Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf
Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan Enflasyon ve Hayat
Pahalılığı Ocak 2017 Dönem Raporu’nun sonuçlarına göre TÜİK tarafından yüzde
9,22 olarak açıklanan aylık Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki artış, yevmiyeli
olarak çalışanlar için yüzde 9,67, düzenli ücretlilerde yüzde 9,60 olarak
gerçekleşti.
Enflasyondan en az etkilenenler yüzde
8,93 ile temel gelir kaynağı gayrimenkul kira geliri ve menkul kıymet faiz
geliri olanlar belirlendi. Resmi olarak yüzde 2,46 olan ocak ayı enflasyonu ise
en çok yüzde 2,97’lik artış ile nitelikli tarım ve ormancılık çalışanlarını
vurdu. En yoksul % 20 için aylık enflasyon % 2,78 oldu.
Barınma, et ve yumurtada iki basamaklı
Yıllık enflasyon kirada yüzde 10.1, tüp
gazda yüzde 15,1, ilaçta yüzde 13,8, benzinde yüzde 25, vapur ücreti yüzde
29,7, metro ücreti yüzde 16, koyun etinde yüzde 10,51, Tavuk etinde yüzde
13,31, yumurtada yüzde 17.7 oldu. Sağlıkta toplam yıllık enflasyon yüzde 12’yi
buldu.
Enflasyonun 14 yıllık (AKP hükümetleri
dönemindeki) bilançosu, alım gücünde ekmek ve tahıllar için yüzde 10,1, et için
yüzde 19,3, balık için yüzde 12, sebze için yüzde 36’lık kayıp olarak yaşandı.
Bu ürünlerde enflasyon, genel enflasyonun çok üzerine yaşandı. (Kayıplar
enflasyon oranında ücret artışı alan ortalama bir ücretli için hesaplanıyor).
Kira da dar gelirlinin alım gücü kaybı yaşadığı alanlardan biri oldu. Dar
gelirli kirada yüzde 27,5 alım gücü kaybı yaşadı.
Şebeke suyu (yüzde 9) ve gaz (yüzde 3)
da alım gücü kaybı yaşanan alanlardan oldu. Buna karşın dar gelirlinin elektrik
(yüzde 19), elektrikli ev aletleri (yüzde 50-90), telefon (yüzde 756), motorlu
araçlar (yüzde 40) gibi özellikle teknolojik gelişmeye koşut fiyatı düşen ve
çoğunlukla ithalata bağımlı ürünlerde alım gücü artışı sağlandı. Giysiler de
(yüzde 73) alım gücü yaşanan ürünler arasında yer aldı. Kitap ise yüzde 31 ile
alım gücü kaybının yaşandığı alanlar arasında yer aldı. Alkollü içkilerde alım
gücü kaybı ise birada yüzde 50, şarapta yüzde 13 oldu. Tütünde kayıp yüzde 52
olarak yaşandı.
Herkes kayıp yaşadı
BİSAM, TÜİK Tüketim Harcamaları
İstatistikleri ve TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi Harcama Gruplarına Göre Endeks
Sonuçlarını kullanarak farklı gelir grupları için enflasyon hesaplaması
yapıyor.
Bu hesaplamaya göre enflasyon çeşitli
gelir ve tüketim grupları için farklı sonuçlar yaratıyor.
Buna göre;
Ocak 2003-Ocak 2017 dönemleri arasında
genel TÜFE yüzde 216 artış gösterirken bu oran düzenli ücretlilerde yüzde 243,
Çalışmayanlar için yüzde 251,
Emeklilerde yüzde 249,
Nüfusun en yoksul yüzde 20’lik kesimi
için yüzde 256 oldu. En zengin yüzde 20’lik dilim için ise enflasyon yüzde 236
olarak gerçekleşti.
Buna göre enflasyon yoksulu daha fazla
vurdu.
BİSAM tarafından Ocak 2003-Ocak 2017
dönemlerine göre gizli yoksullaşma oranları da hesaplandı. Gizli yoksullaşma
genel enflasyon rakamları ile farklı grupların enflasyonlarının arasındaki
farktan kaynaklanan ve kayıtlara yansımayan yoksullaşma düzeyini ortaya
koyuyor.
Buna göre son 13 yıllık dönemde (Ocak
2003-Ocak 2017) gizli yoksullaşmayı en yoğun olarak yaşayanlar, işteki duruma
göre yüzde 12,04 ile “Yevmiyeliler”, mesleğe göre yüzde 11,2 ile “Nitelik
Gerektirmeyen İşlerde Çalışanlar”, temel gelir kaynağına göre yüzde 11,1 ile
“Diğer Transferlerle Geçinenler”, gelir gruplarına göre yüzde 11,1 ile “En
Yoksul Yüzde 20”’lik gelir grubunda yer alanlar oldu.
Sonuç
Raporun sonuç bölümünde şu ifadeler yer
aldı:
"Enflasyondaki hareketler doğrudan
doğruya alım gücüne etki eden bir role sahip. Kişinin kendi yaptığı harcama
kalemlerindeki fiyat artışları (enflasyonu) ile resmi Tüketici Fiyat Endeksi
arasındaki fark istatistiklere yansımayan bir yoksulluğa neden olmaktadır. Aynı
zamanda sepete her yıl müdahaleye olanak tanıyan yöntem sonuçların
güvenilirliği açısından soru işaretlerine neden oluyor. Dar gelirli için
ağırlığı son derece önemli olan kira ve gıdanın, sepetteki ağırlığının
sistematik olarak azalması, sorunları büyütüyor. Bu nedenle;
Ücret artışlarında dar gelirlileri
dikkate alınacak ayrı bir endeks oluşturulmalıdır.
Toplum tarafından yaygın olarak
kullanılmadığı halde, yüksek değer taşıdığı için ciddi bir biçimde enflasyonu
etkileyen ürünlerin mal sepetindeki ağırlığı gözden geçirilmeli, teknolojik
gelişmeye koşut olarak fiyatları sürekli olarak gerileyen ürünler, sepetten
çıkartılmalıdır.
Her türlü sübjektif müdahaleye açık olan
yıllık sepet değişiminden vaz geçilmeli. Sapetteki değişiklikler 5’er yıllık
dönemler halinde gerçekleştirilmelidir.
İstatistik konseyinin kapsamı
genişletilerek emek örgütlerinin katılımı ve denetimi sağlanmalıdır.
Hükümet mensuplarının TÜİK’e müdahalesi
anlamına gelecek yaklaşımlardan ve söylemlerden uzak durmaları sağlanmalıdır.
Enflasyon hesaplamasında yukarıda
belirtilen unsurlardan kaynaklı yaşanan gelir kayıpları giderilmelidir."