2 Şubat 2017 Perşembe

Korkmuyoruz diyen Saray- AKP Yöneticileri Daha Çok Korkuyorlar..!

Henüz adı bile konmamış başkanlık referandum videoları “orantısız” biçimde dolaşıma çıktı. “Evet” diyenlerin pasladıkları kişiler de mecburen konvoya katılıyor, katılmayan taşlanıyor. Halkın vergileriyle yayın yapan devlet televizyonu bunları klip yapıp tek yanlı propagandaya dönüyor. “Hayır” diyenler öyle yada böyle hayali gerekçelerle soluğu nezarette alıyor, “tutuklanma” talebiyle. O da 6-7 yıl önceki tweet’lere dayanarak..
Niye? Başka şey bulamıyorlar da ondan. “Hayır” videosundaki en ileri ifade “Korkmuyoruz, biz kazanacağız.” Ne var bunda? Çünkü karşı taraf yaptıkları kirlikiklerden, katliamlarda ve faşist baskılardan dolaı acayip korkuyor.
Halk hareketi olmasın, insanlar bir fikir etrafında toplanamasın diye, devrimciler ve emekçiler polis-jandarma teöröü, savcı hakim zindan tehdidiyle torpilleniyor. Yolu yok ne yapmasanız Sarayınızla birlikte yıkılıp gideceksiniz. Emekçiler Hayır diyerek Hitler taslağı şeflik rejimine geçit vermeyeceklerdir.
Rapora göre “özgür” kategorisinde dünyada 87 ülke var. Özgürlükler açısından Türkiye bu ilk 87’ye girmiyor. İkinci ligde yani “kısmen özgür” 49 ülke arasında yer alıyor. Böyle giderse üçüncü lige düşüp 49 ülkenin bulunduğu “özgür değil” kategorisine düşecek 50. ülke olarak.
AKP sözcülerine göre Olağanüstü Hal koşullarında “demokratik anayasa” referandumu yapacak Türkiye. Kendilerinin bile bu söylediklerine inanmaları zor.
AKP iktidarının “medyayı susturma” harekatı referandum öncesi “HDP’yi diskalifiye etme” operasyonuyla birlikte yürütülüyor.
Son üç ayda 30 HDP milletvekili gözaltına alındı. Şu anda 13’ü tutuklu. Aynı süre içerisinde il, ilçe başkanları, yönetim kurulu üyeleri, belediye başkanları, meclis üyeleri başta olmak üzere tutuklanan HDP’li sayısı 1500’ü buldu.
HDP’lilerden sonra, referandum tarihi yaklaştıkça sıra CHP’lilere geliyor.
Hala basın açıklamasının, yürüyüş ve mitinglerin OHAL’den dolayı bir ay yasaklandığı kentler var.
“Hayır” diyenler gözaltına alınıyor, “Hayır” pankartı asan partilerin binaları basılıyor, etkin “Hayır” kampanyası yürüten CHP’liler bile uyduruk gerekçelerle gözaltına alınıyor.
Referandum için yapılan araştırmalarda “Hayır” oyları “Evet”lerden yüksek çıktıkça panik artıyor AKP cephesinde.
7 Haziran seçimlerinde aleyhlerinde çıkan tabloyu hangi yöntemlerle 1 Kasım seçimlerinde lehlerine çevirdilerse, şimdi de aynı oyunu sahneye koyacaklarının işaretleri var.
faşist katliam, yasaklar ve demagojik yöntemler devreye sokulacak.
Her terör eylemi ve cinayetten sonra teker teker getirilen yayın yasakları şimdi önceden ve toplu halde konuluyordu.
Buna göre muhabirlerin anlatımından olay yeri görüntülerine, ambulans sesinden olayla ilgili yapılan yorum ve eleştirilere kadar haberciliğin olmazsa olmazları arasında yer alan pek çok konu yasaklanıyordu.
Özellikle terör olaylarında sadece Cumhurbaşkanı ve Başbakan gibi resmi yetkililerin açıklamaları yasak kapsamı dışında tutulacaktı. Muhalefet partileri, liderleri de bu karara göre yasak kapsamına giriyordu.
Yani tıpkı Ankara’daki Gar katliamında olduğu gibi bir terör olayı meydana gelse, iktidar sözcüleri olayla ilgili istedikleri açıklamayı yapacaklar, kamuoyunu istedikleri gibi yönlendirecekler.
Bu üç olguyu bir araya getirince insanın düşünmek bile istemediği kanlı senaryolar geliyor akla.
Bütün bu yaşadıklarımız bir telaşın ifadesi. Referandumda “Hayır” çıkma olasılığının korkusu.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ilginç süreçlerinden birine daha tanık oluyoruz. Ama aynı zamanda kaybedeceğini anlayan zorbaların da telaşına tanık olacağız.

Yeter ki zorbalığa karşı olanlar kazanacaklarına inansınlar!