19 Aralık 2017 Salı

17 YILINDA 19 ARALIK F TİPİ OPERASYONU VE ÖLÜM ORUCU DERSLERİ..!

Zindanlardaki devrimci tutsakların devrimci sesini boğmak ve teslimiyet ihanet yuvaları yaratmak amacıyla faşist MGK diktatörlüğünün 20 cezaevinde aynı anda başlattığı “Hayata Dönüş” adı verilen 19 Aralık faşist katliamla yüklü operasyonun 17. yıldönümü.

Aynı zamanda F tipi hücre cezaevleri dayatmasına karşı başlatılan ve 19 Aralıkta 2000 yılında kitlesel bir hal alan süresiz açlık Grevi(SAG) ve Ölüm Orucu(ÖO) eyleminin 17 yıl dönümü. Faşist diktatörlük her ne kadar 30 aşkın devrimci katlederek F tipi zindan politikasını pratiğe sürdüyse de, ,zindanlarda devrimci tutsakları teslim alarak buraları ihanet yuvalarına dönüştürme faşist politikası devrimci tutsakların , kan ve can bedeli direnişleri ve feda eylemleriyle 122 şehit ve yüzlerce gazi ile darbelenerek boşa çıkarıldı.

Neki faşizmin zindan politikalarını anlamak ve buna karşı uzun vadeli bir savaşım içinde olmak bakımından 19 Aralık 200 F Tipi operasyonu ve Büyük Ölüm Orucu eylemini değerlendirmek, bunun dersleriyle donanmak, hatalarından arınmak ve olumlu yanlarını geliştirmek bakımından önem taşıyor.

Hatırlanacağı üzere F-Tipi cezaevlerine karşı belli bir propaganda ve ajitasyon döneminden ardından başını DHKP-C’nin çektiği ve MKP ve TKİP’nin de katıldığı üçlü ittifak, 20 Ekim 2000’de açlık grevine başladılar.19 Kasım’da ölüm orucuna (=ÖO) dönüştürmelerinin ve direnişe diğer devrimci grupların destek vermesiyle büyümeye başlamasının ve dışarda da belli bir kamuoyu oluşmasının ardından faşist diktatörlük zindanlarda egemenliği tümüyle sağlamak ve devrimin sesini boğmak için 19 Aralık 2000 katliamını gerçekleştirdi. Bu vahşi operasyonla 30 aşkın devrimci katledilip ve onlarcasının yaralanması ve yüzlercesinin F tipi hücre tabutluklara tıkılmasından sonra direniş yeni bir evreye girdi. Ciddiye alınabilir bir kitle ve kamuoyu desteğinden yoksun bulunmalarına rağmen devrimci tutsaklar, yılları deviren görkemli feda eylemleriyle, 122 şehit ve yüzlerce gaziyle devrimci hareketin tarihinde çoktan yerlerini aldılar .

Kuşkusuz, bu eylem sürgit hale getirilmesi ve F tiplerinin parçalanmasının neredeyse tek bir yumruk politikasına indirgenmesi, zindanlarda değişen politik koşulları, güç ilişkilerinin, devrim ile karşı devrim arasındaki oransız durumun yeterince dikkate alınmaması vb. nedeniyle 2003’den itibaren ağır bir tahribata yol açıcı taktiksel bir yenilgiye neden olması olgusu , hiç bir fedakarlıktan kaçınmayan devrimciler kuşağı yaratabilen bir ülkede, egemen sınıflar ve emperyalizm hiçbir zaman kendilerini rahat hissedemeyecek, devrim ve sosyalizm davasına bağlılık hiçbir zaman yok edilemeyeceğini gerçeğini asla gizleyemez. Bu gerçekliğin altının özel olarak çizilmesi gerekiyor.
devamı: halkinbirliği.net