Bunun son örneği de Hz. Muhammed'in
hayatının anlatıldığı ve Kürtçe yayınlanan "Jiyana Pexembere Me Hz.
Muhemmed" kitabının yasaklanması oldu.
Meclis İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonu'nun tutuklu üyesi HDP’li Burcu Çelik, 12 farklı cezaevinde yaşanan
hak ihlallerinin komisyon tarafından araştırılmasını istedi.
Çelik, bu yasaklar arasında sözkonusu
kitaba el konularak incelemeye alınmasının bulunduğunu belirtti.
19 Nisan'dan bu yana Sincan Kadın Kapalı
Cezaevi'nde tutuklu bulunan Çelik, cezaevlerindeki ihlalleri derlediği bir
rapor hazırlayarak komisyonun gündemine getirilmek üzere Meclis'e gönderdi.
Çelik'in raporunda o ihlallerden
bazıları şöyle sıralandı:
* Muş E Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki siyasi
tutukluların kaldığı D-1 koğuşunda yapılan aramada peygamber efendimiz Hz.
Muhammed’in hayatını Kürtçe anlatan "Jiyana Pêxemberê Me Hz. Mûhemmed”
adlı kitaba el konularak incelemeye alındı.
İdare el koyma gerekçesini, "Eğitim
Kurulunca kurum güvenliğini tehlikeye düşürdüğü veya müstehcen haber, yazı,
fotoğraf ve yorumları kapsadığı tespit edilen yayın hükümlüye verilemez"
maddesine dayandırdı.
* Tutuklu yazarlar Kerem Bilen ile Fırat
Can’ın cezaevinde yazdığı ve Aryen Yayınları tarafından basılan “Meşa Jiyanê”
ve “Umuda Bir Ülke” adı kitapları yazarlarına yasaklandı. Trabzon E Tipi
Cezaevi’ni ve Antalya L Tipi Cezaevinde kalan yazarlara kitapları
ulaştırılmamaktadır.
* Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı
Cezaevi'nde bulunan Wernicke Korsakoff hastası Kemal Özelmalı'nın sağlık
hakkına erişimindeki sıkıntılar.
* Şakran 2 No’lu T Tipi Kapalı
Cezaevi’nde tutuklularla görüşen avukatlar, 5 tutuklunun “tel kafesli
koğuş”lara alındıklarını söyledi. Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nden darp
edilerek Şakran 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edilen tutukluların
havalandırması “tel kafes” haline getirilen koğuşlara alınmıştır.
* Bolu F Tipi Cezaevi idaresi Evrensel
gazetesinin cezaevine girmesini yasakladı.
* Denizli T Tipi Kapalı Cezaevi’nde
kalan mahpusların keyfi uygulamayla tekli hücrelerde tutulması, ayakta sayım
vermemekten kaynaklı darp edilmeleri ve hücre cezası verilmesi.
Mahpusların havalandırmaya günde sadece
1 saat halinde tek başlarına çıkarılması, toplu havalandırmaya izin
verilmemesi, artan provokatif oda aramaları, ilgili yerlere yapılan suç
duyuruları ve şikâyet dilekçelerinin gönderilmemesi, mektup ve faksların
gönderilmemesi ve içeri alınmaması, mahpusların sağlık sorunları olduğu,
tedavilerinin yapılmadığı, ziyarete gelen ailelerine keyfi uygulamalar
yapıldığı.
Çorap, kol saati çıkarılmaması gerekçe
edilerek mahpuslara disiplin ve hücre cezası verildiği, mahpuslara ‘Hayatın
boyunca bu hücrede kalacaksın, teröristler bizim çocuklarımızı öldürüyor, biz
de sizi öldüreceğiz’ tehditlerinde bulunulduğu.
Tüm bu sorunun çözümü için her gün
cezaevi idaresine dilekçe vermekteler ancak herhangi bir cevap alamamışlar bir
muhatap da bulamadıkları gibi resmi mercilere, sivil kurumlara, aile, avukat ve
basına gönderdikleri mektup ve faksların zamanında gönderilmediği ve zamanında
gelen mektup ve faksların zamanında verilmediği iddiaları.