Antalya'nın
Gazipaşa ilçesinde 15 Aralık'ta yol kontrolü sırasında
gözaltına alınan ve Antalya Emniyet Müdürlüğü binasından
atlayarak intihar ettiği ileri sürülen 18 yaşındaki Murat
Araç'ın ağabeyi İlhan Araç, polislerin kendisine “Burada
talihsiz bir kaza yaşandı” dediğini bildirdi.
Özgürüz’den
Zübeyde Sarı ve Fırat Yeşilçınar’ın haberine göre; ağabey
Araç, olayın yaşandığı 15 Aralık’tan sonra Gazipaşa
Jandarma Karakolu’ndan telefonla arandıklarını söyledi.
Araç,
karakoldan arayan kişinin kendilerine "Burada birini gözaltına
aldık Sizin çocuğunuz olduğunu iddia ediyor. Kaybolan çocuğunuz
var mı dediler?" diye sorduğunu, babasının da "Evet"
dediğini kaydetti. Araç, karakolda arayan kişinin teyit etmek için
telefonu çocuğa verdiğini ve babasının konuşan kişiyi sesinden
tanıyamadığını çünkü kardeşlerinin 15 yaşından beridir
kayıp olduğunu söyledi.
"Babam
kardeşime aile bilgilerini sordu. O teyit etti, fakat babam emin
olamadı" diyen Araç, "Bunun üzerine jandarmadan
kendisine fotoğraf göndermesini istedi. Gelen fotoğraf ile
birlikte gözaltında olan kişini kardeşim olduğunu öğrendikten
sonra Gazipaşa’ya doğru yola çıktık" ifadelerini
kullandı.
Adli
Tıp'ta bir cenaze
Gece
yarısı Gazipaşa Jandarma Komutanlığı’na gittiklerini söyleyen
Araç "Biz oraya gittikten sonra olay yerine polisler gelip,
bana M… adında birini sordular. Ben de kardeşimle beraber
kaybolan kişi dedim. Sonra bize dışarıda beklememiz gerektiğini
söylediler” şeklinde konuştu.
Dışarıda
bir süre bekledikten sonra bir polisin kendisini çağırdığını
söyleyen Araç, “Beni tek başıma içeri çağırdılar. ‘Sana
bir şey söyleyeceğiz ama şimdilik kimseye söyleme. Adli Tıpta
bir cenaze var, onu teşhis edin’ dediler. Ben de bizi
aradıklarını, kardeşim ile görüştüğümüzü onlara söyledim.
'Kardeşim jandarmada tutuluyordu neden cenaze teşhis ediyorum ki'
dedim. Bu cenaze bizim değilse kardeşim nerede dedim. Onlar da
‘bilmiyoruz’ dediler” ifadelerini kullandı.
"Kafatasında
16 dikiş vardı"
Daha
sonra Gazipaşa Emniyet Müdürlüğü’ne gittiklerini söyleyen
Araç burada yaşananları şöyle aktardı:
“Emniyette
de bize Adli Tıp'a gitmemiz gerektiği söylendi. ‘Burada talihsiz
bir kaza yaşandı. Buradan bir cenaze çıktı’ dediler.
Emniyetten çıktıktan sonra sabah 8’de Adli Tıp’a gittik.
Orada savcı ile birlikte morga girdik. Morgda kardeşimi teşhis
ettim. Kardeşimin gözünde morluklar vardı. Ensesinde ve vücudunun
çeşitli yerlerinde de izler vardı. Kafatasında ise 16-18 arası
dikiş vardı."
Ağabey
Araç, emniyette bulunan kardeşine ait eşyaların da kendilerine
verilmediğini söyledi. Polislere olayın nasıl meydana geldiğini
sorduğunu söyleyen Araç, “Beni sorgulamaların yapıldığı
odalara götürdüler. Kardeşimin intihar ettiği iddia edilen odaya
da götürdüler. Orada balkon vardı. Kardeşimin balkon kapısından
atladığını söylediler”
Fakat
16 Aralık’ta TBMM’de HDP Grup Başkanvekili Filiz
Kerestecioğlu’nun sorusu üzerine İçişleri Bakanı Süleyman
Soylu, “Jandarma tarafından bir yol kontrolünde aranan bir
şüpheli şahıs jandarma tarafından alınmış, daha sonra Antalya
Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesine götürülmüş.
Terörden herhangi bir şey yokken, ailesine haber verilmiş. İkinci
kattan camdan atlamak suretiyle intihar etme yolunu seçmiştir.
Hastaneye kaldırıldı, kurtarılmak istendi ancak kurtarılamadı”
yanıtını vermişti
“Çelişkili
bilgiler verildi”
Araç
ailesinden ismini vermek istemeyen bir kişi ise kendilerine
çelişkili bilgiler verildiğini söyleyerek, “Gerçeklerin ortaya
çıkmasını istiyoruz. Kimseyi suçlamıyoruz. Ortada bir vaka var.
Atladı mı atıldı mı. Ne ise olay ortaya çıksın. Yasal ve
hukuki olarak elimizden ne geliyorsa yapacağız. Biz bir can ödedik
bundan daha ağırı yok” ifadelerini kullandı.
Ne
olmuştu?
Antalya'dan
Alanya'ya otobüsle gelen Muraç Araç (18) ilçe girişinde yapılan
kimlik kontrolü sırasında PKK üyesi olduğu öne sürülerek
gözaltına alınmış, daha sonra götürüldü Gazi Paşa İlçe
Emniyet Müdürlüğü'nde tutulduğu üçüncü kattan atlayarak
intihar ettiği açıklanmıştı.
Muratın
Ölümünün Sorumlusu devlet
Araç'ın
ölümünün her ne kadar "intihar" olarak kayıtlara
geçirilse de ailesi ve hukukçular olarak duruma şüpheyle
yaklaştıklarını belirten Küçük, şöyle devam etti: "Bu
konu, artık tüm emniyet birimlerinde yer alan kamera kayıtlarının
kamuoyuyla paylaşılarak anlatılabilecek içeriktedir. İntihar
iddiasına konu olayın nasıl gerçekleştiği hakkında devletin ve
emniyetin kamuoyunu aydınlatıcı ve tatmin edici bilgileri
paylaşmak zorunluluğu bulunmaktadır. Olayın ciddiyeti ve vahameti
bunu gerektirmektedir. Üzeri örtülebilecek bir olay değildir.
Devlet, gözaltında ve kontrolü altındaki hukuken kendisine emanet
edilen şüpheliyi, onun yaşamını ve vücut bütünlüğünü
korumakla mükelleftir. Hiçbir veri ve görüntü dahil olmak üzere
şeffaf ve denetlenebilir hukuk devleti ilkesinin unsurlarını
taşımayacak şekilde, basit bir açıklamayla şüpheli ‘intihar
etti’ diyerek geçiştirmek ve kurtulmak mümkün değildir."
'İntihar
bile olsa sorumlu devlettir'
Küçük,
şunları dile getirdi: "Bugün artık herkesin bildiği üzere
emniyet birimlerinde ve tüm karakolların her odasında kameralı
takip ve kayıt sistemi mevcut iken geçmişin karanlık dönemlerini
ve adeta 12 Eylül günlerini anımsatan olaylar ve haberler günümüz
Türkiye'sinde çok vahim ve üzücüdür. Olayın emniyet
güçlerinden gelen doğrudan fiil ve müdahale ile meydana gelmiş
olmasının tespiti halinde devlet eliyle yapılmış bir 'cinayet'
söz konusu olur. Geçmiş yıllarda ülkemizin karanlık günlerinde
yaşanan ve çokça gündeme gelen gözaltında ölümler, kayıplar,
işkenceler gibi yine içerisinden geçtiğimiz OHAL karanlığında
böyle vahim olaylar yaşamak istemiyoruz. Bu vakanın intihar
olduğunun tespit edilmesi durumunda dahi, sorumlusu yine devlettir."
‘Olay
aydınlatılmalıdır’
Cenazenin
Antalya’dan Urfa’ya getirilmesi için Ceylanpınar Belediyesi’nin
nakil aracı ve taziye yeri vermemesinin de kabul edilemez olduğunu
belirten Küçük, açıklamasını şöyle bitirdi: "Bu olay
aydınlatılmalıdır. Türkiye'de kolluk birimleri başta olmak
üzere şeffaf, denetlenebilir, güvenilir devlet idaresi ve kamu
işleyişi istiyoruz. 'Burası Türkiye, her şey olur!' algısının
yok edilmesi için bu olay bir milat olmalıdır.”