Bugün
dünya da bir örneği olmayan hep katliam ve hem de direnişin 16.yıl dönümü.
Zindan
katliamı ve büyük ölüm orucu direnişinin iç içe yaşandığı, örgütümüz KP-İÖ’nün
de aktif olarak katıldığı Büyüm Ölüm Orucu Direnişi selamlıyor ve
başta Ali Ekber Barış yoldaş olmak ölüm orucunda yitirdiğimiz 122 şehitleri
saygıyla anıyoruz.
Eğer biri, Türkiye'nin demokratikleştiğini, Türkiye'de hukukun olduğunu
iddia ederse, bunun doğruluğunu yanlışlığını test etmek için, sadece tek bir
şeye, 19–22 Aralık 2000 tarihli F Tipine geçiş adlı faşist katliam yüklü
operasyona bakması yeterlidir. Adına “Hayata Dönüş” denilen bu zulüm
operasyonun ardından 20 cezaevinde aynı anda binlere polis, jandarma ve
gardiyanların katılımıyla operasyon başlatıldı ve bu operasyonlarda 30 aşkın
devrimci tutsak yaşamını yitirirken, yüzlercesi yaralandı.
Faşist katliamı yapan ve F
tipi zindan uygulamasına geçen devlet olmasına rağmen, operasyonda suçlu
devrimci tutsaklarmış gibi, davalar devrimci tutsaklara açıldı. 16. yıldır,
süren hazırlık soruşturmaları sonucunda onlarca devrimci tutsağı katleden özel
tim ve jandarmalar temize çıkarılarak, devletin kanlı elleri yıkanırken,
devrimci tutsaklar suçlu ilan edildi. .
Yani mahkemeler katliamcıları temize çıkarttılar
ve devletin 19 Aralık katliamında kanlı elini temizlediler. Hatırlanacağı
üzere, 19 Aralık 2000 tarihinde, faşist TC devleti, Türkiye ve Kürdistan
zindanlarında bulunan devrimci tutsaklara karşı, tarihinin en büyük
katliamlarından birini uyguladı. Aynı anda yirmiyi aşkın zindana aynı anda
birden saldırarak, 30. aşkın devrimci tutsağı katletti. Amaç zindanlarda
devrimci sesleri boğmak ve teslim alarak buraları ihanet yuvalarına
dönüştürmekti.
Faşist devlet 19 Aralık F
Tipi saldırısı ile Türkiye ve Kürdistan devrimini darbelemeyi, zindanlarda
egemenliğini pekiştirmeyi hesaplıyordu. Ve bunun içinde saldırısını zindanlarda
başlatarak, halkın en ileri unsurlarını etkisiz hale getirme ve buradan
teslimiyeti topluma yaymayı düşledi. Hesapları devrimci tutsakları birbirinden
soyutlayıp tek kişilik hücrelerde tecrit ederek ehlileştirmek ve kolektif
iradeyi kırmaktı.
Çünkü bu coğrafyada
zindanlar, bütün bir sınıflar savaşımı tarihi boyunca, her zaman devrimin en
ilerici mücadele alanlarından birisi olagelmiştir. Zindanlarda devrimci sesi
susturmadan, zindanları etkisiz hale getirmeden, bu mücadeleyi alanı
darbelemeden, emekçilere, halka yapacakları saldırıların zeminini daha
pervasızca ileriye taşımaları zordu. Bunun için 19 Aralık faşist katliamı
uygulamaya sokuldu ve F tipi hücre zindan pratiğe sürüldü
Bilindiği üzere kont-gerilla devleti'nin yargı mekanizmasının değişmez özelliklerinden biri, her büyük katliamdan sonra, katledilenler veya katliamdan sağ kurtulanlar hakkında dava açmaktır. Türkiye tarihine bakın, bunun bir istisnası yoktur neredeyse. Katliamlarda devletin sorumluluğunu ve kontrgerilla damgasını örtbas etmenin, belirsizleştirmenin en etkili yöntemlerinden biridir bu çünkü.
Bilindiği üzere kont-gerilla devleti'nin yargı mekanizmasının değişmez özelliklerinden biri, her büyük katliamdan sonra, katledilenler veya katliamdan sağ kurtulanlar hakkında dava açmaktır. Türkiye tarihine bakın, bunun bir istisnası yoktur neredeyse. Katliamlarda devletin sorumluluğunu ve kontrgerilla damgasını örtbas etmenin, belirsizleştirmenin en etkili yöntemlerinden biridir bu çünkü.
Bu yüzden ilk önce
zindanlara saldırdılar. Bu yüzden böylesine vahşi saldırdılar. Bu yüzden
katliamlarında sınır tanımadılar.
Ama faşizm yanıldı. Çünkü karşıların da,
insanlığın mutlu geleceğini yaratmak ve insanlık onurunu yaşatmak için ölümü
hiçe sayan devrimci tutsaklar vardı. Faşist operasyona karşı ölümü hiçe sayan
devrimci direnişle karşı dura devrimci tutsaklar, zindanların ihanet yuvaları
haline gelmemesi için bedenlerini çekinmeden ölüme yatırdılar. Onlar, devrimci sorumlulukları gereği
yüzlerini görmedikleri, seslerini duymadıkları emekçi halklar için, devrim ve
sosyalizm için kavgayı sıkıca
harladılar.
Ve faşist teslim alma dayatmasına karşı öyle bir karşı koyuş sergilediler ki, ölüme,
gülerek koştular, ölümü yere çalmak için devrimci yarış içinde oldular.,
marşlar söyleyerek, Türküler söyleyerek, teslimiyete asla geçit yok diyerek
bedenlerinin ölüme yatırarak Büyük Ölüm Orucu direnişiyle yanıt verdiler. Biran olsun tereddüde
düşmeden yürüdüler kan kusan zulmüm ve teslimiyetin üzerine.
Çünkü onların korudukları siperlerin gerisinde
halklarımızın umudu, geleceği, yarını devrim ve sosyalizm vardı. Onların
korudukları siperlerin gerisinde, insanlığın onuru ve düşleri vardı. İşte
bundan dolayı büyük ölüm orucu direnişi ayları yılları devirdi, için de KP.İÖ
savaşçısı Ali Ekber Barış yoldaşında yer aldığı
122 devrimci onurluca ölümsüzler
ordusuna katıldı ve yüzlercesi gazi oldu.
Bu zorlu ve kararlı Ölüm Orucu direnişi faşist diktatörlüğün zindanları ihanet yuvaları haline getirerek, devrimin
sesinin boğulması planın boşa çıkarttı. Güçler F tipi hücre zindan dayatmasını
darbeleyip etkisi hale getirmede yetersiz kaldı ama zindanlarda faşizmin
egemenliğini pekiştirme ve tretman ve tecrit politikalarıyla teslim alma
saldırısı boşa çıkarıldı. Ama faşist
diktatörlük bu zindanları teslim alma politikasında vazgeçmiş değil.
Bugün OHAL-KHK rejimiyle zindanlarda faşist baskı, işkence, zulüm ve yasaklar
teslim alma saldırılarına dur durak bilmeden sürüyor. Devrimci iradeyi kırmak
için, AKP faşizmi her yolu deniyor. Sürgünler, hak gaspları, ziyaret ve
kitap-dergi-gazete yasakları, ortak alanların kullanılmasının gasp edilmesi,
askeri kuralların dayatılması, çıplak arama,işkence vb. devam ediyor Ama faşist diktatörlük F
tiplerinde hayal ettiği boyun eğdirme ve
ihanet yuvaları haline getirme saldırıları devrimci tutsakların direnişine
çarparak geriye düşüyor..
Faşist diktatörlük bu
direnişler karşısında daha bir saldırganlaşıyor. “ Zulmün olduğu her yerde
direniş var ve olacaktır ” özdeyişi zindanlarda Gezide Kürdistana uzanan
direniyle bir kez daha tanıtlanıyor. 19 Aralık zindan operasyonun 16. yılında,
faşist diktatörlüğün katliamını ve zulmünü bir kez daha lanetliyor ve
faşist baskı, terör, yoksulluk, işçi kıyımı terörüne, ve zamlara, şeriatçı dayatmalara karşı mücadeleyi her alanda yükseltmeliyiz.
Ölüm Orucu Şehitleri
Ölümsüzdür..!
Yaşasın Ölüm Orucu
Direnişimiz..!
Direniş Zafere Teslimiyet
İhanete Götürür..!
19 ARALİK FAŞİST
ZİNDAN KATLİMANI UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ..!