"hayat dediğin başkaldırmaktır
bir eylül sabahına
bir darbe iklimine
kırılacaksa kelepçen
kat kat direneceksin
zulmün kalelerine
susmaya baş eğmeye
yitip gitmeye
sessizce kayıp olmaya
bedenimizde yer yok
haykır o özgürlüğünü
sesimize ses kat gülüşünle
ellerimiz aynı zincir halkasında
özgürlük hayalleriyle birleşsin"
İsviçre de yoldaşlarının bedenine kalkan olan Mehmet Türk yoldaşı, 14 Ekimde 1989’da İP-Aydınlık hainlerinin hain bir pususunda kaybettik.
Devrim ve sosyalizm mücadelesine kavgasının yılmaz eri, örgüte bağlı, canlı, atılgan, militan özellikleri kendisinde toplamış. KP-İÖ’nün önceli TKP/ML hareketinin komünist çizgisine yürekten inanmış dava adamı olan Mehmet Türk yoldaş,1959 yılında, Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesi Kantarma köyünde yoksul bir Kürt ailesinin 3. çocuğu olarak dünyaya geldi. Yoldaşın yaşamı yoksulluk ve sefalet içinde geçti. Yaşamını kazanmak ve ailesine destek sağlamak için daha küçük yaşlarda inşaatlar işlerinde çalışmaya başardı. Ekmeğini taştan çıkarma çabasında oldu.
Hem çevresinin devrimci olması, hem de ailesinin devrimci yapısından ötürü, küçük yaşlarda devrimci fikirlerle yüz yüze geldi. 1976-77'den itibaren örgütümüze sempati duydu. '78-'79'da Elbistan'da gecekondularda ve Termik'te gücü oranında çalışmalara katıldı.1980’de Termik Santralin'deki bir direnişten ötürü gözaltına alındı. Ağır işkencelere uğratıldı. Ama inancını asla yitirmedi. Daha sonra, 5 yıl cezaya çarptırıldı. 3 yıl cezaevinde kaldı. Cezaevlerindeki kötü yaşam koşullarından dolayı verem hastalığına yakalandı. Ancak yaşamını kazanmak zorundaydı.
Yaşam koşullarının çekilmez olması yoldaşı yurtdışına çıkmaya zorladı.1987 yılında İsviçre'ye geldi.İsviçre'ye gelmesiyle birlikte ilk işi örgütle ilişki kurmak oldu.
Yoldaş İsviçre'ye geldiğinden itibaren, örgüt çalışmalarına katılarak, tüm yeteneklerini sınıf mücadelesinin hizmetine sundu.İP-Aydınlık çetelerince hain bir pusuda katledildiği 14 Ekim 1989 tarihine kadar,örgütün ileri bir sempatizanı olarak faaliyetlerini sürdürdü. Zürih'te örgüt faaliyetlerinin ileri çekilmesinde önemli çalışmaları oldu.Çalışkanlığı, fedakarlığı, örgüte ve yoldaşlarına bağlılığıyla örnek bir yoldaştı. 0, devrim ve sosyalizm, yüce komünizm ülküsü uğruna şehit düştü.
Mehmet yoldaş devrimin emekçiler için ağız dolusu gülmek ve i olduğunun olduğunun bilincindeydi. Peki neydi yoldaş için sevgi? Sevgi, Birlikte bir gülüşü uzatmak, acıyı paylaşıp azaltmaktı belki de . Aynı slogana katılmak. Dokunmak biraz. Kanın, damarlardan akışını hızlandırarak duymak insanın sıcaklığını. Aynı anda görebilmek bir şimsek çakımını. Ocağı birlikte üflemek ısınmak için . İnsan olmanın o eksikliğini güzelliğini sezebilmek karşılıklı. Tamamlayabilmek birbirini
Bir türlü önleyemediğimiz o ses, benim onurlanacağım kadar önemli, ama benden bir adım geri diyorsa eğer, o sesi susturabilmek
Koltuklara, halılara, kristallere, markalara gösterdiğin özenin çok fazlasını gösterebilmek bir insana Duygularını, düşüncelerini anlamaya çalışmak. Özlemlerini aramak birlikte
Benim ol, ama benden bağımsız bireyliğini de koru. Olduğun gibi kal, ama çoğalsın, zenginleşsin içinin erdemi. Seni ilk sevdiğim gün gibi sürdür kişiliğini ama, durmadan gelişelim birlikte Birlikteliktir sevgi. Kimsenin kimseyi kullanmadığı kimsenin kimseye hükmetmediği
Kimsenin kimseyi mülkiyetine geçirmediği özgürce bir sosyalist sevgi.
Önce beni bekle duraklarda, sonra bekleyeni olmayan bütün yolcuları... Önce benim için bir şarkı söyle, sonra bütün sağırlar duysun sesini... Beni sev Öyle sev ki, bütün insanlığı kucaklasın sevgin ve toplumsal özgürlük mücadelesini bir adım daha ileriye çeksin..
İşte Mehmet TÜRK yoldaş, yoldaşlığın en güzel örneğini vererek, sevgiyi kavgayı büyütmek olduğunu ortaya koyarak İP-Aydınlık hainlerinin saldırısına karşı en öne fırlayarak, bedenini yoldaşlarına siper edip,ortak utkumuz komünizm için nasıl da yoldaşça birbirimize kenetlenmemizin pratiğini ölümü hiçe sayarak gösterdi..Mehmet Türk yoldaş ölümünün 27. yıldönümünde devrimci erdemleriyle de kavgamızda yaşatacak ve hep bizimle, yoldaşça savaşımımızın içerisinde olacaktır.
Devrim ve sosyalizm mücadelesine kavgasının yılmaz eri, örgüte bağlı, canlı, atılgan, militan özellikleri kendisinde toplamış. KP-İÖ’nün önceli TKP/ML hareketinin komünist çizgisine yürekten inanmış dava adamı olan Mehmet Türk yoldaş,1959 yılında, Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesi Kantarma köyünde yoksul bir Kürt ailesinin 3. çocuğu olarak dünyaya geldi. Yoldaşın yaşamı yoksulluk ve sefalet içinde geçti. Yaşamını kazanmak ve ailesine destek sağlamak için daha küçük yaşlarda inşaatlar işlerinde çalışmaya başardı. Ekmeğini taştan çıkarma çabasında oldu.
Hem çevresinin devrimci olması, hem de ailesinin devrimci yapısından ötürü, küçük yaşlarda devrimci fikirlerle yüz yüze geldi. 1976-77'den itibaren örgütümüze sempati duydu. '78-'79'da Elbistan'da gecekondularda ve Termik'te gücü oranında çalışmalara katıldı.1980’de Termik Santralin'deki bir direnişten ötürü gözaltına alındı. Ağır işkencelere uğratıldı. Ama inancını asla yitirmedi. Daha sonra, 5 yıl cezaya çarptırıldı. 3 yıl cezaevinde kaldı. Cezaevlerindeki kötü yaşam koşullarından dolayı verem hastalığına yakalandı. Ancak yaşamını kazanmak zorundaydı.
Yaşam koşullarının çekilmez olması yoldaşı yurtdışına çıkmaya zorladı.1987 yılında İsviçre'ye geldi.İsviçre'ye gelmesiyle birlikte ilk işi örgütle ilişki kurmak oldu.
Yoldaş İsviçre'ye geldiğinden itibaren, örgüt çalışmalarına katılarak, tüm yeteneklerini sınıf mücadelesinin hizmetine sundu.İP-Aydınlık çetelerince hain bir pusuda katledildiği 14 Ekim 1989 tarihine kadar,örgütün ileri bir sempatizanı olarak faaliyetlerini sürdürdü. Zürih'te örgüt faaliyetlerinin ileri çekilmesinde önemli çalışmaları oldu.Çalışkanlığı, fedakarlığı, örgüte ve yoldaşlarına bağlılığıyla örnek bir yoldaştı. 0, devrim ve sosyalizm, yüce komünizm ülküsü uğruna şehit düştü.
Mehmet yoldaş devrimin emekçiler için ağız dolusu gülmek ve i olduğunun olduğunun bilincindeydi. Peki neydi yoldaş için sevgi? Sevgi, Birlikte bir gülüşü uzatmak, acıyı paylaşıp azaltmaktı belki de . Aynı slogana katılmak. Dokunmak biraz. Kanın, damarlardan akışını hızlandırarak duymak insanın sıcaklığını. Aynı anda görebilmek bir şimsek çakımını. Ocağı birlikte üflemek ısınmak için . İnsan olmanın o eksikliğini güzelliğini sezebilmek karşılıklı. Tamamlayabilmek birbirini
Bir türlü önleyemediğimiz o ses, benim onurlanacağım kadar önemli, ama benden bir adım geri diyorsa eğer, o sesi susturabilmek
Koltuklara, halılara, kristallere, markalara gösterdiğin özenin çok fazlasını gösterebilmek bir insana Duygularını, düşüncelerini anlamaya çalışmak. Özlemlerini aramak birlikte
Benim ol, ama benden bağımsız bireyliğini de koru. Olduğun gibi kal, ama çoğalsın, zenginleşsin içinin erdemi. Seni ilk sevdiğim gün gibi sürdür kişiliğini ama, durmadan gelişelim birlikte Birlikteliktir sevgi. Kimsenin kimseyi kullanmadığı kimsenin kimseye hükmetmediği
Kimsenin kimseyi mülkiyetine geçirmediği özgürce bir sosyalist sevgi.
Önce beni bekle duraklarda, sonra bekleyeni olmayan bütün yolcuları... Önce benim için bir şarkı söyle, sonra bütün sağırlar duysun sesini... Beni sev Öyle sev ki, bütün insanlığı kucaklasın sevgin ve toplumsal özgürlük mücadelesini bir adım daha ileriye çeksin..
İşte Mehmet TÜRK yoldaş, yoldaşlığın en güzel örneğini vererek, sevgiyi kavgayı büyütmek olduğunu ortaya koyarak İP-Aydınlık hainlerinin saldırısına karşı en öne fırlayarak, bedenini yoldaşlarına siper edip,ortak utkumuz komünizm için nasıl da yoldaşça birbirimize kenetlenmemizin pratiğini ölümü hiçe sayarak gösterdi..Mehmet Türk yoldaş ölümünün 27. yıldönümünde devrimci erdemleriyle de kavgamızda yaşatacak ve hep bizimle, yoldaşça savaşımımızın içerisinde olacaktır.