dolayı büyük ölüm orucu direnişi ayları yılları devirdi, için de KP.İÖ savaşçısı Ali Ekber Barış yoldaşında yer aldığı  122 devrimci  onurluca ölümsüzler ordusuna katıldı ve yüzlercesi gazi oldu.
 Bu zorlu ve kararlı Ölüm Orucu  direnişi faşist diktatörlüğün zindanları  ihanet yuvaları haline getirerek, devrimin sesinin boğulması planın boşa çıkarttı. Güçler F tipi hücre zindan dayatmasını darbeleyip etkisi hale getirmede yetersiz kaldı ama zindanlarda faşizmin egemenliğini pekiştirme ve tretman ve tecrit politikalarıyla teslim alma saldırısı boşa çıkarıldı.  Ama faşist diktatörlük bu zindanları teslim alma politikasında vazgeçmiş değil.
Bugün OHAL-KHK rejimiyle zindanlarda  faşist baskı, işkence, zulüm ve yasaklar teslim alma saldırılarına dur durak bilmeden sürüyor. Devrimci iradeyi kırmak için, AKP faşizmi her yolu deniyor. Sürgünler, hak gaspları, ziyaret ve kitap-dergi-gazete yasakları, ortak alanların kullanılmasının gasp edilmesi, askeri kuralların dayatılması, çıplak arama,işkence  vb. devam ediyor Ama faşist diktatörlük F tiplerinde  hayal ettiği boyun eğdirme ve ihanet yuvaları haline getirme saldırıları devrimci tutsakların direnişine çarparak geriye düşüyor..
Faşist diktatörlük bu direnişler karşısında daha bir saldırganlaşıyor. “ Zulmün olduğu her yerde direniş var ve olacaktır ” özdeyişi zindanlarda Gezide Kürdistana  uzanan  direniyle bir kez daha tanıtlanıyor. 19 Aralık zindan operasyonun  16. yılında,  faşist diktatörlüğün katliamını ve zulmünü bir kez daha lanetliyor ve faşist baskı, terör, yoksulluk, işçi kıyımı terörüne, ve  zamlara, şeriatçı dayatmalara  karşı mücadeleyi her alanda yükseltmeliyiz.    
Ölüm Orucu Şehitleri Ölümsüzdür..!
Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz..!
Direniş Zafere Teslimiyet İhanete Götürür..!

19 ARALİK FAŞİST ZİNDAN KATLİMANI UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ..!