3 Aralık 2017 Pazar

Madenlerin Ölüm Kustuğu Türkiye Gerçeği: 4 Aralık Dünya Madenciler Günü: 11 ayda 84 madenci öldü..!


Türkiyeli madenciler 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü, kuralsız, güvencesiz, denetimsiz çalışmanın, 1 yılda 84 madencinin yaşamını aldığı koşullarla karşılıyor. İşçilerin örgütlülüğünün ve mücadelesinin daha ileri olduğu Avrupa ülkelerindeki madencilik sektöründe ise son 50 yılda neredeyse tek bir ölümlü kaza yaşanmadı. Ülkemizde her yıl 100’e yakın maden işçisinin yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Zonguldak Maden Mühendisleri Odası Başkanı Erdoğan Kaymakçı, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini öne alan bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisinin verilerine göre 2017 yılının ilk 11 ayında 84 maden işçisi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. En son TTK Zonguldak Karadon Müessesinde yaşanan göçükte 2 işçi ile birlikte TTK’de yaşamını yitiren işçi sayısı 6’ya yükseldi. Ölümler özellikle linyit, taş kömürü, mermer, taş ve bakır ocaklarında yoğunlaşırken 54 madencinin ölümü göçük ve ezilme sonucu yaşandı. Bu yıl madenci ölümlerin yaşandığı iller arasında Zonguldak, Şırnak, Antalya, Manisa Soma, Bursa, Elazığ Alacakaya yer aldı.
ALMANYA’DA 40 YILDA SIFIR ÖLÜM
Dünyada 132 ülke arasında toplam kömür üretim değeri itibarıyla 28. sırada yer alan Türkiye’yi madenlerde yaşanan iş cinayetleri bakımından dünyanın en büyük kömür üreticisi olan Almanya ile karşılaştırdığımızda Almanya madenlerinde 2013 ekim ayına kadar 40 yıllık süre zarfında hiç ölüm meydana gelmedi. Uzun yıllar iş cinayetlerinin yaşanmamasının en büyük nedeni Almanya’da madenciliğin tamamının devlet kontrolünde yapılması. Bunu Türkiye madenlerinin 2004 yılından itibaren özel şirketler tarafından işletilmesine izin verilmesiyle birlikte madenlerdeki iş cinayetlerinin 3 kat artması da kanıtlıyor.
MADENCİLİK SEKTÖRÜ ÜLKEMİZDE FACİALARLA HATIRLANIYOR
Ülkemizde madencilik sektörünün toplu ölümlü facialarla hatırlandığını belirten Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı, madencilik sektöründe toplu ölümlü iş kazalarının yaşanmasının nedeninin bu sektörde uygulanan çalışma düzeni olduğunu ifade etti. “Taşeronlaşma, özelleştirme, kuralsızlaştırma, esnekleştirme, ne derseniz deyin. Yani bu çalışma sistemi diğer sektörlerde de aynı sıkıntıyı yaratıyor ama madencilik sektöründe bunu bir kat daha artırıyor bu çalışma sistemi” diyen Kaymakçı şöyle devam etti: “Yeraltı madenciliği en zor işlerden biri. Dolayısıyla çalışanların güvenliğini sağlayacak, sağlıklarını kaybetmesine neden olmayacak çalışma ortamlarının oluşturulması lazım. Bunların mevzuata girmesi lazım. Ancak bizim ülkemizde yasalar her ne hikmetse sürekli sermayeden yana, özel sektörden yana. İşçinin derdini dinleyen yok. Kuralsız çalışma, Emek sömürüsü, ucuz iş gücü, aşırı yoğun çalışma saatleri bu sonucu doğuruyor. Aşırı üretim zorlaması, baskı, işçi sağlığı ve iş güvenliği için yapılacak yatırımların masraf olarak görülmesi düşüncesi bu sektörde maalesef önümüzdeki yıllarda da benzer türde faciaların yaşanmasına yol açabilecek. Bunun mutlaka önlenmesi lazım.”
HAVZA MADENCİLİĞİ TERK EDİLİYOR
Son Torba Yasa ile birlikte TTK dışındaki sahaların özelleştirilmesinin yolunu açan 51. maddeye ilişkin de konuşan Kaymakçı, “TTK, kendine özgü yasası olan ve Zonguldak bölgesindeki kömür damarlarının devletçe işletilmesi hakkında kanuna bağlı olarak üretim yapan bir işyeriyken 2004 yılında Maden Kanunu kapsamına alındı. TTK, Zonguldak’taki kömür damarlarını işletir veya işlettirir ibaresi konuldu. Zaten oradan bir darbe yemişti TTK. Şimdi geldiğimiz bu en son aşamada da geçtiğimiz günlerde Torba Yasa’da yapılan düzenleme ile TTK’nin çalıştığı müesseseler de dahil ihale edilebilir, ruhsatlar bölünebilir şeklinde bir düzenleme yapıldı. Maden işçilerinin direnişiyle Hükümet TTK’nin çalıştığı sahaların dışındaki yerlerde bunu uygulayacağız dedi. Bence amacına ulaşmış oldu iktidar. Buradaki ruhsatlar şimdi bölündü. Sadece TTK’nin çalıştığı yerler haricinde diğer irili ufaklı sahalarda istenirse eğer ruhsatlar bölünebilecek. Bizim oda olarak yıllardan beri söylediğimiz havza madenciliği ilkesinin terk edilmesi anlamına geliyor. Havza madenciliğinin terk edilmesi de hem yatırım bütünlüğünü bozacak hem bu havzanın tek elden işletilmesine engel teşkil edecek, işçi sağlığı iş güvenliği önlemlerinin de tek elden alınmasının önüne geçecek bir durum ortaya çıkaracak. Bunu yaşayarak göreceğiz önümüzdeki yıllarda. Böyle bir tehlike söz konusu. Biz bu tehlikeyi göstermeye çalışıyoruz ama umarım yaşanmaz böyle tehlikeler. Keşke yaşanmasa. Ama ülkemiz maalesef bu sıkıntıların bolca yaşandığı bir ülke konumunda” diye konuştu.
ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİ LAZIM
Soma’da yaşanan facia sonrası belli düzenlemeler yapılarak işçilere iki asgari ücret verildiğini, hafta sonları izinlerin artırıldığını, çalışma saatlerinin kısaltıldığını ancak yapılan bu düzenlemelerin sorunun asıl kaynağını değiştirmediğini belirten Kaymakçı, “Ülkemizde bir zihniyet değişikliği lazım bize” dedi. Kaymakçı, nasıl bir değişikliğe ihtiyaç olduğunu da şu sözlerle anlattı: “Önce can güvenliğine, önce iş güvenliğine, önce işçi sağlığına bakılması lazım. Ancak bakamıyoruz bizim ülkemizde. İnsana yeteri kadar önem verilmiyor. Örneğin en gelişmiş Avrupa ülkelerinde madencilik sektöründe neredeyse 50 yılda ölümlü tek bir kaza yok. Ama bizim ülkemizde her yıl 100’e yakın maden işçisi yaşamını yitiriyor. Dolayısıyla biz bu sektörde işçilerin can güvenliğini, iş güvenliğini sağlamayan bir ülke konumundayız. Dolayısıyla biz öncelikle işçi sağlığı iş güvenliği önlemlerini önceleyen bir zihniyet değişikliğine kesinlikle ihtiyacımız var.”
TTK’DE AÇIK GİDERİLMELİ
Dünya Madenciler Günü dolayısıyla yönetim kurulu adına yazılı bir açıklama Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci şunları söyledi: “Türkiye’nin Zonguldak’a ihtiyacı var. Çünkü Zonguldak’ta kömür var. TTK’nin işçi açıkları acilen giderilmeli ve kurumun norm kadro ile istikrarlı şekilde çalışması sağlanmalıdır. TTK’ye sahip çıkmakla; Zonguldak’ta istihdam yaratacağının, ekonominin canlandırılacağının, cari açığın önemli faktörlerinden olan taşkömürü ithalatının ve ithalata ödenen paranın azalacağının tüm kamuoyuna anlatılması herkesin görevidir. Bu düşüncelerle tüm madencilerimizin ve bölgemiz halkının Dünya Madenciler Gününü kutlarız”

Demirci, açıklamasında 27 Kasım’da Karadon Müessesesi’nde meydana gelen iş cinayetinde hayatını kaybeden madenciler Cafer Tepebaşı ve İsa Çeltik’i de andı.