25 Nisan 2009 Cumartesi

‘Barışçıl sürecin önü kesilmek isteniyor’

Londra’dan dönüp ayağının tozuyla Meclis’te arkadaşlarının başlatacağı oturma eylemine katılan DTP Eş Başkanı Ahmet Türk, Türkiye’de barışçıl bir sürecin gelişmesinin istenmediğini, partilerine yönelik operasyonun da “devletin barışçıl, demokratik bir süreci istemediğinin açık bir ifadesi olduğunu” dile getirdi.
Türk’le, DTP’li milletvekillerinin Meclis Genel Kurulu’nda oturma eylemleri devam ederken, sigara molası verdiği Meclis bahçesinde görüştük. Londra’daki görüşmelerinin iyi geçtiğini, katıldığı toplantılarda partilerinin Kürt sorununa bakışını, düşüncelerini aktarmaya çalıştığını ifade eden Türk, “Günümüz dünyasında, bütün demokratik ülkelerde farklı kimliklerin güvence altına alındığı bir süreç yaşanıyor, ama Türkiye hâlâ Kürtlerin inkarı üzerinden, yasakçı bir anlayışı taşıyor” dedi.
Bunun, sorunların çözümüne ve halkların kardeşleşmesine katkı sunmayacağını belirten Türk, “Biz her zaman bu sorunun, Türkiye’nin bütünlüğü içinde çözümünden yana olduk. Adil, eşit bir anlayışla, silahların tamamen Türkiye gündeminden kalkacağına inancımızı ifade ettik” dedi.
Türk, operasyona ilişkin, “Ne zaman barışçıl süreçle ilgili ciddi bir refleks gelişti ise ya tutuklamalar, ya operasyonlar, ya da farklı şeylerle önleri kesiliyor. Bu, devletin barışçıl, demokratik bir süreci istemediğinin açık bir ifadesidir. Sadece Kürtleri yargılamakla, Kürt meselesini terörize ederek dünyaya sunmakla bu iş çözülmez. Gerçekten çözümün önündeki engel nedir, kimdir, bunu göz önünde tutmamız lazım” diye konuştu.
İngiltere’deki temaslarına da değinen Türk, değişimin kaçınılmaz olduğunu belirterek, yapılacak değişiklikte yurttaşların haklarını anayasal güvenceye alacak bir değişimin olması gerektiğini söyledi.
ÇÖZÜM YERİ PARLAMENTO OLDUĞU İÇİN
Eylemlerinin Meclis’te olmasının nedenini de “Parlamentonun çözüm gücü olmasını istediğimizdendir” diye açıklayan Türk, temel taleplerinin “Türkiye’de demokratik siyasetin, siyasi iradenin, halkın iradesiyle seçilmiş olanların güçlü hale gelmesi” olduğunu ifade etti. Türk şunları söyledi: “Demokrasinin vesayet altından kurtulması gerekir. Bunun için parlamento bir an önce ülke sorunlarının çözümüne yönelik çabalar geliştirmelidir. Vermek istediğimiz mesaj bu. Demokratik siyasetin üzerindeki kısıtlamaların, engelleyici tavırların ortadan kalkması gerekir.”
Merkez Yürütme ve PM üyelerinin de bulunduğu 51 partilinin tutuklu olduğunu hatırlatan Türk, “Bu tamamen demokratik siyasetin önünü kesmeye yöneliktir. Bu anlayışın demokrasiye, demokratik siyasete zarar verdiğini söylüyoruz” dedi.
‘ORALARA AŞIK DEĞİLİZ, GİEDERİZ’
Türk, “Eğer demokratik siyaseti birileri savunmayacaksa, barışçıl bir sürecin gelişmesi konusundaki düşüncelerimiz ciddiye alınmayacaksa, oralarda oturmaya çok da aşık değiliz. Çekeriz köyümüze, ilçemize, Diyarbakır’a gideriz. Herkes kendi yerine gider. Bunu da bize sağlamazlarsa biz cezaevine gitmeye de hazırız” değerlendirmesinde bulundu. Operasyonu seçim sonuçlarına bağlayan Türk, “Bölgede AKP’nin milletvekilleri başarısızlıklarını örtbas etmek için ‘zorla aldılar’ şeklinde yüksek sesle ifade ettiler. Başbakan’ı da herhalde inandırdılar. Bu, bir operasyonun başlaması konusunda da mesajdı” dedi. En yüksek oyu şehir merkezlerinde aldıklarını belirten Türk, baskı yapmış olmaları halinde, oyun kime gittiği belli olan kırsal kesimde daha yüksek oy almaları gerektiğini dile getirdi.
MİDYAT ÖRNEĞİ
“Çok enteresan örnek” diyerek, Mardin Midyat’a değinen Türk, “Korucubaşlarının, ağaların, devletin, JİTEM’in, istihbaratın cirit attığı bir yer. Beş yıl önce gittiğimizde insanlar bize selam vermekten korkuyordu. Şimdi seçimlerde AKP 3 bin 200, biz 6 bin 540 oy alıyoruz, DP 7 bin 300 oy alıyor. Bizden 800 oy fazlasıyla belediyeyi alıyor. Ama AKP bizim yarımızdan az oy alıyor. Böyle bir baskı olsa ya bizim almamız lazım ya da valisinin, emniyet müdürü, tugay komutanının çalıştığı AKP’nin kazanması. Bu bile, gerçekten seçim sonuçlarının dedikleri gibi olmadığını açıkça ortaya koyuyor” diye konuştu. “Savaş babalarının, savaş isteyenlerin, Türkiye demokrasisini istemediğinin” altını çizen Türk, “Halkın barışçıl bir sürecin gelişmesi konusunda umutlu olduğu bir dönemin, birdenbire çok yoğun şekilde önünün kesilmesi, boşa çıkarmaya yönelik davranışın içinde olmaları çok dikkat çekicidir” dedi.