26 Mart 2010 Cuma

TEKEL işçisine Zaman gazetesinden şantaj

1 Nisan'da Ankara'da Türk-İş önünde sabahlayacak olan TEKEL işçilerine ve 4-C'ye karşı mücadale edenlere karşı yandaş Zaman Gazetesi tehdit içerikli haber yapmaya devam ediyor. Gazete, 4-C'lileri statü iptal edilirse işsiz kalmakla tehdit eden bir haber yaptı.

Yandaş Zaman Gazetesi dün yaptığı "tehdit" içerikli bir haberle, iki ayı aşkın süre Ankara'da Türk-İş önünde direnen TEKEL işçilerine ve kamuda 4-C statüsünde çalışanlara şantaj yaptı. Haberde, Danıştay'ın Anayasa Mahkemesi'ne 4-C'nin iptali için yaptığı başvuru sonucunda iptal çıkması halinde, 20 bin işçinin işsiz kalacağı belirtildi.

Haberde konuyla ilgili bu sonuca, adı verilmeyen "uzmanlar"ın yorumuyla ulaşıldığı gözlenirken, TEKEL direnişi sürecinde Tek Gıda-İş Sendikası'nın avukatı olan ve 4-C'nin iptaline ilişkin davayı açan Gökhan Candoğan soL'a söz konusu haberlerin "açık bir tehdit ve kötü niyet" içerdiğini açıkladı.

"20 bin kişi işsiz kalacak" tehdidi
Zaman Gazetesi, ilk sayfasına taşıdığı "4-C'ye iptal kararı çıkarsa 20 bin kişi işsiz kalacak" başlıklı bir haberle, TEKEL işçilerini ve 4-C'ye karşı mücadele edenleri tehdit etti.

Yandaş Zaman Gazetesi'nin dün yaptığı haberde, adı belirtilmeyen uzmanların Danıştay'ın Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı 4-C iptal başvurusuna ilişkin değerlendirmelerine yer verildi. Haberde, 4-C statüsünün Yüksek Mahkeme'de iptal edilmesi durumunda, sözleşmeli çalışan yaklaşık 20 bin kişinin işsiz kalma tehlikesiyle karşılaşacağı belirtildi.

Zaman Gazetesi söz konusu haberde, olası bir iptal ile ilgili daha önce Çalışma Bakanlığı ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın (ÖİB) uyarıları bulunduğunu vurgularken, "Bakanlar Kurulu, her yıl 657 sayılı yasanın 4-C maddesine dayanarak özelleştirmeden gelen işçilerin kamu kurumlarında istihdamına imkan sağlıyordu. Uzmanlar, yasa maddesinin iptali durumunda sözleşmeli personel istihdamına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının uygulanamayacağını belirtiyor" dedi.

Zaman Gazetesi, TEKEL işçileri ile birlikte sabahlama eyleminin yapıldığı 20 Şubat günü de, "İptal kararı çıkarsa 4-C'liler işsiz kalacak" başlığıyla bir haber yapmıştı. O haberde de, "Muhtemel bir iptalde bu kapsamda çalışan yaklaşık 36 bin personele yeniden eski statülerine dönüş imkanı da verilemeyecek. Ekonomi yönetiminden edinilen bilgilere göre açılacak davanın her türlü muhtemel sonucu hakkında ÖİB karar süreci hızlandırılacak" denmişti.

TEKEL direnişinin en kitlesel eylemlerinden birisinin yapıldığı gün Zaman Gazetesi'nin dün yaptığı haber ile neredeyse aynı başlıkla yine bir tehdit haberi yapmış olması dikkat çekti.

Çalışma Bakanı da tehdit etmişti
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer de, daha önce benzer şekilde TEKEL işçilerini ve 4-C'nin iptali için Danıştay'a başvuru yapma kararı alan konfederasyonları tehdit etmişti.

12 Şubat günü konfederasyonların bu yönden aldığı kararı değerlendiren Bakan Dinçer, "4-C'yi iptal kararı aldırırlarsa bunun neticesi ne olur? İşçilerimiz işsiz kalır. Tavsiye kararı alındı, tasfiye işlemi bitti. İşlem bittikten sonra, '4-C (statüsünde) alamazsınız' diye bir karar çıkarsa işçilerimiz işsiz kalır" demişti.

Dinçer ayrıca konfederasyonları bir yandan tehdit edip bir yandan "sağduyu"ya davet etmişti: "Danıştay'ın 4-C'yi iptal etmesi halinde birçok işçi işsiz kalacak. Ben eylemi yapan arkadaşları sağduyuya davet ediyorum. Kendi sağlıklarını ve güvenliklerini tehlikeye atmasınlar. Kriz döneminde tüm dünyada sıkıntı varken kendilerine iş teklif ettik, bunu iyi değerlendirsinler."

Candoğan:"Bu yöndeki haberler açık bir tehdittir"
TEKEL işçleri adına Danıştay'da 4-C uygulamasının iptal edilmesi için davayı açan Avukat Gökhan Candoğan, 4-C'nin iptal edilmesi durumunda işçilerin daha kötü koşulla ve hatta işsizlikle karşı karşıya kalacağı tehditleri ile ilgili soL'a açıklamalarda bulundu.

Hükümet yanlısı basın yayın organlarında sıklıkla vurgulanan, Hükümet tarafından da dile getirilen bu tür açıklamaların, “açıkça kötü niyetli ve tehdit niteliğinde” olduğunu ifade eden Candoğan, mahkemenin mevcut düzenlemeyi yeterli yasal güvenceden yoksul olduğu gerekçesi ile iptal etmesi durumunda bunun gereğini yapmayan bir hükümet olamayacağını, bunun dünyada eşi benzer görülmemiş bir durum olduğunu söyledi. Hükümet yanlısı medya tarafından dile getirilen bu olasılığın gerçek kılınması durumunda ise hükümetin karşısında hukuku bulacağını belirten Candoğan, dava açılması durumunda hükümete kötü niyetli yaklaşımı dolayısıyla tazminat cezası bile verilebileceğini dile getirdi.

Kendilerinin dava dilekçesinde, mevcut 4-C uygulamasının yasalarda öngörülen çalışma ilişkisine uymadığına, bir kişinin 18-20 yıl geçici personel statüsünde çalıştırılmasının mantıken dahi sorunlu olduğuna yer verdiklerini belirten Candoğan, 4-C'nin iptal edilmesi durumunda bu kararın gerekçesinin de sonraki uygulamayı belirleyeceğini ifade etti. 4-C'nin iptal edilmesi durumunda bunun geçmiş dönemler de dahil 4-C ile çalıştırılan tüm emekçileri kapsayacağını hatırlatan Candoğan, bu durumda mahkemenin iptal gerekçesine göre yeni bir düzenlemeye gidilebileceğini söyledi ancak diğer yandan 4857 sayılı iş yasasının doğrudan uygulanmasının da yeni bir düzenleme yapılmaksızın mevcut sorunu çözebilecek nitelikte olduğunu ifade etti. Candoğan, yeni bir yasal düzenlemenin gerekmesi durumuında ise hükümetin bunu uygun şekilde yapmakla yükümlü olduğunu da sözlerine ekledi. (Kaynak: soL)