31 Aralık 2017 Pazar

Yeni Yılda Her Bir Devrimci Kendisini Yenileyip, Yaratıcı, Üretici ve Etkin Kişi Olmalıdır..!

Uzun yıllardan bu yana devrimci hareket dağınık ve yığınlardan kopukluğunu aşmada başarılı çıkış yaptığı söylenemez. 12 eylülün ideolojik-politik saldırılarının yarattığı öz güven eksikliği ve kitlelerden yabancı hali hala aşılabilmiş değil. Bunda nesnel koşulların yanında elbette devrimci hareketin kadroların yetersiz ve yetmezlikle içinde olmasının önemli etkisi vardır.
Var olanla yetinen ve koşullara boyun eğen bir kadro tipiyle mevcut olumsuzlukları yarıp çıkmak ve buz kıran rolü oynama güçtür.
Çok konuşan ama az iş yapan, önünü koymuş olduğu görevleri yerine getirmeyen, eleştiri-özeleştiriyi yozlaştırıp ayağa düşüren bir
önderlik ve bu önderliğin yönettiği kadro tipinde iktidarı alma kararlığı içinde tutkuyla mücadeleye sıkıca sarılma ve yalnız kalsa bile bir örgüt gibi davranan kadrola kuşağı yetiştirmeden faşizmin, gericiliğin ve oportünizmin legalist var olanla yetinen ve kendi çalıp kendi oynayan durumunu aşmak mümkün olmaz. "Daha az devrimci gevezelik, daha fazla günlük iş. İşte şu anda, komünizmi hayata geçirme uğraşı içinde olduğumuz şu anda, yapmamız gereken temel şey" diyordu, Lenin yoldaş . Yani Lenin yoldaşın yüzyıl önceden söylemiş olduğu bu söz, günlük politik görevlerimize sıkıca sarılmayı, işimizi hiç aksatmadan kitlelere gitmememiz salık veriyor. Örgütsel pratik çalışmalarda geri durduğumuz anda (hani halkımız da bir özdeyişte dile getirir ya: "işleyen demir ışıldar"), paslanmaya başlarız. Haliyle teoriyi pratiğe sürmüyorsak burada, devrimci kişiliğimiz de erezyon kapıyı çalar Bir bilim adamının da, bir sporcunun da, bir sanatçının da sürekli kendisini geliştirmesi için ne yapması gerekir? Elbette araştırması, incelemesi ve çalışması gerekir. Üretmesi gerekir. Çalışmayı bıraktığı anda, bilimde yeni buluşlar yapabilir mi, bir bilim adamı? Yapamaz. Sanatçı yeni eserler ortaya koyabilir mi? Koyamaz. Tıpkı bunun gibi devrimcilik de bir güzel sanattır yoldaşlar, yeniyi bulmak ve eskiyi aşmaktır. Haliyle sıkıca hem de planlı olarak 24 saat dur durak n bilmeden çalışmamız gerekir her şeyden önce.
Demek ki hareketli, değişim ve dönüşüne önderlik eden dinamik karakterin birincil özelliği, ya da kuralı, ya da ilkesi diyelim: günlük iş. Günlük görevlere hep gönüllü olacağız yoldaşlar. İşte  İbrahim, İrfan ve diğer yoldaşların başarıya yürümede temel özelliklerinden biriydi bu i.
Yine biliyoruz ki devrimcilik risk almak demektir. Haliyle devrimci bir önder ve kadro her daima riskli görevlere hazır olmalı ve bu zorlu görevleri omuzlamakta, hiç tereddüt göstermemelidir Devrimci savaşımda kadrolar bakımından ikinci
kapıyı çalıyor; girişken ve yaratıcılık.
Yani koşulları en iyi şekilde kavrayacak, somut durumun somut tahlilini yaparak, en doğru şekilde maddi olguları, emekçilerin içinde bulunduğu gerçekliği ve karşı devrimin durumunu olduğu gibi tahlil edip kavrayacak ve onları devrimci dönüşüme uğratmak için en doğru öneri ve taktikleri getirecek. Elbette öneri ve taktikler belirlemekle sınırlı kalmayacak, o öneri ve taktiklerin yoldaşları tarafından da kabul edildiği anda, hayata geçirilmesi için en önde yer alacak. mücadeleye tün benliğiyle katılacak.
Demek ki, her devrimci kadro devrimci görevlere hazır olmalı ve aldığı görevleri yerine getirmede inay tçı ve ısrarlı olmalıdır. Verilen görevlerle kendisini sınırlayan devrimci başarılı olamaz. Bu da yetersiz devrimcilik demektir. Yani girişken ve yaratıcı devrimci kişiliğimizi a tam olarak geliştiremeyiz. Hep görevi başka yoldaşlardan, önderlerden, kadrolardan beklersek, gerçek devrimci olamayız .. Elbette önderlerimiz, deneyim ve tecrübe sahi olan yoldaşlarımız gelişmeleri ve süreçleri bizden daha önceden ve doğru görebilirler ama biliyoruz ki yanılmaz insan yoktur. Hepimiz, herkes zaman zaman hatalara ve yanılgıya düşebiliyoruz. En büyük Usta'larımız bile bunu itiraf etmişlerdir. Hatta açıkça söylemekten çekinmemiştirler. O zaman hepimiz, girişken ve yaratıcı olacağız, üretken olacağız inisiyatifli olacağız, üretici olacağız. Devrimci bir görevin başarılması için neler yapmamız gerekir, nasıl çalışmamız gerekir, kimlerle bağlar kurmamız gerekir? Bunlara hep kafa yoracağız ve üretken olacağız. Eğer bunu yapmazsak komünist önderlerin sıklıkla eleştirdikleri bir yön, yahut da kötü devrimciler için bir nitelemesi var: geveze ve İşgüzar olmak. İşte o duruma düşebilir insan. O zaman bilinçlice somut durumu tahlil edeceğiz, ona uygun öneri ve çözümler üreteceğiz. Bu hepimizin, her devrimcinin görevi. Sadece başkasından beklemeyeceğiz. Önderlerimizden, deneyim sahibi kadrolardan ,beklemeyeceğiz. Hepimizin bu işle birincil derecede yükümlü, devrimciler olduğumuzu hissedeceğiz, yürekten duyacağız. İşte devrimci yaratıcılıktır ve devrimci girişkenlik budur..
Devrimci dinamik karakterimizin ikinci önemli özelliği de budur,
Devrimi dinamik karakterimizin üçüncü özelliği için; kavganın her cephesinde ön görülü ve uyanık olmak.
Uyanık olmak. Devrimci kavga, adı üstünde bir kavga, bir savaş. Sınıflar arasında savaş demektir devrimcilik. Sınıflar savaşı... O savaşın emekçi halk tarafında, halk safında yer almak ve onları devrim ve sosyalizm savaşımına kazanmaktır devrimciliktir. İşte yeni bir yıla girerken kendisine devrimci sosyalist diyen kadrolar, şapkalarını önlerine koyup bir yıl içinde ne kadar başarılı olup olmadıklarının muhasebesini yaparak, hata ve yetmezliklerden gereken devrimci dersleri çıkararak yeni yıla her bakımdan bilenmiş olarak girmelidirler.