22 Ocak 2010 Cuma

EMASYA kaldırılsın

Türkiye’yi ardı ardına sarsan darbe planları iddialarına bir yenisi daha eklendi. Taraf gazetesi bu kez de ‘Balyoz Güvenlik Harekat Planı’ adında bir darbe planını yayımladı.

Bu planlar büyük tartışma yaratırken, planların baş aktörü olduğu belirtilen Orgeneral Çetin Doğan ve TSK’dan iki benzer açıklama geldi. İddiaların muhatapları planı kabul ederken, ‘her şeyin yasal’ olduğunu iddia ettiler. Ve buna dayanak olarak da EMASYA (Emniyet Asayiş Yardımlaşma) protokolünü gösterdiler. Bu iddia, darbe tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı.

SEMİNER EMASYA İLE AÇILDI
5-7 Mart 2003’te İstanbul’da Selimiye Kışlası’nda yapılan ve darbe planlarının ortaya koyulduğu belirtilen seminerin açılış konuşmasını, dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan yaptı. Konuşmasında planın dayanaklarını sıralayan Doğan, “Şimdi iç tehdit söz konusu olduğu zaman biz doğrudan doğruya EMASYA (Emniyet Asayiş Yardımlaşma) planlarına el atıyoruz. EMASYA, planlan il idaresi kanununun öngördüğü tarzda Genelkurmay’dan yapılmıştır” dedi.

NEDİR BU EMASYA?
EMASYA denilen anlaşma, askere gerekli gördüğü zaman toplumsal olaylara müdahale yetkisi veren bir protokol. İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında 7 Temmuz 1997’de imzalanan protokol gereği, EMASYA birliklerine, valilik talep etmese de kendisi gerekli gördüğü durumlarda toplumsal olaylara el koyma yetkisi verildi. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, bir demecinde, özel eğitilmiş EMASYA birlikleri olmadığını ileri sürmüş; “TSK’nın EMASYA görevlerinde kullanılması yasalara uygundur” demişti.

FİŞLEMELERİN ÖNÜ AÇILDI
Protokolle askerler valiliklerden ve ilgili her yerden kurumlar ve kişiler hakkında bilgi isteyebiliyor. Protokolün bu maddesi de pek çok defa uygulandı. Geçtiğimiz yıllarda kitle örgütlerinden önemli isimlere, pek çok fişleme ve izleme skandalı gündeme geldi.

YENİDEN YAPILANMA
TSK bu protokolden hareketle iç güvenlik doktrinini yeni baştan inşa etti. Bu iç güvenlik doktrininde iki temel mekanizma var. Birincisi, EMASYA birlikleri tali birliklerken düzenli ve sürekli birlikler haline getirildi. İkincisi, bir merkezileşme süreci yaşandı. Buna uygun olarak yapılanmalara gidildi. Ordu bünyesinde EMASYA birlikleri oluşturulmuş. İddialara göre İstanbul’daki 52. Tümen bünyesinde kurulan birlik EMASYA birliği. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, bir demecinde, özel eğitilmiş EMASYA birlikleri olmadığını ileri sürmüş; “TSK’nın EMASYA görevlerinde kullanılması yasalara uygundur” demişti.

ASKER SOKAĞA ÇIKMAK İSTEDİ
1997 yılında kurulan EMASYA birimi, 2006 yılında meydana çıkmaya hazırlandı. İstanbul’da Birinci Ordu Komutanlığı’nın emrinde bulunan 52’nci Tümen bünyesindeki EMASYA birliği tatbikat hazırlıklarına başladı. Tatbikatı gösteri ve mitinglerin en önemli adresi olan Çağlayan Meydanı’nda yapmayı planlayan komuta kademesi, tanklı toplu birliklerini meydana indirmeyi planladı. Askeri birlikler ve teçhizatlara kadar tüm planlamalar yapıldı. Ancak olay ortaya çıkınca plandan vazgeçildi.)

EMASYA ŞEMDiNLi’DE DEVREDE
Protokolle, iç güvenlikten birinci derecede sorumlu olan İçişleri Bakanlığı bir tarafa bırakılarak, hükümeti bilgilendirmek görevini bile üstlenen Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde İç Güvenlik Harekat Merkezi oluşturuldu. Protokolü dayanak olarak alan asker, Hakkari’de 2005 yılının Haziran ayından itibaren 125 defa askeri operasyon yapılmasına rağmen Hakkari Valiliği’nin sadece bir kez operasyon talebi bulundu. Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nca Şemdinli’de Umut Kitabevi’ne yapılan bombalı saldırı sonrası oluşturulan komisyonun, Hakkari Şemdinli İnceleme Raporu’ndaki tespitlerinden 4 numaralı olanı şöyleydi: “Bölgede güvenlik konusunda koordinasyon eksikliği vardır. Sivil otorite ile askeri otorite, asker ile polis koordinasyonu yetersizdir. Mülki idarenin başı olan vali ve kaymakamların asker ve jandarma üzerinde etkileri ve kontrol yetkileri bulunmamaktadır. Bölgede vali ve kaymakamlar güvenlik konusunda adeta devre dışındadırlar. Bu durum adeta zafiyet doğurmaktadır.” Komisyonun bu saptaması, EMASYA’nın uygulamaları açısından önemli bir fotoğrafı ortaya koymaya yetiyor.

‘YETKiYi VEREN SORUMLU’
Darbe iddialarını gazetemize değerlendiren Emekli Askeri Hakim Ümit Kardaş, darbe girişimlerini kanıksadıklarını ve bu durumun sadece yargının altından kalkabileceği bir durum olmadığını vurguladı. “Önemli olan meclis araştırması açılması, iddiaların parlamentoda incelenmesi” diyen Kardaş, darbe girişimlerinin neden üretildiğinin, yapılanmadaki zaafların neler olduğunun araştırılması gerektiğine dikkat çekti. Kardaş, sözlerine şöyle devam etti: “Yargısal süreç işlemeli, medya ve toplum da bu konuda gereken hassasiyeti göstermeli. Emasya protokolünün derhal kaldırılması lazım. Bu protokol zaten hukuki değil, kanuna aykırı. İçişleri Bakanı’nın çıkıp protokolün kaldırıldığını söylemezi lazım. Bu girişimler Emasya üzerinden geliştiriyor. Protokol de kanun da orduya o yetkiyi vermiyor. Kanundan da kaynaklanmayan bir yetki nasıl verilir? Bu yetkiyi veren de sorumlu.”