25 Mart 2010 Perşembe

1 NİSANDA DAHA GÜÇLÜ BULUŞMAK

http://devrimciproletarya.net/wp-content/uploads/2010/03/tekel5.jpgİşçiler, emekçiler, 1 Nisan’da Tekel işçileriyle birlikte, işçi sınıfının öncü güçleri ve direnişteki temsilcileriyle birlikte Ankara’da olacaklar!

Tekel işçilerinin 1 Nisan Ankara eylemi, sendika patronlarının kontrolünde, bir yasak savma eylemi olmayacak.

1 Nisan eylemi, sendika patronlarının Tekel işçilerinin Ankara’nın göbeğindeki kitlesel çadır direnişi kırmak için ağız ucuyla verdikleri bir sözdü! Tıpkı sendika konfederasyonlarının ta 26 Mayıs’a kaydırdıkları genel iş bırakma vaadi gibi. Fakat Ankara’daki direnişlerini, direniş şehidi Hüsamettin Uysal eylemleri ve AKP işgali ile taçlandıran Tekel işçileri, sendika patronlarının ihanetiyle Ankara’dan çadırlar kaldırıldıktan sonra, direnişlerini tüm ülke sathına, bulundukları tüm illere yaydılar. 1 Nisan eylemini, Ankara’ya bir daha geri dönmemek üzere gelmek için yeniden tabandan örgütlediler.

Her yer Tekel, her yer direniş!
Tekel işçileri illerine döner dönmez toplantılar yaptılar, illerdeki direniş komitelerini kurdular. Yaptıkları protesto eylemleriyle AKP milletvekillerini bulundukları illere giremez hale getirdiler. İzmir’de direnişteki Tariş işçileri, Antep’te direnişteki Çemen Tekstil işçileri, İstanbul’da direnişteki Marmaray ve İSKİ işçileri ile sınıf dayanışması ziyaret ve eylemlerini örgütlediler. İllerinde sendika şubelerini ve kitle örgütlerini dolaşıp dayanışma ve birleşik mücadele platformları oluşturmaya çalıştılar. Bildiriler çıkartıp fabrikalardaki, küçük sanayi sitelerindeki işçilere dağıttılar. İl merkezlerinde direniş çadırları kurmaya çalıştılar. Kadın-erkek, Kürt-Türk işçilerin birliği, halkların kardeşliği şiarını da unutmadılar. 8 Mart Emekçi Kadın günü eylemlerine, 21 Mart Newroz eylemlerine Tekel işçisi pankartlarıyla katıldılar. Sayısız eylem yaptılar, diğer işçi emekçi kesimlerin eylemlerine katıldılar, sayısız panel ve etkinlikle direnişlerini anlattılar, yaygınlaştırmaya çalıştılar.

Bir o kadar eylem girişimleri de, burjuva devletin, sendika patronlarının, düzen partilerinin engellerine takıldı. AKP milletvekillerini protesto eylemlerinden gözaltına alındılar, il merkezlerine kurmak istedikleri direniş çadırları valilikler ve polisce engellendi, İstanbul’da Cevizli Tekel işçilerinin başlatmak istedikleri Ankara’ya yürüyüş eylemi Tek Gıda İş Genel Merkez patronları tarafından engellendi, Diyarbakır Newrozunda Devrimci Proletarya okurlarıyla birlikte kürsüden söz hakkı istemlerine izin verilmedi.Tekel işçilerine destek eylemi yaptılar diye Hacettepe Üniversitesi’nde öğrencilere soruşturma açıldı, İstanbul Mehmetçik lisesinden öğrenciler okuldan atıldı, Adana’da destek eylemi yapanlara para cezası kesildi…

Ve en nihayet, sendika patronları 1 Nisan Ankara eylemini de bin işçiyle sınırlamaya, sembolik bir yasak savma eylemine indirgemeye kalkıştı!

Tekel işçileri de sınıf dayanışmacıları da yılmadılar. Onlar yine her gün, İstanbul’dan Diyarbakır’a, Adıyaman’dan Samsun’a, İzmir’den Batman’a, Adana’dan Hatay’a eylemdeler. Sendika patronları barikatlarını aşa aşa 1 Nisan eylemini örgütlüyorlar, işçileri, emekçileri 1 Nisan’a çağırıyorlar. İşçi sınıfının son dönemdeki en önemli direnişini bir üst düzeye çıkarmak için yeniden örgütlüyorlar. İşçi sınıfının eylemli dayanışmasını örgütlüyorlar. 4-C köleliğine ve güvencesiz çalışmaya karşı mücadeleyi örgütlüyorlar. Burjuvazinin işçi sınıfına karşı özelleştirmeler, güvencesizleştirmeler, işten atmalar ile büyüyen yeni saldırı dalgasına karşı birleşik mücadelenin yolunu örgütlüyorlar.

Onbinlerle geliyoruz!
Bin kişiye Ankara’ya gelme izni vermeye tenezül mü buyurmuş sendika patronları? Onbinlerle geliyoruz! Tekel işçilerinin komiteleriyle, sınıf dayanışması komiteleriyle, Tariş’ten Marmaray’a, İSKİ’den Çemen Tekstil’e direnişlerimizle geliyoruz, intihara sürüklenen Fikret öğretmeni de alıp geliyoruz, işçi sınıfının özelleştirme, 4-C, sözleşmelilik, taşeronluk, işten atma, işsizlik, intihar, sendika bürokrasisi kıskacına sığmayacağını göstermek için geliyoruz! Bu yıl Tekel işçilerinin Ankara eylemleriyle erken başlayan baharın, 1 Nisan, 1 Mayıs, 26 Mayıs, 15-16 Haziran’larla, sayısız işçi eylemiyle, işçi direnişiyle bitmeyeceğini göstermek için geliyoruz! Protmeheus’un sönmeyen ateşini körüklemek, Türkiye’de yeniden oluşum sürecinde olan işçi sınıfı hareketinde bir adım, bir adım daha demek için geliyoruz!

İşçiler, emekçiler! Tekel direnişinin ve Nisan-Mayıs sürecinin sınıf mücadelesindeki önemini iyi kavramalıyız. Tekel işçilerinin direnişi, yalnızca inatçılığı ve kararlılığıyla değil, burjuva hükümetini taciz eden eylem çeşitliliğiyle, işçi komite ve toplantılarıyla, dayanışma komite ve platformlarıyla, diğer işçi direnişleriyle dayanışma ve birleşik mücadele yönelimiyle, sendika bürokrasisinin sınırlarına dayanması ve aşma çabasıyla, önemli bir yerde durmaktadır. Tekel direnişi, yalnızca Tekel işçilerinin direnişi olmaktan çoktan çıkmıştır. O bu yoldan ilerleyerek güç toplayacak işçi sınıfının, saldırganlığı ve pervasızlığı her geçen gün artan burjuvaziye karşı işçi sınıfının birleşik mücadele kanalı ve platformu haline gelmektedir.

Fabrikalarımızdan, işyerlerimizden, mahallelerimizden, okullarımızdan 1 Nisan Ankara eylemine katılımı örgütleyelim, güçlendirelim.

Fabrikalarımızda, işyerlerimizde, mahallelerimizde, okullarımızda Tekel işçileriyle, Marmaray’dan İSKİ‘ye, Tariş’ten Çemen Tekstil’e eylemli dayanışma komiteleri kuralım. 1 Nisan eylemi ile 1 Mayıs’a hazırlık çalışmalarını birleştirelim. 1 Mayıs ve 26 Mayıs’a dönük işçi komitelerimizi, işçi kurullarımızı kurarak, sendika patronlarının göstermelik yasak savıcı sözde genel grevlerinden farklı bir genel grev genel direnişin yolunu açmak ve tabandan örgütlemek için kolları sıvayalım.

Fabrikalarımızda, işyerlerimizde, mahallelerimizde, okullarımızda Tekel, Marmaray, İSKİ… ve sayısı her gün artan işçi direnişleriyle birlikte “Kölece Çalışmaya Kölece Yaşamaya Hayır!”, “Herkese İş, herkese İş Güvencesi”, “4-C, sözleşmelilik, taşeronluk sistemi ve tüm güvencesiz çalışma biçimleri kaldırılsın”, “İşten atılmalar yasaklansın”, “Parasız eğitim, sağlık, ulaşım” taleplerini yükseltelim.