8 Nisan 2009 Çarşamba

Diyarbakırlı 50 slikozis hastası çaresiz

İstanbul’da denetimsiz merdivenaltı kot kumlama atölyelerinde ölümcül slikozis hastalığına yakalanan ve akraba olan 50 Ambarlı köyü genci, hem iş hem de kaybettikleri sağlıklarını istiyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı’na başvuran gençlere hastalıkları nedeniyle rapor almak üzere Ankara Meslek Hastalıkları Hasta...



İstanbul’da kot kumlama işi yapan merdivenaltı atölyelerde çalışan gençler ya ölüyor ya da sakat kalıyor. Bölgenin gençleri de en temel sorunu işsizlik nedeniyle ölümü göze alarak da olsa kendi topraklarında çok uzaklarda büyük kentlerde merdivenaltı atölyelerde çalışıyor. Bu atölyelerin son yıllarda en çok göze çarpanlarından biri ise kot kumlama atölyeleri. Kot kumlama atölyelerinin sağlıksız ortamının neden olduğu bir çeşit akciğeri hasara uğratan bir meslek hastalığı olan slikozis genç yaşta ölümlere neden oluyor, ya da en iyi ihtimalle vücutta kalıcı hasarlar bırakıyor. Koruyucu tedbirlerle önlenebilen bu hastalık, İstanbul’da binin üzerindeki denetimden uzak kot kumlama atölyelerinde çalışan işçilerde görülüyor.



HEPSİ AYNI KÖYDEN AMCA ÇOCUĞU



Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesine ve bağlı Ambar köyünde yaşayan Tektaş, Oruç ve Uluç soyadlı 50 akraba genç Diyarbakır’daki işsizlik nedeniyle gittikleri İstanbul’da, çalıştıkları kot kumlama atölyesinde slikozise yakalandılar. Kimi günlerce yoğun bakımda kaldı, kimi de slikozisin vücutlarında yarattığı saç ve tüy dökülmesi, nefes darlığı gibi tahribat ve değişimlere maruz kaldı. Bingöl’de slikozis hastalığı nedeniyle yaşamlarını yitiren arkadaşlarından sonra bu hastalıktan haberdar olduklarını belirten akraba gençler ölümle karşı karşıya olduklarını ve çaresiz olduklarını söylediler.



GEREKÇE: İŞSİZLİK, YOKSULLUK



İstanbul’da Yenibosna ve Güngören gibi semtlerde 4 yıl gibi uzun bir süre çalışan Mehmet Tektaş akrabalarının bu işe başlamasında da etkili olmuş. Tektaş, üzgün konuşuyor: “İş bulma imkânımız yoktu burada. İstanbul’a gittik. Kot taşlamaya girdik. Böyle bir hastalığa yakalanacağımızı bilmiyorduk.” Slikozis hastalığına yakalandıktan sonra 15 gün boyunca yoğun bakımda kaldığını söyleyen Tektaş, bu işi yapmalarının tek nedeninin yoksulluk ve işsizlik olduğunu söyledi. Tektaş, Bingöl’de arkadaşlarının ölümü nedeniyle slikozisten haberdar olduklarını sözlerine ekledi.



İŞ GÜVENLİĞİ YOK



İşe başlarken işyeri sahiplerince iş güvenliği konusunda bilgilendirilmediklerini kaydeden Tektaş, “Bir bez vermişlerdi maske diye, zaten o da işe yaramıyordu. Küçük bir odada çalışıyorduk. Hep toz vardı. Havayla kum karışık geliyordu. Basınçla gelen kumu pantolonlara tutuyorduk. Kapalı bir mekândı. Sadece küçük bir pencereden havalandırma yapılıyordu” dedi.



UYUYACAK YERİMİZ YOKTU



Çalıştığı 2002 yılında günde 8 saat, 350 milyon lira maaş ile vardiyalı çalıştıklarını belirten Tektaş, işyerlerinin uygunsuz koşulları bir yana sigortasız çalıştıklarını da sözlerine ekledi. Bir başka slikozis hastası Fahri Uluç ise, “Uyuyacak evimiz yoktu. Çalıştığımız yerde yatıyorduk. Bugün bu iş olda yine gideceğiz” dedi.



SESİMİZİ DUYURMAK İSTİYORUZ



Mehmet Oruç’un sözleri ise çarpıcı: “Tüm risklerine rağmen bu işi yaparız. İnsanlar zor durumda. Ölümü göze alarak bu işi yapmak zorundayız. Devlet bize imkân tanısın çalışmayalım. Ama iş yoktur. Mümkün olduğu kadar bu işte çalışmayız. Kendimizi riske atmayız. Sesimizi duyurmak istiyoruz. Ama bizim büyüklerimiz bize iş tanısınlar. Bile bile ölmek ister miyiz. Ama zor durumda kaldığımız için gideriz. 2-3 kuruş para çocuklarımıza getirmek istemez miyiz. İyi bir iş olsun, temiz bir iş olsun istemez miyiz? Ama yok. Mecbur kaldığımız sürece de gideriz.”



İKİ SEÇİM ARASINDA BİR HAYAT



Kot kumlama işinde 3 ay çalışan Mehmet Sıddık Oruç ise işin risklerini bile bile çalışmaya gittiğini söyledi. İki seçim arasında zorlandıklarını belirten Oruç, “Ben bu işin risklerini bilerek gittim ama mecburiyetten gittim. Gitsem gebereceğim orada. Ölmek var ama bir de gebermek var. Mecbur giden arkadaşlar var. Ekmek parası getirmek zorundalar” dedi.



BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN YARDIM 



Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Fatih Turşak, 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre meslekten kaynaklı iş gücü kaybı ve kalıcı hastalıkların, Meslek Hastalıkları Hastaneleri’nden alınan raporla teyidi halinde, çalışmış olduğu iş yerinden ayrıldıktan 5 yıl sonrasına kadar tespiti halinde, kazanılmış yasal hakları olduğunu söyledi. Sigortasız çalıştırılan Tektaş, Oruç ve Uluç soyadını taşıyan 50 akraba Ankara Meslek Hastaneleri Hastanesi’nden rapor almaları ve konaklamaları için kişi başına 200 TL’lik destekte bulunduklarını aktardı. Turşak akraba gençlerin hak aramaları için Diyarbakır Barosu ve İHD’ye yönlendirdiklerini söyledi. Sağlık Daire Başkanı Nedim Yaşlı tarafından da hastalıkları hakkında bilgilendirilen gençlere karşı karşıya bulundukları riskler anlatıldı.



ANF / 08.04.09