28 Mart 2010 Pazar

Livaneli yine döndü

Zülfü Livaneli 5 yıl önce ayrıldığı CHP ile ilişkilerini tazeledi. Deniz Baykal’ı ziyaret eden Livaneli, “Baykal’a saygı eksilmedi, elimden geldiği kadar CHP’ye destek olacağım. Türkiye’nin gerçekten şu anda CHP’ye ihtiyacı var” diye konuştu. Livaneli son olarak AKP’nin Kürt açılımına verdiği destekle gündeme gelmişti. Açılıma destek vermeyenleri suçlayan Livaneli’nin AKP ile arası hükümetin UNESCO direktörlüğü için kendisini desteklememesi üzerine bozulmuştu.

24 Mart Çarşamba günü CHP Genel Merkezi’nde ziyaret ederek baş başa görüştüğü Baykal’ı son filmi “Veda”ya davet eden Livaneli, “Yanlış anlaşılmasın. Baykal’ı 1980’lerden beri tanırım, dostluğumuz, birlikte çalışmalarımız oldu. Bazı dönemlerde fikir ayrılıkları oldu ama hiçbir zaman ona saygım eksilmedi. Ziyaretten büyük mutluluk duydum, sahiden de özlemişim kendisini” dedi.

Livaneli Kürt açılımı gündeme geldiğinde kaleme aldığı yazılarla AKP’nin açılımına destek vermiş, açılıma sırt çeviren CHP’yi sert bir dille eleştirmişti. Kısa bir süre sonra Livaneli’nin UNESCO direktörlüğüne aday olmak istediği ancak AKP’den beklediği desteği göremediği basına yansıdı. Livaneli AKP’lilerle girdiği UNESCO polemiğinin ardından açılım tartışmasını sivri çıkışlar yapmadan köşesinden takip ediyordu.

Açılımı desteklemeyenleri milliyetçilikle suçladı
Livaneli 14 Ağustos 2009 tarihinde Vatan gazetesinde yazdığı AKP’nin Kürt açılımına destek yazısıyla tartışma yarattı. Livaneli yazısında şöyle dedi:

”Yabancı: Peki insan hakları, kültürel haklar, Avrupa Birliği gibi konularda sağcı partiler ne düşünüyor?

Siz: Sağcı parti Kürt sorununa evrensel insan hakları düzleminde bir çözüm geliştirmeye çalışıyor. Kan dursun diyor.

Yabancı: Ya solcu parti?

Siz: O daha milliyetçi bir söylemi benimsiyor ve bu açılımın Türkiye’yi böleceğinden korkuyor.

Yabancı: Peki milliyetçi parti?

Siz: O da aynı şeyi söylüyor.

Yabancı: Avrupa Birliği konusunda durum ne?

Siz: Orada da durum üç aşağı beş yukarı aynı. Sağcı ve din ağırlıklı parti AB üyeliğini savunuyor, sol ve milliyetçi partiler buna kuşkuyla bakıyor.

Yabancı: Ya azınlıklar meselesi.

Siz: Sağcı Başbakan “Azınlıkları Türkiye’den kovmanın faşizm olduğunu” söylüyor. Ruhban okulunun ve Ermenistan sınır kapısının açılmasını istiyor. Sol ve milliyetçi partiler bu girişimleri ağır bir dille mahkûm ediyor.

(…)

Gerçek solun bu ülkede yıllardır savunduğu, uğruna bedel ödediği kavramları bugünün iktidarı dile getirdiğinde onlara karşı mı çıkılır, yoksa o kavramları dile getiren tutum desteklenir mi?”

UNESCO direktörlüğüne aday gösterilmedi
Livaneli’nin UNESCO direktörlüğü için kendisine destek vermeyen AKP’lileri 27 Eylül 2009 tarihinde Vatan gazetesindeki köşesinde şöyle yermişti:

“Aslında UNESCO meselesini yazmak ve uzatmak niyetinde değildim. Sadece küçük bir açıklamayla işi geçiştirmek istemiştim ama olmadı.

Dışişleri Bakanlığı’nın, 'Livaneli adaylık başvurusunda bulunmadı' açıklaması, beni bu konuda bir cevap vermeye mecbur bıraktı.

Çünkü herkesin bildiği gibi hükümetlerarası kuruluşlara şahsen aday olunmaz.

Ancak hükümetler aday gösterebilir.

Türk hükümeti beni aday göstermeyi kabul edip sonra aradan çekilseydi bile seçilmemiz kesindi. Çünkü dünyadan büyük bir destek vardı.

Ama dünya, Türk hükümetinin kendi yurttaşını aday yapmama inadını kıramadı.”