87 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye
olan HDP’li İdris Baluken, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu.
Baluken, “Bugün Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan Sayın Selahattin Demirtaş’ın
Kandıra’da rehin alınan Figen Yüksekdağ’ın bu konuşmayı yapması gerekiyordu”
dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP)
haftalık grup toplantısında 30 Ocak’ta tahliye olan HDP eski Grup Başkanvekili
ve Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken konuştu. HDP Eş Genel Başkanları
Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın 4 Kasım 2016’da gözaltına alınıp
tutuklanmasının ardından partinin grup toplantılarında Parti Sözcüsü Ayhan
Bilgen konuşma yapıyordu. Ancak Ayhan Bilgen’in de 31 Ocak’ta tutuklanmasının
ardından 4 ay içerisinde partinin grup toplantılarındaki hatibi de üçüncü kez
değişti.
Baluken’in konuşmasından satır başları
şöyle:
“Uzun ve zorlu bir ayrılıktan sonra 3
aylık bir tecritten yeni çıkmış olan bir insanın heyecanıyla her birinizi ayrı
ayrı selamlıyorum.
Gerçekten son derece zorlu ve sıkıntılı
bir sürecin içerisinde bulunuyoruz. Zorlu ve onurlu bir ayrılık dönemi yaşadık.
Buraya gelirken en büyük temennimiz burada olması gerekenlerin bu kürsüde
konuşması gerekenlerin olduğu bir grup toplantısının bir parçası olmak
isterdim. Bugün Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan Sayın Selahattin Demirtaş’ın
Kandıra’da rehin alınan Figen Yüksekdağ’ın bu konuşmayı yapması gerekiyordu.
Onların rehin alınmasından sonra görevlendirilen parti sözcümüz Ayhan Bilgen’in
yapması gerekiyordu.
Normalde olması gereken şudur; üç aydır
F tipi daha doğrusu tipsiz bir tecrit hücresinde bir insan yüzü görmemiş
milletvekilinin bu kalabalık karşısında büyük bir coşkuya kapılması
gerekiyordu. Henüz cezaevinin kapısından adımı attığım ilk andan Sayın Meral
Beştaş ve Sayın Ayhan Bilgen’in tutuklanma haberini aldık. Halen bu garabetin
devam etmesinden dolayı tanımsız duygularla burada düşüncemizi paylaşma gayreti
içerisindeyiz.
Mevcut durum kanıtsanmış gibi sürekli
tartışılmak isteniyor. Oysa Türkiye siyasi tarihinin en anormal durumu ile
karşı karşıyayız. 6 milyon oy almış bir partinin milletvekilleri ve eş genel
başkanlarının rehin olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Meclis çatısı altında olması
gerekenler cezaevi çatısı altında bulunuyor. Onlar bu meclis çatısı altında
yasama görevini yapmaları üzere görevlendirilmiş olan siyasi çalışmalarının
başında olması gereken arkadaşlarımızdır. Ancak onlar eğer bugün cezaevinde
tecrit koşullarında bulunuyorlarsa, ben henüz birkaç gün önce aynı koşullarda 3
aylık bir rehin alma süreci yaşamışsam bu durum akli selim bir şekilde
tartışılmalıdır. “ (DİHA)