6 Şubat 2017 Pazartesi

Enflasyon En Çok Yoksullar Vuruyor..!

Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan Enflasyon ve Hayat Pahalılığı Ocak 2017 Dönem Raporu’nun sonuçlarına göre TÜİK tarafından yüzde 9,22 olarak açıklanan aylık Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki artış, yevmiyeli olarak çalışanlar için yüzde 9,67, düzenli ücretlilerde yüzde 9,60 olarak gerçekleşti.
Enflasyondan en az etkilenenler yüzde 8,93 ile temel gelir kaynağı gayrimenkul kira geliri ve menkul kıymet faiz geliri olanlar belirlendi. Resmi olarak yüzde 2,46 olan ocak ayı enflasyonu ise en çok yüzde 2,97’lik artış ile nitelikli tarım ve ormancılık çalışanlarını vurdu. En yoksul % 20 için aylık enflasyon % 2,78 oldu.
Barınma, et ve yumurtada iki basamaklı
Yıllık enflasyon kirada yüzde 10.1, tüp gazda yüzde 15,1, ilaçta yüzde 13,8, benzinde yüzde 25, vapur ücreti yüzde 29,7, metro ücreti yüzde 16, koyun etinde yüzde 10,51, Tavuk etinde yüzde 13,31, yumurtada yüzde 17.7 oldu. Sağlıkta toplam yıllık enflasyon yüzde 12’yi buldu.
Enflasyonun 14 yıllık (AKP hükümetleri dönemindeki) bilançosu, alım gücünde ekmek ve tahıllar için yüzde 10,1, et için yüzde 19,3, balık için yüzde 12, sebze için yüzde 36’lık kayıp olarak yaşandı. Bu ürünlerde enflasyon, genel enflasyonun çok üzerine yaşandı. (Kayıplar enflasyon oranında ücret artışı alan ortalama bir ücretli için hesaplanıyor). Kira da dar gelirlinin alım gücü kaybı yaşadığı alanlardan biri oldu. Dar gelirli kirada yüzde 27,5 alım gücü kaybı yaşadı.
Şebeke suyu (yüzde 9) ve gaz (yüzde 3) da alım gücü kaybı yaşanan alanlardan oldu. Buna karşın dar gelirlinin elektrik (yüzde 19), elektrikli ev aletleri (yüzde 50-90), telefon (yüzde 756), motorlu araçlar (yüzde 40) gibi özellikle teknolojik gelişmeye koşut fiyatı düşen ve çoğunlukla ithalata bağımlı ürünlerde alım gücü artışı sağlandı. Giysiler de (yüzde 73) alım gücü yaşanan ürünler arasında yer aldı. Kitap ise yüzde 31 ile alım gücü kaybının yaşandığı alanlar arasında yer aldı. Alkollü içkilerde alım gücü kaybı ise birada yüzde 50, şarapta yüzde 13 oldu. Tütünde kayıp yüzde 52 olarak yaşandı.
Herkes kayıp yaşadı
BİSAM, TÜİK Tüketim Harcamaları İstatistikleri ve TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi Harcama Gruplarına Göre Endeks Sonuçlarını kullanarak farklı gelir grupları için enflasyon hesaplaması yapıyor.
Bu hesaplamaya göre enflasyon çeşitli gelir ve tüketim grupları için farklı sonuçlar yaratıyor.
Buna göre;
Ocak 2003-Ocak 2017 dönemleri arasında genel TÜFE yüzde 216 artış gösterirken bu oran düzenli ücretlilerde yüzde 243,
Çalışmayanlar için yüzde 251,
Emeklilerde yüzde 249,
Nüfusun en yoksul yüzde 20’lik kesimi için yüzde 256 oldu. En zengin yüzde 20’lik dilim için ise enflasyon yüzde 236 olarak gerçekleşti.
Buna göre enflasyon yoksulu daha fazla vurdu.
BİSAM tarafından Ocak 2003-Ocak 2017 dönemlerine göre gizli yoksullaşma oranları da hesaplandı. Gizli yoksullaşma genel enflasyon rakamları ile farklı grupların enflasyonlarının arasındaki farktan kaynaklanan ve kayıtlara yansımayan yoksullaşma düzeyini ortaya koyuyor.
Buna göre son 13 yıllık dönemde (Ocak 2003-Ocak 2017) gizli yoksullaşmayı en yoğun olarak yaşayanlar, işteki duruma göre yüzde 12,04 ile “Yevmiyeliler”, mesleğe göre yüzde 11,2 ile “Nitelik Gerektirmeyen İşlerde Çalışanlar”, temel gelir kaynağına göre yüzde 11,1 ile “Diğer Transferlerle Geçinenler”, gelir gruplarına göre yüzde 11,1 ile “En Yoksul Yüzde 20”’lik gelir grubunda yer alanlar oldu.
Sonuç
Raporun sonuç bölümünde şu ifadeler yer aldı:
"Enflasyondaki hareketler doğrudan doğruya alım gücüne etki eden bir role sahip. Kişinin kendi yaptığı harcama kalemlerindeki fiyat artışları (enflasyonu) ile resmi Tüketici Fiyat Endeksi arasındaki fark istatistiklere yansımayan bir yoksulluğa neden olmaktadır. Aynı zamanda sepete her yıl müdahaleye olanak tanıyan yöntem sonuçların güvenilirliği açısından soru işaretlerine neden oluyor. Dar gelirli için ağırlığı son derece önemli olan kira ve gıdanın, sepetteki ağırlığının sistematik olarak azalması, sorunları büyütüyor. Bu nedenle;
Ücret artışlarında dar gelirlileri dikkate alınacak ayrı bir endeks oluşturulmalıdır.
Toplum tarafından yaygın olarak kullanılmadığı halde, yüksek değer taşıdığı için ciddi bir biçimde enflasyonu etkileyen ürünlerin mal sepetindeki ağırlığı gözden geçirilmeli, teknolojik gelişmeye koşut olarak fiyatları sürekli olarak gerileyen ürünler, sepetten çıkartılmalıdır.
Her türlü sübjektif müdahaleye açık olan yıllık sepet değişiminden vaz geçilmeli. Sapetteki değişiklikler 5’er yıllık dönemler halinde gerçekleştirilmelidir.
İstatistik konseyinin kapsamı genişletilerek emek örgütlerinin katılımı ve denetimi sağlanmalıdır.
Hükümet mensuplarının TÜİK’e müdahalesi anlamına gelecek yaklaşımlardan ve söylemlerden uzak durmaları sağlanmalıdır.

Enflasyon hesaplamasında yukarıda belirtilen unsurlardan kaynaklı yaşanan gelir kayıpları giderilmelidir."