15 Aralık 2017 Cuma

Kindar ve Dindar Nesil İçin AKP Okulları Camiye Dönüştürüyor..!

AKP iktidarının ‘’dindar ve kindar nesil yetiştirme’’ uygulamaları tam gaz devam ediyor. İstanbul’daki bir lisenin binası, dini referanslara göre düzenlendi, spor salonu cuma namazı için mescit olarak kullanılmaya başlandı. Spor salonunda cuma namazı kılınan Bahçelievler Kocasinan Şehit Samet Kırbaş Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin internet sitesine, “Cuma namazlarımızı okulumuzda kılıyoruz” başlığıyla fotoğraflar da konuldu. Okulun internet sitesinde yapılan açıklamada da “6 Kasım 2017 tarihinden itibaren öğrencilerimizin güvenliğini de düşünerek cuma namazlarımızı okulumuzda kılmaya başladık” denildi.
Demokrasinin böylesi
Cumhuriyet gazetesinin aktardığı haber göre, Okullardaki herhangi bir düzenlemeyi hayata geçirirken velilere, sendikalara ve eğitimcilere kulağını kapatan MEB, İstanbul’un Fatih ilçesinde ise tezat bir uygulamaya geçti. Bir öğrencinin ‘toplu namaz’ önerisi, ilginç bir bürokratik yazışma ağına yol açtı. Fatih İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden ilçe kaymakamlığına gönderilen yazıda ise ilçedeki tüm öğrencilerin toplu sabah namazı kılınmasına davet edilmesi isteğinin uygun olduğu belirtildi. Yazı şöyle: “İstanbul Recep Tayyip Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi ve Fatih İlçe Öğrenci Meclisi Başkanı .......’nın l, 15.12.2017 Cuma günü Pertevniyal Valide Sultan Camii’nde, Fatih ilçesinde eğitim öğretim gören tüm öğrencilerle beraber sabah namazı programı yapmak istemekte ve programın müdürlüğümüze bağlı tüm okullara duyurulmasını talep etmektedir. Talepleri müdürlüğümüzce uygun görülmektedir.’’
Adım adım dinselleşme
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, eğitim sistemindeki dinselleşme uygulamalarından şu örnekleri verdi:
Okulöncesi kurumlarda çocuklara Kuran öğretiminin başlaması.
Tüm eğitim kurumlarında mescidin zorunlu hale getirilmesi (Laboratuvar, kütüphane, spor salonu, sanat atölyesi zorunluluğu yok).
Yasal olarak 9, fiilen okulöncesinden başlatılarak kız çocuklarının başlarının ve bedenlerinin kapatılması (Bu madde kılık kıyafet düzenlemesi üzerinden hazırlandı. Kısa etek, dar pantolon vb giyemiyor çocuk ama başını ve bedenini kapatabiliyor.)
Yasada karma eğitim esas olmasına rağmen imam hatip liseleri binalarının kız-erkek ayrılması, bina tekse sınıf ve koridorların, kız- erkek şeklinde ayrılması) Diğer lise türlerinde de fiilen benzer uygulamaların yapılması
Cuma namazı saatlerinde özellikle okul idarecileri ve din öğretmenleri eliyle çocukları toplu cuma namazına götürme (Maltepe’de bir lisede çocuk okul saatleri içerisinde cuma namazına gönderildiği sırada trafik kazasında hayatını kaybetti.)
İki mescit birden
Halkevleri’nin “Eğitimde Gerici Uygulamalar’’ başlıklı son raporunda, yapılan anketin sonuçları şöyle sıralanmıştı:
Aceleyle mescit açma: Öğrencilere dönük kılık kıyafet baskısı ile birçok okulda karşılaşılıyor. Bazı okul müdürlerinin göreve gelir gelmez okulların temel sıkıntılarına dair çözüm üretmekten önce aceleyle mescit açtığı tespit edilmiş. Bir okulda 2 mescit: Mescitler çoğu okulda laboratuvar, kitaplık yerine açılmış. Hatta bir okulda 2 tane mescit açıldığı görülmüş.
Yemek duası: Veli, öğretmen ve öğrencilerin yüzde 42’si okullarında etnik, mezhep ve cinsiyet ayrımcılığı yapıldığına bizzat yaşayarak ya da gözlemleyerek şahit olduklarını belirtmiş. Yine okulların yüzde 46’sında özellikle din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerinin namaz kılma, baş örtme gibi konularda telkinlerde bulunduğu tespit edilmiş. Ankete katılan anaokulu velilerinin büyük kısmı yaşı küçük olduğu gerekçesiyle çocuğuna henüz dini bilgi vermediğini, ancak bilgisi ve isteği dışında öğretmenler tarafından yemek duası öğretildiğini söylemişler.
Okul din öğrenme yeri değil: “Sizce din eğitiminin müfredat içerisinde arttırılması öğrencinin yararına mıdır?” sorusuna ankete katılanların yüzde 92’si ‘hayır’ cevabı vermiş, büyük çoğunluk okulların din öğrenme yeri olmadığını ifade etmiş. Soruya “yararınadır” yanıtını verenlerin önemli bir kısmı da bu artışın sınavlarda artan din dersi sorularının cevaplanabilmesi ve ortalamaların yükselmesi için yararlı olduğunu söylemişler.
Eğitim İş Başkanı Orhan Yıldırım: Artık Diyanet yönetiyor
Eğitim İş Sendikası Başkanı Orhan Yıldırım, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamaları içine bu kadar müdahil olmasının uygun olmadığını belirterek, “Diyanet yönetir ve yönlendirir duruma gelmiştir Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eğitime esas yol gösterici olmasının önüne bir an önce geçilmesi gerekir’’ dedi. Diyanet’ten okullara “milli manevi değerler’’ kapsamında çeşitli dernek ve vakıfların denetlenemeyen üyeleri tarafından öğrencilerle faaliyet yapacağına ilişkin yazılar gönderildiğini hatırlatan Yıldırım, şunları söyledi: “Ne yazık ki okullar da bu yazılarla sorgusuz sualsiz, liyakatı, pedagojik formasyonu belli olmayan kişileri bilimsel, laik olmayan öğretiler üzerinden çocuklarla bir araya getiriyor. Geçmiş dönemde FETÖ terör örgütü içerisinde benzer yapılanmaları gördük. Onların verdiği gözden kaçırılıyor, benzer uygulamalar yapılıyor.’’
Karanlıkta namaza
Okulların ibadethane olmadığını vurgulayan sendika başkanı, “Spor salonunu toplu cuma namazı kılma yeri yapıp öğrencileri zorluyorsunuz, hava aydınlanmadan daha gözünü açmamış çocukları sabah namazına davet ediyorsunuz, küçücük çocukları büyüklerle aynı ortama sokuyorsunuz. Çocukların gideceği yer eğitim kurumlarıdır. Kişilerin manevi duygu dünyaları çocuklara dayatılmamalıdır. Bunları kabul etmeyen ayrımcılığa uğruyor. Bu şekilde çocukları okul dışında belirsiz yerlere götürmenin de yolu açılıyor’’ diye konuştu.
Ayak yıkatmaya ‘yerli’ açıklaması!

İstanbul Kartal’da Özel Çınar Anaokulu’ndaki ‘tiyatro’ gösterisi skandalının yankıları sürerken, okul yönetiminden açıklama geldi. 3-6 yaş arası kız çocuklarına türban takılarak, erkek çocuklarının ayaklarının yıkatıldığı ‘piyes’e dair Hürriyet gazetesine konuşan okulun avukatı Abdullah Emre Okur, “Yerli malı haftası nedeniyle tiyatro gösterisi düzenleniyor. Anadolu’nun kültür öğelerine yer veriliyor. Yörük hayatı canlandırılıyor ve imece usulü anlatılıyor. Oyunda kız çocuklarının aşağılanması söz konusu değil” dedi. Öte yandan; skandal, CHP İstanbul Milletveklili Barış Yarkadaş’ın ardından, HDP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu tarafından da Meclis’e taşındı. Kerestecioğlu, Milli Eğitim Bakanı’na yönelttiği soru önergesinde anaokulu idaresi ve oyunu oynatan öğretmenler hakkında soruşturma başlatılıp başlatılmadığını sordu.