19 Aralık 2017 Salı

Karakolda intihar ettiği açıklanan Araç'ın ağabeyi: Polisler "Burada talihsiz bir kaza yaşandı" dedi..!

Antalya'nın Gazipaşa ilçesinde 15 Aralık'ta yol kontrolü sırasında gözaltına alınan ve Antalya Emniyet Müdürlüğü binasından atlayarak intihar ettiği ileri sürülen 18 yaşındaki Murat Araç'ın ağabeyi İlhan Araç, polislerin kendisine “Burada talihsiz bir kaza yaşandı” dediğini bildirdi.
Özgürüz’den Zübeyde Sarı ve Fırat Yeşilçınar’ın haberine göre; ağabey Araç, olayın yaşandığı 15 Aralık’tan sonra Gazipaşa Jandarma Karakolu’ndan telefonla arandıklarını söyledi.
Araç, karakoldan arayan kişinin kendilerine "Burada birini gözaltına aldık Sizin çocuğunuz olduğunu iddia ediyor. Kaybolan çocuğunuz var mı dediler?" diye sorduğunu, babasının da "Evet" dediğini kaydetti. Araç, karakolda arayan kişinin teyit etmek için telefonu çocuğa verdiğini ve babasının konuşan kişiyi sesinden tanıyamadığını çünkü kardeşlerinin 15 yaşından beridir kayıp olduğunu söyledi.
"Babam kardeşime aile bilgilerini sordu. O teyit etti, fakat babam emin olamadı" diyen Araç, "Bunun üzerine jandarmadan kendisine fotoğraf göndermesini istedi. Gelen fotoğraf ile birlikte gözaltında olan kişini kardeşim olduğunu öğrendikten sonra Gazipaşa’ya doğru yola çıktık" ifadelerini kullandı.
Adli Tıp'ta bir cenaze
Gece yarısı Gazipaşa Jandarma Komutanlığı’na gittiklerini söyleyen Araç "Biz oraya gittikten sonra olay yerine polisler gelip, bana M… adında birini sordular. Ben de kardeşimle beraber kaybolan kişi dedim. Sonra bize dışarıda beklememiz gerektiğini söylediler” şeklinde konuştu.
Dışarıda bir süre bekledikten sonra bir polisin kendisini çağırdığını söyleyen Araç, “Beni tek başıma içeri çağırdılar. ‘Sana bir şey söyleyeceğiz ama şimdilik kimseye söyleme. Adli Tıpta bir cenaze var, onu teşhis edin’ dediler. Ben de bizi aradıklarını, kardeşim ile görüştüğümüzü onlara söyledim. 'Kardeşim jandarmada tutuluyordu neden cenaze teşhis ediyorum ki' dedim. Bu cenaze bizim değilse kardeşim nerede dedim. Onlar da ‘bilmiyoruz’ dediler” ifadelerini kullandı.
"Kafatasında 16 dikiş vardı"
Daha sonra Gazipaşa Emniyet Müdürlüğü’ne gittiklerini söyleyen Araç burada yaşananları şöyle aktardı:
Emniyette de bize Adli Tıp'a gitmemiz gerektiği söylendi. ‘Burada talihsiz bir kaza yaşandı. Buradan bir cenaze çıktı’ dediler. Emniyetten çıktıktan sonra sabah 8’de Adli Tıp’a gittik. Orada savcı ile birlikte morga girdik. Morgda kardeşimi teşhis ettim. Kardeşimin gözünde morluklar vardı. Ensesinde ve vücudunun çeşitli yerlerinde de izler vardı. Kafatasında ise 16-18 arası dikiş vardı."
Ağabey Araç, emniyette bulunan kardeşine ait eşyaların da kendilerine verilmediğini söyledi. Polislere olayın nasıl meydana geldiğini sorduğunu söyleyen Araç, “Beni sorgulamaların yapıldığı odalara götürdüler. Kardeşimin intihar ettiği iddia edilen odaya da götürdüler. Orada balkon vardı. Kardeşimin balkon kapısından atladığını söylediler”
Fakat 16 Aralık’ta TBMM’de HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu’nun sorusu üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Jandarma tarafından bir yol kontrolünde aranan bir şüpheli şahıs jandarma tarafından alınmış, daha sonra Antalya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesine götürülmüş. Terörden herhangi bir şey yokken, ailesine haber verilmiş. İkinci kattan camdan atlamak suretiyle intihar etme yolunu seçmiştir. Hastaneye kaldırıldı, kurtarılmak istendi ancak kurtarılamadı” yanıtını vermişti
Çelişkili bilgiler verildi”
Araç ailesinden ismini vermek istemeyen bir kişi ise kendilerine çelişkili bilgiler verildiğini söyleyerek, “Gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyoruz. Kimseyi suçlamıyoruz. Ortada bir vaka var. Atladı mı atıldı mı. Ne ise olay ortaya çıksın. Yasal ve hukuki olarak elimizden ne geliyorsa yapacağız. Biz bir can ödedik bundan daha ağırı yok” ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
Antalya'dan Alanya'ya otobüsle gelen Muraç Araç (18) ilçe girişinde yapılan kimlik kontrolü sırasında PKK üyesi olduğu öne sürülerek gözaltına alınmış, daha sonra götürüldü Gazi Paşa İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde tutulduğu üçüncü kattan atlayarak intihar ettiği açıklanmıştı.
Muratın Ölümünün Sorumlusu devlet
Araç'ın ölümünün her ne kadar "intihar" olarak kayıtlara geçirilse de ailesi ve hukukçular olarak duruma şüpheyle yaklaştıklarını belirten Küçük, şöyle devam etti: "Bu konu, artık tüm emniyet birimlerinde yer alan kamera kayıtlarının kamuoyuyla paylaşılarak anlatılabilecek içeriktedir. İntihar iddiasına konu olayın nasıl gerçekleştiği hakkında devletin ve emniyetin kamuoyunu aydınlatıcı ve tatmin edici bilgileri paylaşmak zorunluluğu bulunmaktadır. Olayın ciddiyeti ve vahameti bunu gerektirmektedir. Üzeri örtülebilecek bir olay değildir. Devlet, gözaltında ve kontrolü altındaki hukuken kendisine emanet edilen şüpheliyi, onun yaşamını ve vücut bütünlüğünü korumakla mükelleftir. Hiçbir veri ve görüntü dahil olmak üzere şeffaf ve denetlenebilir hukuk devleti ilkesinin unsurlarını taşımayacak şekilde, basit bir açıklamayla şüpheli ‘intihar etti’ diyerek geçiştirmek ve kurtulmak mümkün değildir."
'İntihar bile olsa sorumlu devlettir'
Küçük, şunları dile getirdi: "Bugün artık herkesin bildiği üzere emniyet birimlerinde ve tüm karakolların her odasında kameralı takip ve kayıt sistemi mevcut iken geçmişin karanlık dönemlerini ve adeta 12 Eylül günlerini anımsatan olaylar ve haberler günümüz Türkiye'sinde çok vahim ve üzücüdür. Olayın emniyet güçlerinden gelen doğrudan fiil ve müdahale ile meydana gelmiş olmasının tespiti halinde devlet eliyle yapılmış bir 'cinayet' söz konusu olur. Geçmiş yıllarda ülkemizin karanlık günlerinde yaşanan ve çokça gündeme gelen gözaltında ölümler, kayıplar, işkenceler gibi yine içerisinden geçtiğimiz OHAL karanlığında böyle vahim olaylar yaşamak istemiyoruz. Bu vakanın intihar olduğunun tespit edilmesi durumunda dahi, sorumlusu yine devlettir."
Olay aydınlatılmalıdır’

Cenazenin Antalya’dan Urfa’ya getirilmesi için Ceylanpınar Belediyesi’nin nakil aracı ve taziye yeri vermemesinin de kabul edilemez olduğunu belirten Küçük, açıklamasını şöyle bitirdi: "Bu olay aydınlatılmalıdır. Türkiye'de kolluk birimleri başta olmak üzere şeffaf, denetlenebilir, güvenilir devlet idaresi ve kamu işleyişi istiyoruz. 'Burası Türkiye, her şey olur!' algısının yok edilmesi için bu olay bir milat olmalıdır.”