AKP iktidarının ‘’dindar ve kindar nesil
yetiştirme’’ uygulamaları tam gaz devam ediyor. İstanbul’daki bir lisenin
binası, dini referanslara göre düzenlendi, spor salonu cuma namazı için mescit
olarak kullanılmaya başlandı. Spor salonunda cuma namazı kılınan Bahçelievler
Kocasinan Şehit Samet Kırbaş Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin internet
sitesine, “Cuma namazlarımızı okulumuzda kılıyoruz” başlığıyla fotoğraflar da
konuldu. Okulun internet sitesinde yapılan açıklamada da “6 Kasım 2017
tarihinden itibaren öğrencilerimizin güvenliğini de düşünerek cuma
namazlarımızı okulumuzda kılmaya başladık” denildi.
Demokrasinin böylesi
Cumhuriyet gazetesinin aktardığı haber
göre, Okullardaki herhangi bir düzenlemeyi hayata geçirirken velilere,
sendikalara ve eğitimcilere kulağını kapatan MEB, İstanbul’un Fatih ilçesinde
ise tezat bir uygulamaya geçti. Bir öğrencinin ‘toplu namaz’ önerisi, ilginç
bir bürokratik yazışma ağına yol açtı. Fatih İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden
ilçe kaymakamlığına gönderilen yazıda ise ilçedeki tüm öğrencilerin toplu sabah
namazı kılınmasına davet edilmesi isteğinin uygun olduğu belirtildi. Yazı
şöyle: “İstanbul Recep Tayyip Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi ve
Fatih İlçe Öğrenci Meclisi Başkanı .......’nın l, 15.12.2017 Cuma günü
Pertevniyal Valide Sultan Camii’nde, Fatih ilçesinde eğitim öğretim gören tüm
öğrencilerle beraber sabah namazı programı yapmak istemekte ve programın
müdürlüğümüze bağlı tüm okullara duyurulmasını talep etmektedir. Talepleri
müdürlüğümüzce uygun görülmektedir.’’
Adım adım dinselleşme
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin
Aydoğan, eğitim sistemindeki dinselleşme uygulamalarından şu örnekleri verdi:
Okulöncesi kurumlarda çocuklara Kuran
öğretiminin başlaması.
Tüm eğitim kurumlarında mescidin zorunlu
hale getirilmesi (Laboratuvar, kütüphane, spor salonu, sanat atölyesi
zorunluluğu yok).
Yasal olarak 9, fiilen okulöncesinden
başlatılarak kız çocuklarının başlarının ve bedenlerinin kapatılması (Bu madde
kılık kıyafet düzenlemesi üzerinden hazırlandı. Kısa etek, dar pantolon vb
giyemiyor çocuk ama başını ve bedenini kapatabiliyor.)
Yasada karma eğitim esas olmasına rağmen
imam hatip liseleri binalarının kız-erkek ayrılması, bina tekse sınıf ve
koridorların, kız- erkek şeklinde ayrılması) Diğer lise türlerinde de fiilen
benzer uygulamaların yapılması
Cuma namazı saatlerinde özellikle okul
idarecileri ve din öğretmenleri eliyle çocukları toplu cuma namazına götürme
(Maltepe’de bir lisede çocuk okul saatleri içerisinde cuma namazına
gönderildiği sırada trafik kazasında hayatını kaybetti.)
İki mescit birden
Halkevleri’nin “Eğitimde Gerici
Uygulamalar’’ başlıklı son raporunda, yapılan anketin sonuçları şöyle
sıralanmıştı:
Aceleyle mescit açma: Öğrencilere dönük
kılık kıyafet baskısı ile birçok okulda karşılaşılıyor. Bazı okul müdürlerinin
göreve gelir gelmez okulların temel sıkıntılarına dair çözüm üretmekten önce
aceleyle mescit açtığı tespit edilmiş. Bir okulda 2 mescit: Mescitler çoğu okulda
laboratuvar, kitaplık yerine açılmış. Hatta bir okulda 2 tane mescit açıldığı
görülmüş.
Yemek duası: Veli, öğretmen ve
öğrencilerin yüzde 42’si okullarında etnik, mezhep ve cinsiyet ayrımcılığı
yapıldığına bizzat yaşayarak ya da gözlemleyerek şahit olduklarını belirtmiş.
Yine okulların yüzde 46’sında özellikle din kültürü ve ahlak bilgisi
öğretmenlerinin namaz kılma, baş örtme gibi konularda telkinlerde bulunduğu
tespit edilmiş. Ankete katılan anaokulu velilerinin büyük kısmı yaşı küçük
olduğu gerekçesiyle çocuğuna henüz dini bilgi vermediğini, ancak bilgisi ve
isteği dışında öğretmenler tarafından yemek duası öğretildiğini söylemişler.
Okul din öğrenme yeri değil: “Sizce din
eğitiminin müfredat içerisinde arttırılması öğrencinin yararına mıdır?”
sorusuna ankete katılanların yüzde 92’si ‘hayır’ cevabı vermiş, büyük çoğunluk
okulların din öğrenme yeri olmadığını ifade etmiş. Soruya “yararınadır”
yanıtını verenlerin önemli bir kısmı da bu artışın sınavlarda artan din dersi
sorularının cevaplanabilmesi ve ortalamaların yükselmesi için yararlı olduğunu
söylemişler.
Eğitim İş Başkanı Orhan Yıldırım: Artık
Diyanet yönetiyor
Eğitim İş Sendikası Başkanı Orhan
Yıldırım, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Milli Eğitim Bakanlığı’nın
uygulamaları içine bu kadar müdahil olmasının uygun olmadığını belirterek,
“Diyanet yönetir ve yönlendirir duruma gelmiştir Diyanet İşleri Başkanlığı’nın
eğitime esas yol gösterici olmasının önüne bir an önce geçilmesi gerekir’’
dedi. Diyanet’ten okullara “milli manevi değerler’’ kapsamında çeşitli dernek
ve vakıfların denetlenemeyen üyeleri tarafından öğrencilerle faaliyet
yapacağına ilişkin yazılar gönderildiğini hatırlatan Yıldırım, şunları söyledi:
“Ne yazık ki okullar da bu yazılarla sorgusuz sualsiz, liyakatı, pedagojik
formasyonu belli olmayan kişileri bilimsel, laik olmayan öğretiler üzerinden
çocuklarla bir araya getiriyor. Geçmiş dönemde FETÖ terör örgütü içerisinde benzer
yapılanmaları gördük. Onların verdiği gözden kaçırılıyor, benzer uygulamalar
yapılıyor.’’
Karanlıkta namaza
Okulların ibadethane olmadığını
vurgulayan sendika başkanı, “Spor salonunu toplu cuma namazı kılma yeri yapıp
öğrencileri zorluyorsunuz, hava aydınlanmadan daha gözünü açmamış çocukları
sabah namazına davet ediyorsunuz, küçücük çocukları büyüklerle aynı ortama
sokuyorsunuz. Çocukların gideceği yer eğitim kurumlarıdır. Kişilerin manevi
duygu dünyaları çocuklara dayatılmamalıdır. Bunları kabul etmeyen ayrımcılığa
uğruyor. Bu şekilde çocukları okul dışında belirsiz yerlere götürmenin de yolu
açılıyor’’ diye konuştu.
Ayak yıkatmaya ‘yerli’ açıklaması!
İstanbul Kartal’da Özel Çınar
Anaokulu’ndaki ‘tiyatro’ gösterisi skandalının yankıları sürerken, okul
yönetiminden açıklama geldi. 3-6 yaş arası kız çocuklarına türban takılarak,
erkek çocuklarının ayaklarının yıkatıldığı ‘piyes’e dair Hürriyet gazetesine
konuşan okulun avukatı Abdullah Emre Okur, “Yerli malı haftası nedeniyle
tiyatro gösterisi düzenleniyor. Anadolu’nun kültür öğelerine yer veriliyor.
Yörük hayatı canlandırılıyor ve imece usulü anlatılıyor. Oyunda kız
çocuklarının aşağılanması söz konusu değil” dedi. Öte yandan; skandal, CHP
İstanbul Milletveklili Barış Yarkadaş’ın ardından, HDP Grup Başkanvekili ve
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu tarafından da Meclis’e taşındı.
Kerestecioğlu, Milli Eğitim Bakanı’na yönelttiği soru önergesinde anaokulu
idaresi ve oyunu oynatan öğretmenler hakkında soruşturma başlatılıp
başlatılmadığını sordu.