Dışarıdaki Gazeteciler, tutuklu bulunan
Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticileri ile tutuklu bulunan diğer
meslektaşlarıyla dayanışmak amacıyla Kadıköy Mehmet Ayvalıtaş Meydanı’ndan
Altıyol Meydanı’na yürüdü.
Kitle yürüyüşün ardından Boğa
Heykeli'nin orada durarak basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP İstanbul
Milletvekili Barış Yarkadaş, Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi
Erol Önderoğlu, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, MYK üyesi Levent
Tüzel, dil bilimci Necmiye Alpay, gazeteci Tunca Öğreten, İrfan Değirmenci,
Ertuğrul Mavioğlu, avukatlar, gazeteciler ve çok sayıda yurttaş katıldı. Kitle,
"Ahmet Şık'a özgürlük", " Gazetecilere özgürlük", "
Sözümüz var basın özgürlüğü için", "Akın Atalay'a özgürlük hemen
şimdi" dövizlerini taşıdı.
'Sözünü esirgemeyenler zulüm gördü'
Gazeteci Güventürk Görgülü ortak basın
açıklamasını okuyarak Pazartesi görülecek Cumhuriyet davasına çağrı yaptı.
Görgülü, Nazım Hikmet' in "Bu memleket bizim" şiirini okuyarak
konuşmasına başladı. Görgülü, "Bu toprakları seven, bu halka kendini
adamış Nazım Hikmet, ilk kez 89 yıl önce bugün tutuklandı. Savunmasında
'muharrir' olduğunu söylese de 'fikir ve ifade özgürlüğü'nü hatırlatsa da
mahpus damından, esaretten kurtulamadı. 'Daha adil', 'daha özgür', 'daha güzel'
bir ülke için sözünü esirgememiş her şair, yazar, entelektüel, avukat,
akademisyen... hep zulüm gördü" diye konuştu. 15 Temmuz Darbe girişiminden
sonra da maalesef bu tablo değişmediğine değinen Görgülü, " 100’ün
üzerinde gazeteci, artık 'toplama kampı' olarak tanımlanan Silivri Cezaevi’nde
ve daha pek çok cezaevinde en ağır şekilde bedel ödüyor"dedi.
Cumhuriyetçiler 418 gündür tutuklu
Cumhuriyet gazetesinin 418 gündür büyük
bir saldırıyla karşı karşıya kaldığına değinen Görgülü, "Gazetenin genel
yayın yönetmeni Murat Sabuncu ve icra kurulu başkanı Akın Atalay, 418 gündür
tutuklu. Ahmet Şık 356 gündür, Emre İper ise 260 gündür aynı kaderi paylaşıyor.
Peki neden cezaevindeler? Ana suçlama, 'silahlı terör örgütüne üye olmamakla
birlikte örgüte yardım etme.' Bu soruşturmayı açanlar da bu yargılamayı yapanlar
da, bu yargılamanın arkasında duranlar da gayet biliyorlar ki Cumhuriyet bir
gazetedir, Cumhuriyet çalışanları gazetecilerdir" ifadelerini kullandı.
"Biz hep hatırlatacağız"
Görgülü "Ne dünkü zulmü ne de
bugünkünü unutacağız" diyerek , "Onlar bugün FETÖ olarak adlandırıp
topa tuttukları cemaate ve onun liderine övgüler dizerken Ahmet Şık, o
yapılanmanın ne olduğunu apaçık yazmış, bu nedenle kumpasa uğramış ve bugün
olduğu gibi yine bedel ödemişti. Siz binbir kelime oyunuyla milletin
hafızasından silmek istediğiniz o günleri tarihten de silmek istiyor
olabilirsiniz ama size kötü bir haberimiz var biz hep hatırlayacak ve
hatırlatacağız. Bu ülkenin aydınlık vicdanları; Ali Elverdileri, Mehmet
Ekicileri, Ömer Dikenleri unutmadığı gibi bugünleri de asla unutmayacaktır.
Cumhuriyet iddianamesini okuyan, o duruşmaları izleyen bizler gayet iyi
biliyoruz ki terörle ilgili suçlamalar gayet temelsizdir. Ve hepimiz gayet iyi
biliyoruz ki aslında yargılanan haberlerdir, habercilik faaliyetidir"dedi.
'Adaletin peşindeyiz'
Görgülü şöyle devam etti, "Biz de
tutuklu Cumhuriyetçiler ve gazetecilikten tutuklu tüm gazeteciler gibi
hakikatin ve adaletin peşindeyiz. Anadolu'un işgal altında olduğu günlerde
'Herhalde dünyada bir hak vardır ve hak kuvvetin üstündedir' diyen Mustafa
Kemal’in sözleri de yargılamayı yapanları kulağına küpe olmalı. Güneş balçıkla
sıvanamaz, haber suç olamaz. O yüzden Pazartesi günü Çağlayan Adliyesi’nde
görülecek Cumhuriyet davasında gazeteci arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını
istiyoruz. Halkımıza da onların hepimizin haber hakkını savunan gazetecilerin
yanında olmaya çağırıyoruz. Tüm tutuklu gazetecilere özgürlük!. "
Açıklamanın sonunda CHP Milletvekili Barış Yarkadaş ve gazeteci İrfan
Değirmenci bir çam ağacına, "Gazetecilik suç değildir" notunu asarak,
" Gazetecinin yılbaşı ağacı böyle olur" dedi.