17 Mart 2009 Salı

İŞSİZLİK ORANI ARALIK AYINDA YÜZDE 13.6’YA YÜKSELEREK TÜM ZAMANLARIN EN YÜKSEK DÜZEYİNİ GÖRDÜ

Otomotiv, beyaz eşya vb. malların satışını kolaylaştırmaya dönük ‘önlem paketinin’ yürürlüğü girdiği gün Türkiye İstatistik Kurumu, asıl ‘kurtarma paketine’ ihtiyacı olanları ortaya koydu. Ekonomik kriz işsizliği rekor düzeye çıkardı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, işsizlik oranı aralık ayında yüzde 13.6’ya yükselerek tüm zamanların en yüksek düzeyini gördü. İşsizlik en son 2004’ün ilk çeyreğinde bugüne kadar ki en yüksek seviye olan yüzde 12.4’e çıkmıştı.
İşsizlik oranı kasım ayında yüzde 12.3 düzeyindeydi. Kasıma göre bir ayda işsiz sayısı 279 bin kişi arttı. İşsizlik oranı geçen yılın aynı döneminde ise yüzde 10.6’ydı. Resmi rakamlara göre, Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 838 bin kişi artarak 3 milyon 274 bin kişiye yükseldi.
Türkiye küresel ekonomik krizden etkilenmeye başladığı var sayılan döneme, yüzde 9 işsizlik düzeyi ile girdi. Kısa sürede 4-5 puanlık artış görüldü. Krizin merkezi ABD’de bile bu kadar büyük oransal bir artış olmadı. Üstelik gerçek işsizlik bu kara tablodan çok daha büyük. Gerçek işsiz sayısını görmek için 3 milyona yaklaşan açık işsizlere, “umudunu yitirmiş”, “iş aramayan, iş bulursa çalışacak”, “mevsimlik”, “eksik istihdam” başlıklarındaki işsizlerin de eklenmesi gerekir. Nitekim bu örtülü işsiz kategorilerinde son 1 yılda daha yüksek artışlar dikkat çekiyor.
3 MİLYON UMUTSUZ
“Umutsuzlar” olarak bilinen, iş aramayıp, çalışmaya hazır olanların sayısı 548 bin kişi artarak 2 milyon 298 bine çıktı. Bu grup içinde yer alan, iş bulma ümidi olmayanların sayısı 166 bin kişi artarak 817 bine yükseldi. Umutsuzların 991 bini erkek, 1 milyon 307 bini kadınlardan oluştu.
Hesaba katılmayan işsizler de dahil edildiğinde işsiz sayısı 6 milyonu aşıyor. İşsizlik oranı da yüzde 13’lerden yüzde 26’lara çıkıyor. Burada kadın nüfusun da hızla eve çekildiğini umutsuz kadınların sayısına bakarak söylemek mümkün. Ev işiyle meşgul olurken, son bir yılda işsiz kalanların oranı yüzde 8.3. Yani 65’in eve iş alırken şu an ondan mahrum olan kişi bulunuyor. Bu on binlerce işsizin çoğu kadınlardan oluşuyor.
HER DÖRT GENÇTEN BİRİ İŞSİZ
Mevcut işsizlerin yüzde 16.3’ünü (533 bin kişi) bu dönemde işten ayrılanlar oluştururken, gençlerde çok vahim bir tablo ortayı çıktı. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 20.6’dan yüzde 25.7’ye çıktı. Resmi rakamlara göre, çalışabilir nüfus içerisinde yer alan her dört gençten biri işsiz.
Gençlerin yanı sıra tarım dışı işsizlik oranı da büyük bir artış gösterdi. Tarım dışı işsizlik oranı yüzde, yüzde 4’ü aşan bir tırmanışla, yüzde 13’ten yüzde 17.3’e yükseldi. Bu durum geçtiğimiz yıllarda yapılan, “Türkiye yapısal bir dönüşüm yaşıyor. Sanayi gelişiyor, işsizlik tarımdaki çözülüşten kaynaklanıyor” yorumlarını yerle bir etti. Şimdi geriye dönüş var. İnsanlar ücretsiz aile işçisi olarak yaşamaya çalışıyor. Fakat hala, 2001 yılından sonra, gelecekleri hiçe sayılarak, tarımdan koparılan milyonların ne işleri var ne de tarımsal üretim yapabilecek şansları...
Kentlerdeki işsizlik oranının çığ gibi büyümesi de bunun göstergesi. Kentsel yerlerde işsizlik oranı 3.2 puanlık artışla yüzde 15.4’e, kırsal yerlerde ise 2.6 puanlık artışla yüzde 10.7’ye çıktı.
DAHA DA KÖTÜ OLACAK
İşsizliğin mevsimsel olarak yüksek olduğu ocak ikinci dönem ve şubat aylarına ilişkin verilerin şu an açıklanan rakamlara dahil değil. Oranın önümüzdeki aylarda yüzde 15 seviyelerine çıkması işten bile değil. Hatta daha yüksek bile olabilir. Çünkü sanayi üretimi, kapasite kullanım oranlarına ilişkin ocak-şubat verileri büyük bir düşüşü işaret ediyor. Bu düşüşlerin istihdama yansıması da oldukça yüksek olacak. Şu anda bulunulandan daha da olumsuz bir noktaya varılacak.
Tedbir paketlerinde işsizliğe çözüm için hâlâ somut bir öneri yok. Son önlem paketinde de işsizliği azaltmaya dönük bir çözüm yer almadı. “Bu bir dünya krizidir, bizden kaynaklanmadı”açıklamalarıyla somut önlemlerin alınmaması durumunun davamı halinde, tablonun daha da kararacağından kimsenin şüphe duymasını gerektirecek bir durum söz konusu değil. (EKONOMİ SERVİSİ)
________________________________________
TARIM DIŞI İŞSİZLİK YÜZDE 17.3 ÇIKTI

2007 ARALIK 2008 ARALIK
Kurumsal olmayan sivil nüfus............ 69.246 milyon 70.005 milyon
15 ve daha yukarı yaştaki nüfus..49.575 milyon 50.34 milyon
İşgücü................................................22.879 milyon 24.009 milyon
İstihdam.............................................20.443 milyon 20.736 milyon
İşsiz...................................................2.436 milyon 3.274 milyon
İşsizlik oranı (%)................................10,6 13,6
Tarım dışı işsizlik oranı (%)................13,0 17,3
Genç nüfusta işsizlik oranı (%)...........20,6 25,7
________________________________________
26 MİLYON KİŞİ NEDEN ÇALIŞMIYOR?

İş aramayıp çalışmaya hazır olanlar....2.298 milyon
İş bulma ümidi olmayanlar..................817 bin
Mevsimlik çalışanlar...........................150 bin
Ev işiyle meşgul olanlar.......................11 milyon
Öğrenci...............................................3.3 milyon
Emekliler.............................................4,2 milyon
Çalışamaz halde.................................4,3 milyon
________________________________________
DÖRDÜNCÜ PAKET YÜRÜRLÜKTE

‘PARASI olan orta sınıfa fayda sağlamanın ötesinde hiçbir işe yaramayacağı’ eleştirilerinin yapıldığı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı, ekonomide dördüncü “tedbir paketi”, dün yürürlüğe girdi.
15 Haziran 2009 tarihine kadar uygulanacak Bakanlar Kurulu kararına göre, net alanı 150 metrekare ve üzeri konut teslimlerinde katma değer vergisi (KDV) oranı yüzde 18’den yüzde 8’e indirildi. Özel tüketim vergisi (ÖTV) oranı, 15 Haziran 2009’da kadar geçerli olmak üzere, ticari araçlarda yüzde 10’dan yüzde 1’e, motor silindir hacmi 1600 cm3’ü geçmeyen otomobillerde yüzde 37’den 18’e, 250 cm3’ü geçmeyen motosikletlerde yüzde 22’den 11’e çekildi. Kaynak kullanımı destekleme fonu kesitleri hakkındaki kararda yapılan değişikle de bankalar ve finansman şirketlerince kullandırılan finansman kredilerinde, ticari amaçla kullanılmamak kaydıyla gerçek kişilere kullandırılan krediler, fon kesintisi oranı yüzde 10 olarak tespit edildi.
Paketi eleştiren KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek, hükümetin, “krize karşı lüks tüketimi teşvik etmek gibi skandal bir uygulamaya imza attığını” söyledi. İktidarın sermaye kesiminin taleplerini gerçekleştirmeye öncelik verdiğini belirten Şimşek, “Lüks tüketimde, özellikle konut ve otomotiv alanlarında üç ay süreyle gerçekleştirilecek ÖTV ve KDV indirimlerinin emekçiler açısından krize karşı bir rahatlama sağlamayacağı açıktır. Bu konutları ve otomobilleri açlığa, işsizliğe ve sefalete sürüklenmiş emekçilerin alamayacağı ortadadır. Önlemler, bizzat krizin en önemli aktörü olan bankacıları, sermaye kesimini krize karşı koruma amaçlıdır” dedi. ANKARA

DİSK: ARTIŞ KAÇINILMAZ

İŞSİZLİĞİN daha da artacağını altını çizen DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, mevsimsel işçiler dışarıda tutulduğunda işsizlik rakamın zaten yüzde 22’lerde olduğunu söyledi. Ayda yaklaşık 50 bin yeni işsizin ortaya çıktığını belirten Görgün, tedbir paketlerinde işsizliğe çözüm için hâlâ somut bir öneri olmadığına dikkat çekti. Bir an önce istihdama yönelik tedbirler alınması gerektiğini söyledi. İSTANBUL

TÜRK-İŞ: FELAKETE DÖNÜŞÜYOR

“İŞSİZLİK temel sorun olma niteliğini korumaktadır” denilen Türk-İş açıklamasında da, işsiz sayısı arttıkça bu sorunun büyüdüğü, gelir dağılımı sorununun derinleştiği, genç işsizlik oranının yükseldiği, iş aramaktan vazgeçip, işsizliği bir statü olarak kabul eden bir kesimin doğduğu, bütün bunların ekonomi ve sosyal hayat için büyük bir tehlike oluşturduğu vurgulandı. Açıklamada, bu durumun geleceğe olan ümitleri kırdığı, toplum sağlığını bozduğu uyarısı da yapıldı. İşsizliğin önümüzdeki aylarda daha da derinleşeceğinin, her gün kapanan fabrikalardan, indirilen kepenklerden anlaşıldığı vurgulandı. Ülkeyi yönetenlerin, ekonomik kriz karşısında hala IMF ile yürüttükleri görüşmelere ümit bağlaması, kararsızlık içerisinde bulunması, önlem diye bir takım yetersiz tedbirlerle meseleyi geçiştireceğini sanmasının büyük bir talihsizlik olduğunun altı çizilen açıklamada, Türkiye’nin biran önce ulusal istihdam stratejisi uygulamasına geçmesi istendi.
Öte yandan Petrol-İş Sendikası da, hükümetin geçici önlemler dışında, yıkımı hafifletecek önlem almadığına değinerek, “Hükümet işsizlik ve yoksulluğu bir gerçeklik olarak kabul etmeyi ve ‘sadaka’ kültürünü yaygınlaştırmayı tercih etmektedir. 1 Mayıs’ta ekonomik ve toplumsal yıkımın sorumlularına kuvvetli bir uyarı verilmelidir” açıklamasında bulundu.