27 Aralık 2017 Çarşamba

"Adalet diyoruz, o konuya girmeyin diyorlar"

Roboski’de 19’u çocuk 34 kişinin hava bombardımanında katledilmesinin üzerinden altı yıl geçti. Katliamla ilgili açılan soruşturmalar kapatıldı, failler ortaya çıkarılmadı, katliamın üstü örtüldü.
Ancak bu süre içinde adalet isteyen Roboskili mağdur aileler, defalarca soruşturmalık, davalık oldu. Hatta olaya “katliam” dedikleri için baskılara maruz kaldılar. Roboski’de aradan altı yıl geçmesine rağmen adalet arayışı canlı, acılar ise taptaze…
Şırnak’ın Uludere İlçesi’ne bağlı Roboski’de 28 Aralık 2011 tarihinde, savaş uçuklarının bombardımanı sonucu 19’u çocuk 34 kişi hayatını kaybetti. Yarın Roboski katliamının 6’ncı yıl dönümü. Katliamın ardından açılan soruşturma kapatıldı, 34 kişinin ölümüne neden olanlar bir türlü yargı önüne çıkarılmadı. Çocuklarını kaybeden ailelerin adalet talebi bir türlü karşılanmadı. Faillerin bulunup yargılanmasını isteyen aileler ise baskılara maruz kaldı.
Katliamdan sonra köye giden Uludere’nin eski Kaymakamı Naif Yavuz’un darp edilmesinin ardından 34 ailenin tüm gençleri soruşturmalık oldu. Kaymakam olayının üstüne Roboskili ailelerin yaptıkları basın açıklamaları nedeni ile açılan soruşturmalar da eklendi. Köyde haklarında soruşturma açılmayan kimse kalmadı. Adalet arayışlarını sürdüren Roboskili aileler Artı Gerçek’e konuştu.
ÇOCUKLAR SANIK, AİLELER TANIK
Çocuklarının öldürülmesinin 6’ncı yıl dönümüne hazırlanan aileler dün Uludere eski Kaymakamı Naif Yavuz olayı ile ilgili açılan dava nedeni ile tanık sıfatı ile ifade verdi. Uludere Adliyesi’nde ifade verenlerin hepsi katliamda çocuklarını kaybedenlerdi.
Açılan davada bombardımanda ölenlerin kardeşleri ve kuzenlerinden oluşan yaklaşık 20 genç sanık sıfatı ile yargılanıyor. İfade verenlerden biri de katliamda oğlu Erkan Encü’yü kaybeden Mehmet Encü. Diyarbakır’daki dava için 24 kişiyle ifade vermeye gittiklerini söyleyen Encü “Bizleri tanık olarak dinlediler. Ama çocuklarımız sanık olarak yargılanıyor” dedi.
HAKİM: KEŞKE KATLİAM DEMESEYDİN
34 kişinin bombardımanlarla katledildiği olayın peşine düşmeyen devletin, kaymakam olayının peşini bırakmadığına dikkati çeken Encü, bu yönlü sitemlerini hakime de söylediklerini anlattı. İfade verenlerden birinin, ‘Sayın hakimim.. Biz burada kaymakam darp olayından dolayı ifade veriyoruz ama 34 insanı katledenler nerede?’ diye sorduğunu hatırlatan Mehmet Encü, “Hakim ‘Keşke o katliam kelimesini kullanmasaydın’ dedi ve arkadaşımızı susturdu.
Ama kaymakam olayı ile ilgili soru sormaya devam etti. Roboski’yi, katliamı duymak istemiyorlar” ifadelerini kullandı
Tek isteklerinin ‘adalet’ olduğunu anlatan Encü, “Ama ne yazık ki adalet sağlanmadı. Bırakın adalet sağlanmasını, hemen hemen her gün 6-7 aile mahkeme kapısındayız. Perişan olmuşuz. ‘Çocuklarımız’ diyoruz suç, ‘adalet’ diyoruz suç, ‘katliam’ diyoruz suç. Davacı olmamız gerekirken davalı konumuna düştük” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI DA SUÇ SAYILDI
Katliamda kardeşi Serhat Encü’yü kaybeden Roboski-Der Başkanı Veli Encü hakkında çok sayıda soruşturma açılmış. Sosyal medya paylaşımları, mezarlık ziyareti, yaptığı açıklamalar, davetli olduğu etkinliklerde yaptığı konuşmaların neredeyse tümü soruşturma konusu.
Soruşturmaların ve idari para cezalarının üzerlerinde uygulanan baskının devamı olduğuna dikkat çeken Veli Encü, kendisi hakkında şu anda açılan 8 ayrı soruşturmanın olduğunu hatırlattı.
Encü, “34 kişinin faillerinin yargılanmasını beklerken, biz şu anda yargılanıyoruz. Her gün mahkemelere çıkartılıyoruz, her gün savcılık tarafından ifadeye çağrılıyoruz” dedi.
“ROBOSKİ KATLİAMI” CÜMLESİ YASAK
Roboski katliamı ile ilgili söyledikleri her cümlenin suçlama konusu olduğunu yineleyen Encü, ‘Roboski katliamı’ cümlesinin “örgüt propagandası, devletin kurumlarını aşağılama” suçlamasına dönüştürüldüğünü söyledi. Kendilerinin sadece yakınlarının nasıl öldürüldüklerini anlattığını hatırlatan Encü, “Yok efendim devleti bu şekilde kötüleyemezsiniz diyorlar. Bizim anlattıklarımız, sizin bize yaşattıklarınızdır” ifadelerini kullandı.
Veli Encü, “Roboski katliamı” cümlesini kullandıklarında nasıl bir tutumla karşılaştıklarını şu sözlerle anlattı:
“Yaptığımız açıklamalarda ‘Roboski Katliamı’ cümlesi kullandığımız için hakkımızda soruşturmalar açılıyor. Katliamdan bahsediyoruz, ‘şu kadar yakınımızı kaybettik, bunca zamandır büyük bir adaletsizlikle karşı karşıyayız’ diye söze başladığımızda, savcı veya hakim hemen araya giriyor, ‘O konuya girmeyin, o konu farklı’ deyip sözümüzü kesiyorlar.
Biz katliam derken onlar ‘olay’ diye düzeltiyorlar. Roboski dediğimizde ‘Uludere’ diye düzeltiyorlar. Bunlar cümlenin içinde bile olsa, ‘Roboski katliamı’ ile yüzleşmekten kaçıyorlar. Bunu askerler, hakim, savcısı ve devletin tüm yetkilileri yapıyor.”
“ANMA SUÇSA, EMİNE ERDOĞAN DA YARGILANSIN”
Katliam mağduru Veli Encü, savcıların “Roboski katliamı aydınlatılsın, failler bulunsun” cümlesini ‘örgüt propagandası’ olarak gördüklerini belirterek, şöyle diyor:
“Roboski katliamı demek örgüt propagandası sayılıyorsa, o zaman AKP’li bakanlar neden taziyemize kadar geldi? Katliamın ilk dönemlerinde devlet hata mata deyip kabul etti. Dönemin başbakanı Sayın Erdoğan, eşini (Emine Erdoğan) bakanlarını Roboski’ye gönderdi. Meclis çatısı altında kurulan alt komisyon gelip incelemeler yaptı.
Daha sonra Sayın Erdoğan, Şerafettin Elçi Havalimanı açılışında bizleri çağırdı. İki buçuk saat süren bir görüşmemiz oldu. Biz ailelerin Roboski katliamı için kurduğumuz her cümle suçsa, o zaman gelip taziyeye katılan Erdoğan’ın eşine de (Emine Erdoğan) soruşturma açın. Roboski’ye gelen bakanlarınızı da yargılayın. Taziyeden tutun, anmaya, basın açıklamasından tutun mezarlık ziyaretine kadar yaptığımız her şey suç sayılıyor.”
KATLİAM AİHM’DE
Roboski katliamıyla ilgili soruşturmayı yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı “taksirle ölüme sebebiyet vermekten dolayı” 11 Haziran 2013 tarihli görevsizlik kararı ile Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdi.
Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, Tümgeneral İlhan Bölük, Korgeneral Yıldırım Güvenç, Albay Aygün Eker, Tuğgeneral Halil Erkek ve Tuğgeneral Ali Rıza Kuğu’nun şüpheli olarak yer aldığı dosya hakkında, 7 Ocak 2014 tarihinde takipsizlik kararı vererek kapattı. Ailelerin takipsizlik kararına yaptıkları itiraz da reddedildi.
Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru da başarısızlıkla sonuçlandı. Katliam dosyası şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde. AİHM sürecini takip eden Roboskili ailelerin avukatlarından Kerem Altıparmak Artı Gerçek’e başvuruyu Ağustos 2016 tarihinde yaptıklarını hatırlattı.
AİHM’e 278 kişi adına başvurduklarını anlatan Altıparmak, “Biz sadece her aileden bir kişi değil, her aileden birinci derece yakınları ve kardeşleri adına başvuru yaptık. Onların hepsinin numarası verildi. Şu ana kadar mahkemeden bir yazışma olmadı. Şu anda biz de bekliyoruz. Hükümetten görüş isteyinceye kadar, herhangi bir takvim öngörüsünde bulunamayız” dedi.
“BİR ORGANİSAZYON VAR”
Roboski dosyasını Türkiye’de etkin bir soruşturma yapılmadığı için AİHM’e taşıdıklarını anlatan Altıparmak, Roboski katliamı ve yargı süreci ile ilgili şunları söyledi:
“Aşağı yukarı bütün gün süren bir operasyonun sonunda bombardıman gerçekleşiyor. Aniden gelişmiş olan bir bombardıman söz konusu değil. Bütün gün boyunca takip edilen, aslında köylülerin sınırın öte tarafına geçtiği ve nasıl geçtiğinin çok büyük bir ihtimalle bilindiği bir vaka ile karşı karşıyayız. Burada bir organizasyon var. Bu bilgilerin aktığı, değerlendirildiği, ardından da emrin verildiği bir yer var ve nihayetinde de son tetiği çeken kişiler var.
Bu kadar insanın ölümüne sebebiyet veren emri kim, hangi koşullarda verdi. Ona bakmak lazım. Şimdi işin doğrusu bir dosya var. Bu kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilen, askeri mahkemenin itirazı reddettiği dosya. Ancak bu dosyanın içerisinde bu husus yoktu. Yani emri kimin verdiği, kimin bu işi yönettiği ve nihayete erdirdiğini hiçbir aşamada öğrenemedik.
Hukukçu gözüyle bir bütün olarak baktığımda, aslında 6 yıldır boşa kürek çekiliyor. Asıl meselenin üstüne gidilmiyor. O emri hangi koşullarda ve hangi bilgiye dayanak kim verdi? Bu hiçbir zaman araştırılmadı. Araştırılmadığı için bir sonuca ulaşma ihtimali yoktu. Daha alttakiler hakkında başlatılan işlem de muhtemelen bu ortaya çıkacağı için kapatıldı.”
ROBOSKİ’DE GÖREV YAPAN GENERALLER
Korgeneral Yıldırım Güvenç: Kara Kuvvetleri Komutanlığı Lojistik Komutanı iken 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklandı, ardından ihraç edildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Güvenç’in darbecilerin atama listesinde TRT Genel Müdürü olarak gözüktüğü belirtildi.
Tuğgeneral Halil Erkek: 15 Temmuz darbe girişimi sonrası YAŞ kararıyla emekliye ayrıldı.
Korgeneral İbrahim Yılmaz: Dosyada şüpheliler arasında yer almadı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında tutuklandı. Yılmaz, Roboski katliamı sırasında Tümgeneral rütbesi ile Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanı’ydı. İbrahim Yılmaz, topçu atışı talebini Genelkurmay Başkanlığı'na gönderilmesine karar verenlerdendi.
GÖREVSİZLİK KARARI VEREN ASKERİ HAKİM DE TUTUKLU
Sadece görevli yüksek rütbeli askerler değil, Roboski katliamı dosyası hakkında takipsizlik kararını veren Askeri Hakim Ali Müjdat Eski de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklananlar arasında.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianameye göre, Askeri Hakim Ali Müjdat Eski’nin adı "Sıkıyönetim Mahkemelerinde Görevlendirme Listesi"nde geçiyor. Eski, 31 askeri yargı mensubu ile birlikte "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "silahlı terör örgütü üyesi olmak" ile suçlanıyor.