19 Aralık 2009 Cumartesi

İstanbul'da TEKEL direnişine kitlesel destek

Direnişlerini kararlı bir şekilde sürdüren TEKEL işçileri, Ankara'da haklarını aramaya devam ederken, işçilere yönelik polis saldırısına tepkiler büyüyor. Bini aşkın emekçi, Taksim'de TEKEL işçilerinin direnişini selamladı.

Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu, TEKEL, demiryolu ve itfaiye işçilerine yönelik polis saldırısını Taksim'de yaptığı yürüyüşle protesto etti. Eyleme, AKP hükümeti, Ankara Valisi'ne ve polise yönelik öfke damgasını vurdu. Türk-İş Genel Merkez yönetimi de işçilerin öfkesinden payına düşeni aldı.

İşçi sınıfına yönelik saldırıların son bulması için birleşik mücadele çağrısı yapılırken, eylemde Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin'in konuşması öne çıktı. Ayçin, “Biz barış içinde bir arada yaşamasını biliriz. Ama bizi topyekun imha etmek isteyenlerle savaşmasını da biliriz” dedi. Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu ile DİSK, KESK, Ezilenlerin Sosyalist Partisi Girişimi, Barış ve Demokrasi Partisi, Halkevleri, EMEP'in de aralarında bulunduğu çok sayıda kurum, Taksim Tramvay Durağı'nda bir araya geldi. Bini aşkın kişi, “TEKEL, itfaiye ve demiryolu işçilerine yapılan insanlık dışı saldırıları kınıyoruz” yazılı pankart açarak, Galatasaray Meydanı'na yürüdü. Yürüyüş boyunca “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Suskun toplum istemiyoruz”, “Suskun Türk-İş istemiyoruz”, “TEKEL işçisi yalnız değildir”, “Direne direne kazanacağız”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganları atıldı.

AKP gerçek yüzünü gösterdi
Galatasaray'da ortak açıklamayı okuyan Tez Koop-İş Sendikası İstanbul 5 No'lu Şube Başkanı Rabia Özkaraca, AKP hükümetinin, haklarını arayan TEKEL işçilerine işgalci güç muamelesi yaparak Ankara’dan püskürtmek için adeta savaş açtığını ifade etti. Özkaraca, “AKP hükümeti, biat eden bir toplum yaratmak istemektedir. Toplumun, fikir beyan eden, talep eden ve hayır diyen kesimlerini baskı ve zorbalıkla sindirmeye çalışmaktadır” dedi. AKP’nin bu saldırılarla gerçek yüzünü gösterdiğini söyleyen Özkaraca, “AKP hükümeti hak arayan işçi ve emekçilere saldırıyor fakat işçi ve emekçilerin can güvenliğini yok sayan, iş güvenliği tedbirlerini almayan ve 19 madenci kardeşimizi katleden maden sahibini serbest bırakıyor. AKP’nin emek düşmanı, gerçek yüzü budur” diye konuştu. Özkaraca, başta Ankara’da bulunan TEKEL işçileri olmak üzere, demiryolu ve itfaiye işçilerine yönelik saldırıları lanetlediklerini ifade etti. Özkaraca, işçi sınıfına yönelik saldırılara karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı.

Ayçin: Ankara'ya gitmeliyiz
Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, yaptıkları dayanışma eyleminin bununla sınırlı kalmaması gerektiğini vurguladı. Ayçin, “Bu dayanışmanın Ankara’ya taşınması gerekiyor. Biz yıllarca 'susma sustukça sıra sana gelecek' dedik ama hep sustuk. 'İşçiye kalkan elleri kıracağız' dedik ama sustukça ellerimiz kırıldı” diye konuştu. Hava-İş Genel Başkanı, Türk-İş yönetimini de eleştirdi ve şöyle dedi: “Devletin bizi denetlemesine gerek yok. Böyle bir Türk-İş varken denetlemeye gerek yok. Zaten yapılmak isteneni yapıyorlar. Türk-İş, AKP hükümetinin arkasından çıkıp işçi sınıfına kulak vermeli.”

En büyük provokatör Erdoğan
Ayçin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz barış içinde bir arada yaşamasını biliriz. Ama bizi topyekun imha etmek isteyenlerle savaşmasını da biliriz. Biz Türk-İş'e, Ankara'ya gitmek istiyoruz. Bre Allahsız kitapsız Ankara Valisi, işçiye acımazız saldırıyor, provokatörleri gösteriyor, senden büyük provokatör olur mu! En büyük provokatör Erdoğan değil mi?” İşçi sınıfına yönelik saldırılara karşı birleşik mücadelenin şart olduğunu dile getiren Atilay Ayçin, konuşmasını “Üreten biz, yaratan biz, yöneten de biz olacağız” diyerek bitirdi.