İSMMMO'nun 'Hayatımız Sınav' raporuna göre, ÖSYM, MEB ve İçişleri Bakanlığı'nın sınavlarına bu yıl 9.9 milyon aday girecek, beş büyük sınava en az 4.9 milyar TL harcanacak. Aday sayısı arttıkça, sınav ekonomisi de büyüyor.
Türkiye’de yediden yetmişe herkes sınav heyecanı ve korkusu yaşıyor. 2010’da ÖSYM, MEB ve İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı sınavlara 9.9 milyon adayın girmesi beklenirken, Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS)-Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS), Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS), Seviye Belirleme Sınavı (SBS), ehliyet, özel güvenlik sınavı olmak üzere toplam beş büyük sınava en az 4.9 milyar TL harcanması öngörülüyor.
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) ‘Hayatımız Sınav’ raporuna göre, sadece ÖYSM’nin yapacağı sınavlara 5 milyon adayın girmesi beklenirken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapacağı sınavlara 4.7 milyon adayın gireceği tahmin ediliyor. İçişleri Bakanlığı’nın yapacağı özel güvenlik sınavına ise bu yıl 200 bin kişinin girmesi öngörülüyor. Böylece 2010 yılında, Türkiye’de yaşayan her yedi kişiden en az birinin sınava gireceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Sınavlara giren aday sayısı arttıkça, Türkiye’de sınav ekonomisi de büyüyor. Sınav ekonomisini sürükleyen YGS-LYS(ÖSS), KPSS, SBS, ehliyet, özel güvenlik sınavı için Türkiye’de dönen paranın 4 milyar TL olduğu hesaplanıyor.
Türkiye ÖSS’ye hazırlanmak için dershaneye 1.5 milyar TL, kayıt dışı dershaneye 45 milyon TL, özel derse 300 milyon TL, kitaplara 200 milyon TL, KPSS için 100 milyon TL, SBS için 1.2 milyar TL, sürücü kursu ve harçlar 640 milyon TL, özel güvenlik için 110 milyon TL olmak üzere toplam 4 milyar 95 milyon TL kaynak ayırırken, en büyük beş sınav için harcanan para yılda 4.9 milyar TL’yi buluyor.
ÖSYM zenginleşiyor
Türkiye’de sınava giren aday sayısı arttıkça, sınav ekonomisini sürükleyen ÖSYM’nin gelir bütçesi de beklentilerin üzerinde gerçekleşiyor. 2007’de 163 milyon 710 bin TL gelir elde eden ÖSYM, yine beklentilerinin tam 21 milyon 87 bin TL üzerinde bir gelirle yılı kapattı. ÖSYM için 2008 yılı da gelir hedefinin üstüne çıkılan bir yıl oldu. Yılın başında 145 milyon 581 bin TL gelir hedefli bir bütçe yapan ÖSYM’nin yıl sonunda gelirleri 245 milyon 266 bin TL olarak gerçekleşti. Bu gelirin 197 milyon 889 bin TL’si ise faaliyet gelirlerinden elde edildi. 2009 yılında da ÖSYM gelir bütçesinde sıkıntı olması beklenmiyor.
Türkiye’de sınavların yükü Yüksek Öğretim Kurumları’na bağlı olan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) omuzlarında bulunuyor. ÖSYM’nin 2008’de yaptığı 41 sınava, 4 milyon 844 bin 367 aday başvururken, 2009 yılında KPSS ön lisans ve ortaöğretim sınavı yapılmadığı için 40 sınava başvuran aday sayısı 2.5 milyona düştü. Ancak bu yıl KPSS ön lisans ve ortaöğretim sınavının da yapılmasıyla birlikte 2010’da ÖSYM’nin yapacağı 30 sınava yaklaşık 5 milyon adayın katılması bekleniyor.
Kayıtdışı sınav ekonomisi
Ruhsatlı çalışan dershanelerin oluşturdukları sınav ekonomisinin dışında bir de kayıt dışı çalışan kurumlar var. Kimi zaman etüt merkezi, test bürosu olarak kendilerini adlandıran bu butik dershanelerde 5 ile 8’li gruplar halinde öğrenciler sınava hazırlanıyor. Türkiye’deki etüt merkezleri sayısının 6 bine ulaştığı, bunlardan bin 500’ünün de İstanbul’da bulunduğu tahmin ediliyor. 30 bin öğrencinin etüt merkezlerinde sınava hazırlandığı ortaya çıkıyor. Her öğrencinin ortalama bin 500 TL ücret ödediği düşünüldüğünde de ortaya 45 milyon TL’lik kayıt dışı üniversite sınavı ekonomisi çıkıyor.
Özel derse 300 milyon TL
Sınava hazırlıkta çocuklarını dershane yerine özel dersle üniversiteye hazırlamayı tercih edenler de var. Bir öğrencinin en az beş dersten özel ders aldığını varsayıldığında, bir aile haftada en az 500 TL ödemeye yapıyor. Üniversiteye hazırlık için 40 haftalık bir ders programının yeterli olduğu düşünüldüğünde, ailelerin bir öğrenci için 20 bin TL ödemesi gerekiyor. Görüşüne başvurulan eğitimcilere göre, üniversiteye hazırlanan adayların yaklaşık yüzde 1’i de (15 bin aday) özel ders alıyor. Bu adaylardan her birinin toplamda 20 bin TL ödediği düşünülürse, 300 milyon liralık da bir özel ders faturası ortaya çıkıyor.
Hiç dershaneye gitmese bile sınava giren bir öğrencinin en az 200 TL’lik kitap aldığı düşünüldüğünde, dershaneye gitmeyen yaklaşık 1 milyon aday için de 200 milyon TL’lik bir ekonomi oluştuğu görülüyor. Türkiye’de ÖSYM dışında Milli Eğitim Bakanlığı da merkezi katılımlı sınavlar gerçekleştiriyor. MEB’in yaptığı en önemli sınavların başında SBS geliyor. Türkiye’de her yıl 3 milyon ilköğretim öğrencisi SBS sınavına giriyor. Son yıllarda SBS’ye giren öğrenci sayısı artıyor. SBS’ye giren öğrencilerin ancak yüzde 40’ının dershanelere gittiği tahmin ediliyor. Bir öğrencinin ortalama 1 bin 500 TL’lik ücret ödediği düşünüldüğünde 1.2 milyar TL’lik bir sınav ekonomisi ortaya çıkıyor.
ÖSS tarihe karıştı
Bu arada 2009-2010 eğitim öğretim yılından itibaren yeniden iki aşamalı üniversiteye giriş sınavına geçiliyor. Yeni sistemde ilk aşamanın adına Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS), ikinci aşamaya ise Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) deniliyor. Böylece artık ÖSS tarihe karışıyor. Sınavın ilk aşaması YGS, 11 Nisan’da gerçekleştirilecek. Sınavın ikinci aşaması LYS ise, dört oturum halinde gerçekleştirilecek. Bu sınavlar 19-20 Haziran ile 26-27 Haziran 2010 tarihlerinde yapılacak.
İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan da, Türkiye’de sınavlar için önemli bir kaynağın sarf edildiğine dikkat çekti. Arıkan, “Eğitim sisteminin bunca sorunu varken, YGS ve SBS yarışında bu kadar çok kaynağın sarf edilmesi gerçekten üzücüdür” diye konuştu.
Her meslek için sınav
Mesleki teknik açık ilköğretim okulu da Milli Eğitim Bakanlığı kontrolünde faaliyet gösteriyor. Bu okul; en az ilkokulu bitiren yurttaşlara uzaktan öğretim veya gerektiğinde yüz yüze eğitim programlarıyla meslek kazandırmayı amaçlıyor. AB’ye uyum sürecinde bazı mesleklerin sertifikalandırılması da bu okul tarafından yapılıyor.
Mesleki teknik açık ilköğretim okulunda halen; elektrik tesisatçılığı, internet tabanlı bilgisayar programcılığı ve emlakçılık programları devam ediyor. Emlakçılık sertifika programları; Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü ile Tüm Emlak Müşavirleri Federasyonu işbirliğinde gerçekleştiriliyor.
ÖSS pastası 1.5 milyar TL’ye ulaştı
Türkiye’de sınav ekonomisinin lokomotifini üniversite giriş sınavları oluşturuyor. Üniversiteler, 1974 yılından itibaren ÖSYM’nin yaptığı sınavla öğrenci alıyor. Son yıllarda ortalama 1.5 milyon aday, ÖSS’ye giriyor. Her yıl bunun 750-800 bini lise son sınıf öğrencisi olduğu görülüyor. 2009 yılında ÖSS’ye başvuran 1 milyon 350 bin 124 adaydan 1 milyon 324 bin 197’si sınava girerken, sınava giren adaylardan yüzde 92.89’unun sınavı geçerli sayıldı ve bu öğrenciler tercih yapma hakkı elde etti. Türkiye’de dershane sektörünü de ÖSS sınavı ayakta tutuyor. Türkiye’de halen 4 bin 170 dershane faaliyet gösteriyor. İstanbul 657 dershaneyle ilk sırada yer alırken, bunu 496 dershane ile Ankara ve 187 dershane ile İzmir izliyor. Türkiye’de büyük şehirlerde dershaneye giden bir ÖSS öğrencisinin yılda ortalama 2 bin ile 4 bin TL arasında ücret ödemesi gerekiyor. Türkiye’de ÖSS sınavına giren öğrencilerin üçte birinin dershaneye gittiği tahmin ediliyor. 500 bin öğrencinin ortalama 3 bin TL ödediği düşünülürse, dershanelerin, yılda üniversiteye hazırlıktan 1.5 milyar TL ciro yaptığı görülüyor.
Özel güvenlik sınavlarına ilgi artıyor
Türkiye’de son yıllarda yüz binlerin ilgi gösterdiği sınavlardan biri de özel güvenlik sertifikası sınavları. İçişleri Bakanlığı’na bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yaptığı sınavları kazananlar özel güvenlikçi olabiliyor. 2005-2009 yılları arasında Türkiye’de 25 özel güvenlik sınavı gerçekleştirdi. 2010 yılında altı özel güvenlik sınavının daha gerçekleştirilmesi bekleniyor. Türkiye’de Emniyet Genel Müdürlüğü’nden izin alan 604 özel güvenlik eğitim kurumu bulunuyor. Özel güvenlik sınavına girmek için önce bu kurumlarda eğitim almak gerekiyor. Adaylara 120 saat ders veriliyor. 90 saat müfredat, 30 saat silah eğitimi yapılıyor. Lise mezunu olmayanlar, silah kullanamıyor.
2009 yılı rakamları henüz açıklanmasa da, 2008 sonuna kadar yapılan özel güvenlik temel eğitim sınavlarına 689 bin 861 kişi girerken bunların yüzde 68.05’i yani 469 bin 440’ı başarılı oldu. 2007 yılı sonunda ise tüm özel güvenlik sınavlarına katılanların sayısının 523 bin 434 olduğu düşünüldüğünde bir yılda özel güvenlikçi sınavına 166 bin 427 kişinin ek talebi olduğu ortaya çıkıyor.
B sınıfı ehliyet almanın maliyeti 1000 TL’yi buluyor
B sınıfı ehliyet için teorik ve direksiyon derslerinin ücreti 360 ile 450 TL arasında değişiyor. Ancak sürücü belgesi almak isteyen bir adayın cebinden ortalama bin lira ücret çıkıyor. Aday iki yazılı sınav için Milli Eğitim’e 40 TL sınav harcı vermek zorunda. Ayrıca, direksiyon sınavına katılacak adayların da 40 TL harç ödemeleri gerekiyor. Sınavların tümünü bir kerede kazanan bir adayın ehliyet belgesini almak için de cebinden önemli bir meblağ çıkıyor. Yazılı ve direksiyonu sınavını kazanan adayların bu kez, ehliyetini almak için elini cebine atması gerekiyor. Türkiye’de bu yılbaşı itibarıyla B sınıfı ehliyet almak isteyen adayların ehliyet harcı ve ehliyet kartı için 300 TL ödemesi gerekiyor. Bu ücret, motosiklet kullanmak için gerekli olan H sınıfı ehliyette 150 TL’ye, otobüs, kamyon gibi vasıtaları kullanmak için gerekli D,E,G sınıfı ehliyetlere ulaşmak içinse 450 TL’ye çıkıyor. Sağlık raporu (20 TL), kitap ücreti (5 TL), Şoförler Cemiyeti Evrak masrafı için (2 TL), ulaşım, yiyecek-içecek gibi görünen ve görünmeyen masraflar eklendiğinde B sınıfı ehliyet almanın bir aday için maliyeti 800 ila 1000 TL arasında değişiyor. İlk kez sürücü kursuna gidip ehliyet alan 600 bin kişinin ortalama 800 TL masrafı olduğu düşünüldüğünde, bu 600 bin kişinin, ehliyet ekonomisine yaklaşık olarak 480 milyon TL’lik bir katkıda bulunduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’de ÖSS, SBS, KPSS’den sonra en çok aday, motorlu taşıt sürücü kursu sınavlarına giriyor. 2009 yılında 1 milyon sürücü belgesi verildiği belirtiliyor.
Radikal / 29.03.10