16 Şubat 2017 Perşembe

KESK: Karakolların, emniyet binalarının tıka basa doldurulmuş olması memlekette demokrasinin en açık göstergesidir..!

KESK İstanbul Şubesi, 12 Şubat gecesi evinin kapısı kırılarak gözaltına alınan Eğitim Sen İstanbul 8 Nolu Şube Başkanı Sevtap Akdağ'ın serbest bırakılması için bir basın açıklaması düzenledi. 15 Temmuz'dan sonra OHAL ilan edip, KHK'larla işsiz bırakılan akademisyenleri, öğretmenleri ihraç eden hükümetin, referandum süreciyle birlikte baskıyı iyice arttırdığına değinilen açıklamada, Sevtap Akdağ'ın evinin kapısının kırılarak gözaltına alınmasının açıkça kadına şiddet olduğunun altı çizildi.
Basın açıklamasının tamamı şu şekilde:
Siyasi iktidar, ülkede baskı, sindirme ve korkutma hamlelerini koşar adım atmaya devam ediyor. 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çevirip OHAL ilan eden, KHK'larla on binlerce kamu emekçisini işsiz bırakan, üniversitelerde bilim insanlarını işlerinden edip adeta bilimi tasfiye eden , gazetecileri tutuklayan iktidar, referandum süreci ile bu baskı ve şiddetin dozunu artırmıştır. Özellikle referandumda; Tek Adam Rejimine "Hayır" diyeceğini açıklayan kesimleri susturmak için her türlü yolu denemektedir. Sendikamız, üye ve yöneticilerimiz de dozu giderek artan bu şiddet politikalarından payına düşeni almaktadır. bunu en son örneği Eğitim Sen İstanbul 8 Nolu Şubu Başkanı Sevtap Akdağ'ın 12 Şubat 2017'de gece yarısı -hem de evinin kapısı kırılarak- gözaltına alınmasıdır. gece yarısı gözaltına alınan şube başkanımızın nereye götürüldüğünü ancak ertesi gün öğleden sonra öğrenebildik. Bize verilen bilgi aynen şöyle. Vatan Emniyet Müdürlüğü'nde, Gayrettepe'de ve hatta Esenler'de yer kalmadığı için Pendik'te bir karakolda tutuluyor. Karakolların, emniyet binalarının tıka basa doldurulmuş olması memlekette demokrasinin en açık göstergesidir.
Biz başkanımıza dönük bu uygulamanın keyfi ve hukuksuz olduğunu biliyoruz ve duyuruyoruz. Zira başkanımız halihazırda bir okulda öğretmenlik yapmaktadır. Adresi bellidir, kendisinin herhangi bir konuda ifade vermesi gerekiyorsa bu konuda yapılacak bir davete tereddütsüz icabet edecektir. Bu yöntemin denenmemesi onun yerine kapısının kırılarak gözaltına alınması topluma, mücadele eden kadınlara ve sendikamıza bir gözdağıdır. Aynı zamanda hem sendikal faaliyetlerin hem de öğrencilerinin de eğitim hakkının engellenmesidir. Ve yine altını çizerek belirtmek isteriz ki bu gece yarısı baskını bizim için tartışmasız kadına yönelik devlet şiddetidir.
Eğitim Sen ve KESK İstanbul şubeleri olarak diyoruz ki: biz demokratik bir Türkiye'de insanca yaşam için mücadele veriyoruz ve bu baskılar bizi asla yıldıramayacak. Şube başkanımız derhal serbest bırakılmalı, evinin kapısını kırarak ona şiddet uygulayan emniyet görevlileri hakkında da yasal işlem yapılmalıdır.
Siyasi iktidara sesleniyoruz, diyoruz ki: hayır diyenleri şiddet uygulayarak, gözaltına alarak yürüttüğünüz bu "Evet" dedirtme kampanyasından vazgeçin!
Son söz olarak; biz gözaltılara, baskılara, işten atmalara dayatılan tek adam rejimine karşı, demokratik bir Türkiye için dün olduğu gibi bugün de hayır diyeceğiz, hayır demeye devam edeceğiz!
KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Yürütmesi