KESK İstanbul Şubesi, 12 Şubat gecesi
evinin kapısı kırılarak gözaltına alınan Eğitim Sen İstanbul 8 Nolu Şube
Başkanı Sevtap Akdağ'ın serbest bırakılması için bir basın açıklaması
düzenledi. 15 Temmuz'dan sonra OHAL ilan edip, KHK'larla işsiz bırakılan
akademisyenleri, öğretmenleri ihraç eden hükümetin, referandum süreciyle
birlikte baskıyı iyice arttırdığına değinilen açıklamada, Sevtap Akdağ'ın
evinin kapısının kırılarak gözaltına alınmasının açıkça kadına şiddet olduğunun
altı çizildi.
Basın açıklamasının tamamı şu şekilde:
Siyasi iktidar, ülkede baskı, sindirme
ve korkutma hamlelerini koşar adım atmaya devam ediyor. 15 Temmuz darbe
girişimini fırsata çevirip OHAL ilan eden, KHK'larla on binlerce kamu
emekçisini işsiz bırakan, üniversitelerde bilim insanlarını işlerinden edip
adeta bilimi tasfiye eden , gazetecileri tutuklayan iktidar, referandum süreci
ile bu baskı ve şiddetin dozunu artırmıştır. Özellikle referandumda; Tek Adam
Rejimine "Hayır" diyeceğini açıklayan kesimleri susturmak için her
türlü yolu denemektedir. Sendikamız, üye ve yöneticilerimiz de dozu giderek
artan bu şiddet politikalarından payına düşeni almaktadır. bunu en son örneği
Eğitim Sen İstanbul 8 Nolu Şubu Başkanı Sevtap Akdağ'ın 12 Şubat 2017'de gece
yarısı -hem de evinin kapısı kırılarak- gözaltına alınmasıdır. gece yarısı
gözaltına alınan şube başkanımızın nereye götürüldüğünü ancak ertesi gün
öğleden sonra öğrenebildik. Bize verilen bilgi aynen şöyle. Vatan Emniyet
Müdürlüğü'nde, Gayrettepe'de ve hatta Esenler'de yer kalmadığı için Pendik'te
bir karakolda tutuluyor. Karakolların, emniyet binalarının tıka basa
doldurulmuş olması memlekette demokrasinin en açık göstergesidir.
Biz başkanımıza dönük bu uygulamanın
keyfi ve hukuksuz olduğunu biliyoruz ve duyuruyoruz. Zira başkanımız
halihazırda bir okulda öğretmenlik yapmaktadır. Adresi bellidir, kendisinin
herhangi bir konuda ifade vermesi gerekiyorsa bu konuda yapılacak bir davete
tereddütsüz icabet edecektir. Bu yöntemin denenmemesi onun yerine kapısının
kırılarak gözaltına alınması topluma, mücadele eden kadınlara ve sendikamıza
bir gözdağıdır. Aynı zamanda hem sendikal faaliyetlerin hem de öğrencilerinin
de eğitim hakkının engellenmesidir. Ve yine altını çizerek belirtmek isteriz ki
bu gece yarısı baskını bizim için tartışmasız kadına yönelik devlet şiddetidir.
Eğitim Sen ve KESK İstanbul şubeleri
olarak diyoruz ki: biz demokratik bir Türkiye'de insanca yaşam için mücadele
veriyoruz ve bu baskılar bizi asla yıldıramayacak. Şube başkanımız derhal
serbest bırakılmalı, evinin kapısını kırarak ona şiddet uygulayan emniyet
görevlileri hakkında da yasal işlem yapılmalıdır.
Siyasi iktidara sesleniyoruz, diyoruz
ki: hayır diyenleri şiddet uygulayarak, gözaltına alarak yürüttüğünüz bu
"Evet" dedirtme kampanyasından vazgeçin!
Son söz olarak; biz gözaltılara,
baskılara, işten atmalara dayatılan tek adam rejimine karşı, demokratik bir
Türkiye için dün olduğu gibi bugün de hayır diyeceğiz, hayır demeye devam
edeceğiz!
KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Yürütmesi