Türk tabipleri Birliği Merkez Konseyi, 10 Şubat’ta referandumdaki tavrını açıkladı. Hekimler olarak referandumda “Hayır” oyu vereceklerini açıklayan TTB, yıllarıdr ülkeyi yöneten iktidarın bugüne kadar huzur, mutluluk ya da iyilik getirmediklerini belirtti. Anayasa Değişikliği Teklifi’nin topluma izah edilmediğini hatta gizlendiğini söyleyen TTB, iktidarın toplumsal muhalefeti baskı altına aldığı OHAL rejiminde sunulan değişikliğin meşru olmadığını söyledi.
“Hayır” demek önemli bir fırsat yaratacak
Hekimler başta olmak üzere ülkenin emekçileri, kadınları ve gençleri olarak “Hayır” demenin yaratacağı fırsata dikkat çeken TTB, “Bizler bu toplumun hekimleri, emekçileri, kadınları, gençleri olarak, biliyoruz ki HAYIR dersek, bu referandum kendi yaşamımızı ve ülkemizin geleceğini yeniden kurma yönünde karar hakkımızı kullandığımız önemli bir fırsat olacaktır” dedi.
TTB’nin açıklaması:
Yıllardır ülkeyi yönetenlerin ülkemize huzur, mutluluk, iyilik getirmedikleri, aksine ülkenin her alanında kavgaya, çatışmalara neden oldukları, kendi iktidarlarını kalıcı kılmak istedikleri, yoksulluğu artırdıkları gün gibi ortadadır.
Gelinen bu noktada, toplumun bilgisinden uzak tutulmuş, Mecliste tartışılması engellenmiş bir Anayasa değişikliği ile karşı karşıyayız. Anayasa değişikliği teklifinin kabul edilmesiyle, evrensel hukukun ve demokratik ilkelerin temel yaklaşımı olan kuvvetler ayrılığı ilkesi ortadan kaldırılıp yasama, yürütme ve yargı tek elde toplanacak, insan hak ve özgürlük alanları daha da daraltılarak demokrasiden tümüyle uzaklaşılacak, ülkemizin her alandaki sorunları ağırlaşacaktır. Sınırsız yetkilerle donatılmış, denetim mekanizmaları yok denecek kadar az olan bir gücün, tek bir kişide toplanmasını sağlayacak bir tekliftir, önümüze getirilen. Meclis oylamalarının gizli oy, açık sayım ilkesinin ihlal edilerek yapıldığı, hükümetin giderek yetkisini genişlettiği ve muhalefeti baskı altına aldığı OHAL rejiminde onayımıza sunulacak olan Anayasa değişikliği teklifi, meşru değildir.
Oysa ki, toplum olarak ihtiyacımız; çoğulculuğu zenginlik olarak gören, din, dil, ırk, etnisite, cinsiyet, sınıf ayrımcılığına dayanmayan, gücün tek bir kişi ya da merkezde toplanmadığı, en geniş şekliyle halkla paylaşıldığı, denetime açık, şeffaf ve toplumsal eşitliği esas alan laik, demokratik bir sosyal hukuk devletinin çerçevesini oluşturan bir Anayasa’dır.
Bizler bu ülkede, yılın 365 günü alın teri dökenleriz, üretenleriz. Emeğiyle, aklıyla, kalbiyle hayata dokunarak var olanlarız. Bizler bu ülke için söyleyecek sözü, büyütecek umudu olanlarız. Bizler bu toplumun hekimleri, emekçileri, kadınları, gençleri olarak, biliyoruz ki HAYIR dersek, bu referandum kendi yaşamımızı ve ülkemizin geleceğini yeniden kurma yönünde karar hakkımızı kullandığımız önemli bir fırsat olacaktır. Bu fırsatı iyi kullanmamız, kendi geleceğimizi belirlememiz; yoksulluk, mutsuzluk, kötülükten kurtulmamız; geleceğimizi, halkları birbirine düşman etmeyen, barış içinde yaşamı ve eşit yurttaşlığı temel alan bir yaklaşım üzerine kurmamız demektir.
Şimdi bu huzursuzluk yaratan, yoksullaştıran, haklarımızı gasp eden, toplumsal sağlığımızı bozan anlayıştan kurtulmak için adım atma zamanıdır.
Gerici, piyasacı sağlık politikalarına son vermek, bilimsel ve toplumcu sağlık anlayışını hayata geçirmek için;
Haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen hekimlerin görevlerine iade edilmeleri; nitelikli tıp eğitimi, iyi hekimlik, hastaya yeterli süre ayırabilme; çalışırken ve emeklilikte insanca ücret ödenmesi; sağlıkta şiddetin sona ermesi için;
Akademisyenlerin kıyıma uğratılmasına, akademik değerlerin yok edilmek istenmesine karşı, özgür, demokratik ve özerk üniversite için;
Bu ülkenin yurttaşları olarak, ırk, dil, din, inanç, cinsiyet, etnisite gözetmeksizin düşüncelerimizi özgürce ifade edebilmek için;
Kadınlar, gençler olarak, özgürce yaşamak, kendi hayatımız üzerinde söz sahibi olabilmek için;
İşçiler, emekçiler, emeğiyle geçinenler olarak, dişimizle, tırnağımızla, bin bir emek ve mücadeleyle elde ettiğimiz kazanımlarımıza sahip çıkmak, yeni kazanımlar elde etmek için;
Ülkemizde yağmanın, talanın değil adaletin, savaşın değil barışın, baskıların değil özgürlüğün, karanlığın değil aydınlığın, ayrımcılığın değil eşitliğin, yalanın değil hakikatin egemen olması için;
Darbelere, OHAL’e, diktatörlüğe ve antidemokratik düzene karşı laik ve demokratik bir ülkede yaşamak için;
Sağlık hakkımız; hekimlik değerlerimiz; toplumsal iyilik halinin ülkemizde ancak demokratik bir ortamın oluşması ile mümkün olacağından hareketle toplumsal sağlığımız için;
Anayasa değişiklik teklifine HAYIR diyoruz.