23 Mart 2010 Salı

AKP Cumhurbaşkanı kararlarına darbe zırhını korudu

Hükümetin Anayasa paketinde, idare işlemlerinin denetimiyle ilgili değişikliği değerlendiren Avukat Gökhan Candoğan "Darbe anayasasını değiştiriyoruz diyenler, darbecilerin getirdiği hükmü koruyor. Cumhurbaşkanınınkiler de dahil, idarenin bütün eylem ve işlemleri yargıya götürülebilmeli" diyor.

Bu konuyu, Anayasa'nın mevcut 125. maddesi düzenliyor. Madde önce "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır" diyor ama sonra bir istisna getiriyor: "Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askeri Şura'nın (YAŞ) kararları yargı denetimi dışındadır."

4C düzenlemesi de dahil olmak üzere, hükümetin birçok uygulamasına karşı açtığı davaları, kazanan Petrol-İş sendikasını hukuk danışmanı Candoğan, hükümetin şimdi YAŞ kararlarının ilişik kesmeyle ilgili olanlarını yargı denetimine açtığına, ama Cumhurbaşkanı'nın kararlarına dokunmadığına dikkat çekiyor.

"1961 Anayasası'nda her işlem yargı denetimine açık"

Candoğan, 1961 Anayasası'nda idarenin işlem ve eylemlerinin yargı denetimine açık olmasıyla ilgili hiçbir istisna ve kısıtlama olmadığını, bunun 12 Eylül darbecilerinin yaptığı 1982 Anayasası'nda getirildiğini söylüyor.

"Şimdi AKP hükümeti, 'Darbe anayasasını değiştiriyorum' derken bu kısıtlamaları koruyor; üstelik cumhurbaşkanının yetkilerini de artırıyor."

Hükümetin değişiklik paketinde Cumhurbaşkanı'na verilen yeni yetkile arasında Anayasa Mahkemesi ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerini seçmek de var.

Değişiklikte, 125. maddenin ikinci fıkrasına "Ancak, Yüksek Askeri Şuranın Silahlı Kuvvetlerden her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır" cümlesi ekleniyor.

Candoğan "İdarenin her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine açık olmalı. Hukuk devletinin ve demokrasinin gereği budur" diyor.

Hukuksuz işlemlere karşı davalara devam

Candoğan, maddeye eklenen, yargının yerindelik denetimi yapamayacağına ilişkin hükmünse, idarenin işlemlerine karşı İdare Mahkemeleri ve Danıştay'da açılan davaları etkilemeyeceği görüşünde.

"Yargı zaten yerindelik denetimi yapmıyor. İdarenin yerine geçecek karar almıyor. Bu 'Bu kişiyi buraya atayamazsın, yerine şunu atayabilirsin' gibi kararlarla olur. Ama yargı, işlemleri hukuka aykırılık yönünden değerlendirip yürütmesini durduruyor veya iptal ediyor. Dolayısıyla, çevreyle, zamlarla, özelleştirmelerle ilgili davalarımızı açmayı sürdürebileceğiz."

"İdare bu davalarda hep 'yerindelik denetimi yapılamaz' savunması yapıyordu; ama bu hukuken geçersiz. Mahkemeler de bu savunmayı kabul etmiyor." (TK)