23 Mart 2009 Pazartesi

Chavez'den ekonomik krize önlem

Bütün gelişmiş ekonomilerin krizden kurtulmak adına piyasaya trilyonlarca para dağıttığı, milyarlarca dolarlık harcama planları açıkladığı bir dönemde Venezuela'nın sosyalist lideri Hugo Chavez kapitalist ekonomistlerin ve ekonomi kurmaylarının izlediği yöntemlerin tam tersini uygulamaya başladı.

Referans gazetesinin haberine göre Şubat ayındaki referandumdan da alnının akıyla çıktıktan sonra koltuğunu en az 2020'ye kadar garantileyen Chavez, cumartesi günü 2009 bütçesini açıkladı. Ancak Chavez'in açıkladığı önlemler paketi, son bir yıldır gerek ABD gerekse İngiltere ve Avrupa ülkeleri gibi krizin merkezindeki ekonomilerin aldıkları önlemlerle taban tabana zıt çıktı. Chavez cumartesi günkü açıklamasında bütçeyi kısacaklarını, para birimi bolivarda devalüasyonun söz konusu olmadığını, doğalgaz fiyatlarının artırılmayacağını, katma değer vergisinin ve asgari ücretin artırılacağını açıkladı. Kapitalist ekonomistler "Devalüasyona git yoksa yıl sonunda bütçe açığı vereceksin" derken, Chavez bütçeyi artırırsa enflasyonun yükselmesinden korkuyor ve aksine kesintiye gidiyor. Bunun yerine ise zenginlerde aldığı vergiyi artırıyor ve bütçeyi bu yolla finanse etmeye çalışıyor. Bunlar şu ana kadar dünya çapında alınan önlemlerin tamamen tersi kararlar. Chavez bu önlemleri "Sosyalist bir ruh çerçevesinde anti-kriz önlemleri" olarak nitelendiriyor. Öte yandan Chavez'in yeni kriz planında devlet tahvili ihracının da 3 katı artırılması var. Buna göre hükümetin borçlanma planı 5.6 milyar dolardan 16 milyar dolara kadar çıkarılacak. Açıklanan önlemler paketinin uygulamaya geçmesi için Kongre onayı alması gerekiyor. Ama zaten yasama gücünü Chavez'cilerin elinde.


Bütçeyi kıstı, asgari ücreti artırdı



Chavez'in açıkladığı önlemler paketi ABD ve diğer ülkelerinkinden oldukça farklı. Örneğin Batılı ekonomiler ekonomilerini canlandırabilmek için kilidin tüketici harcamalarını canlandırmaktan geçtiğini düşünerek son bir yıl boyunca piyasaya trilyonlarca dolar para sürdü, milyar dolarlık harcama paketleri açıkladı. ABD'de Obama'nın üzerinde çalıştığı yeni harcama paketi daha tartışmalı da olsa yolda görünüyor. Oysa ki Chavez 2009 bütçesini yüzde 6,7 kısarak 72 milyar dolara düşürmeyi planlıyor. Aynı şekilde bir çok ülkede asgari ücretlerin düşürülmesi bile gündeme gelirken Chavez bu ücreti yüzde 20 artırmaktan bahsediyor.
2009 bütçesini hazırlarken petrol fiyatı beklentilerini göze alan Chavez'in Marksist ekonomistleri, varil başına petrol fiyatının 40 dolara kadar düşeceği öngörüsünden hareketle bütçede kesintiyi önerdi. Önceki beklenti petrolün varil başına 60 dolara gerilemesiydi. Ancak derinleşen küresel resesyon ve gelişmekte olan piyasalarda da hissedilen krizin ekonominin çarklarındaki paslanmayı ağırlaştıracağı beklentileri ile petrol fiyatı beklentisi de düşürüldü. Chavez ayrıca günlük petrol üretimi beklentisini de 3.67 milyon varilden 3.17 milyon varile kadar indirdi. Petrol gelirlerinin daha da düşeceği beklentisi ile bütçesinde kesintiye giden Chavez, buradan sağlanan gelirleri sağlık ve eğitim programlarına aktarması ile tanınıyor. Bütçenin önemli bir kısımını da petrol gelirleri oluşturuyor. Dolayısıyla Chavez'in düşen petrol gelirlerini vergi artırımları ile finanse etmesi yine halkı ve işçileri gözeten bir adım olarak nitelendiriliyor.


Devalüasyon yerine kamulaştırma tehdidi



Daha geçen hafta Türkiye'de, önceki haftalarda da Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde otomotiv sektörünü canlandırmak adına ÖTV vergilerinde indirime gidilirken Chavez haftasonundaki açıklamasında Katma Değer Vergisi'nin (KDV) yüzde 9'dan yüzde 12'ye çıkaracağını da söyledi. Doğu Avrupa'dan Rusya'ya kadar bir çok gelişmekte olan piyasada para birimleri, bu piyasalarda ülke iflaslarının bile gündeme gelmesinin ardından son bir aydır adeta komalık oldu. Bu ülkeler kriz önlemi olarak para birimlerinde revalüasyona gidiyor. Ekonomistler petrol fiyatları bu seviyede kalırsa Chavez'in bütçe açığı oluşmaması için yıl sonuna kadar devalüasyona gitmesinin şart olacağını iddia ediyordu. Ancak Chavez dün ısrarla para biriminde devalüasyona gidilmeyeceğinin de sinyalini verdi. Bolivar şu anda dolara 2.15 seviyesinden çıpalı. Para birimini devalüe etmesi yönünde çağrılar yapan ekonomistlere kulak asmayan Chavez, devalüasyonun bütçeyi rahatlatsa da enflasyonu artıracak bir adım olacağını düşündüğü için bu konuda ayak diriyor. Bunun yerine hükümetin kur kontrollerini sıkılaştıracağını belirten Chavez şu an Latin Amerika'daki en yüksek enflasyon oranı ile karşı karşıya. Son haftalarda şirketlerin fiyatlarını indirmesi yönündeki baskılarını artıran Chavez, bunun için şirketlerin ellerindeki çiftlik ve pirinç tarlaları gibi varlıkları bile devlet kontrolüne aldı, hatta ülkenin en büyük gıda ve bira üreticisini fiyat indirmemesi durumunda kamulaştırmakla açıkça tehdit etti.



MAAŞ VE MASRAF KESİNTİSİ YOLDA




Chavez cumartesi günkü açıklamasında üst düzey yetkililerin maaşlarının azaltılacağını hatta bakanlıkların otomobil masraflarına kadar bir çok harcamasında kesintiye gidileceğini de vurguladı. Her yıl artık neredeyse "gelenek" haline gelen Avrupa ile Rusya arasındaki doğalgaz fiyatı anlaşmazlıkları doğalgaz bağımlılığını da gözler önüne seriyor. Kriz ortamında yüksek doğalgaz fiyatları da bir çok ekonomi için sorun. Bir çok ülke doğalgaz fiyatında indirime gidemezken, enerji bağımsızlığı sayesinde Chavez doğalgaz fiyatlarının da artmayacağının garantisini verdi. Üstelik dünyanın en ucuz doğalgazı da Venezüella'da.
Öte yandan Chavez'in Venezüella ekonomisini canlandırabilmek için gündeme getirdiği tüm bu önlemlere rağmen Çin ve Japonya tarafından önerilen yatırım fonlarını alabileceği de iddialar arasında. Venezuela ekonomisi, küresel likidite bolluğu ile yıllar süren hızlı büyümenin ardından 2008'de sadece yüzde 4,8 büyüyebilmişti. Chavez, 1999'da göreve geldiğinde petrolün varil fiyatı 10 dolardı. Geçen sene varil başına 147 dolara kadar fırlayan petrol, Chavez'in sosyal programlara yüklü fonlar aktarmasını sağlamıştı. Geçen sene Venezuela'da enflasyon yüzde 31 ile dünyanın en yüksek seviyesine fırladı.