30 Mart 2010 Salı

HES'e jandarma baskını

Durdurma kararına rağmen çalışmalarını sürdüren enerji şirketine jandarma baskın düzenledi.

RİZE İdare Mahkemesi'nin `Uzundere-2 HES Projesi' için verdiği yürütmeyi durdurma kararına rağmen çalışmalarını sürdüren enerji şirketine jandarma baskın düzenlenleyerek tutanakla durumu tesbit etti.

Rize İdare Mahkemesi, Çayeli İlçesi Senoz Vadisi'nde, `Atabey Enerji' firması tarafından yapımı süren Uzundere-2 hidroelektrik santral projesi için verilen, `ÇED gerekli değildir' kararını 23 Şubat 2010 tarihinde iptal ederken, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Karar, 10 Mart 2010 tarihinde Çayeli ilçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince firmaya tebliğ edildi ve çalışmalar durduruldu. Ancak, kısa süre çalışmalara ara veren firma bölgede gizlice çalışma başlattı. Yöre halkının ihbarı üzerine 25 Mart tarihinde santral şantiyesine baskın düzenleyen jandarma, su iletim tünellerinde kazı çalışması yürütüldüğünü tespit etti. Mahkeme kararına rağmen çalışmalarını sürdüren firma hakkında tutanak tutan jandarma konuyla ilgili inceleme başlattı.

`Derelerin Kardeşliği Platformu' Dönem sözcüsü Ömer Şan, sahip olduğu biyolojik çeşitlilik ile uluslararası öneme sahip vadideki projeler için Çevre ve Orman Bakanlığı'nın, `ÇED gerekli değildir' kararı vererek bölgede doğa katliamının önünü açtığını savundu. Şan, bakanlığı, asli görevi olan doğal varlıkları koruma ve geliştirme görevini yerine getirmeye ve yargı kararlarına uymaya davet ettiklerini anlatırken şöyle dedi:

"Bütün hukuk çevrelerini Senoz'daki uygulamalara tepki göstererek mücadelemize sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bölge halkı olarak defalarca ortaya koyduğumuz demokratik tepkilerimize rağmen Senoz'daki doğa katliamı ve hukuk dışı çalışmaları durduramıyoruz. Bu ülkenin yasa ve hukuku Senoz Vadisi'nde geçerli değil midir? Bir doğa cenneti olan bu vadi, ülkemiz topraklarından sayılmıyor mu? Senozlular'ın Anayasal ve yasal hakları yok mu sayılıyor? Ya da birileri için yasa ve hukuk formalitedir de bizim mi haberimiz yok? Senoz'da olan biteni anlamak mümkün değildir. Birilerinin bu durumu çıkıp bizlere anlatmasını bekliyoruz."