Bursa'da 18 Mart günü gözaltına alınarak yaklaşık iki gün Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde tutulan Ender Bulhaz Aktürk'ün gördüğü işkenceler, Adli Tıp Kurumu raporu ve hastane raporlarıyla belgelendi. Aktürk'ün avukatları, Bursa polisi hakkında 'işkence' suçundan dava açılması için savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Ender Bulhaz Aktürk adlı genç Bursa'nın Kestel ilçesinde kimlik kontrolü sırasında bir polisin öldüğü olayla ilgili olduğu iddiasıyla 18 Mart günü saat 14.15'de gözaltına alınarak, Kestel İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Buradan Bursa Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen Aktürk, Kestel Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanarak Bursa H Tipi Cezaevi'ne konuldu.
İŞKENCE ÖNCE KAMERALARA YANSIDI
Avukatların başvurusuna rağmen iki gün boyunca Bursa polisinin gözaltında olduğunu kabul etmediği Aktürk'ün işkence gördüğü adliyeye çıkartıldığı sırada kameralara yansıdı. Buna göre, yüzü şiş ve morluklarla dolu olan Aktürk, ayakta duramıyordu ancak iki kolundan tutan polisin yardımıyla yürüyebiliyordu. 'Tazyikli su, ters askı, buza yatırma, dayak' gibi işkence yöntemlerinin yanı sıra Amerikan yönetiminin Guantanamo Üssü'nde uyguladığı 'su işkencesi'nin uygulandığı hem Aktürk'ün beyanlarında hem da avukatlarının açıklamalarında yer aldı. Bu açıklamaların ardından Adli Tıp Kurumu ile Aktürk'ün sevk edildiği iki hastanenin verdiği raporlar, işkenceyi belgeledi.
GÖZALTININ İLK ANINDAN İTİBAREN İŞKENCEYE BAŞLAMIŞLAR
Ender Bulhaz Aktürk'e ilk rapor, 18 Mart 2009 tarihinde Bursa Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi tarafından verildi. Söz konusu raporda, daha gözaltının ilk saatlerinde Aktürk'ün 'kaba dayak işkencesi'ne maruz kaldığı anlaşıldı. Bu işkencenin sonuçları söz konusu raporda şöyle yer aldı: 'Sırt kısmında künt tramvaya bağlı sıyrık tarzı yüzeysel yaralanmalar, frontal bölgede künt travmaya bağlı hafif ekimatik lezyonlar mevcut. Ayrıca her iki el bileğinde kelepçe takılmasıyla olduğu düşünülen ekimatik lezyonlar görüldü.'
VÜCUDUNUN HER YERİNDE İŞKENCE İZLERİ GÖRÜLDÜ
Ender Bulhaz Aktürk'ün işkenceye ilişkin anlatımları ile işkence izleri, Bursa Adli Tıp Kurumu tarafından 20 Mart 2009 tarihinde düzenlenen raporla da tespit edildi. Raporda, Aktürk'ün genital bölgesi de dâhil olmak üzere vücudunun neredeyse bütün bölgelerinde 10 santimetre çapına ya da uzunluğuna kadar ulaşan yaralar, çizikler, morluklar tespit edildiği belirtildi.
İşkence tespitleri raporda şöyle yer aldı:
'Sol göz kapağı alt kısmında yoğun olmak üzere periorbital alanda hematom, kafada saçlı deri alanı vertekste, occipital bölge üst kısımda 5 ve 10 cm çaplarında kırmızı ekimoz alanları ve şişlikler, sağ göz ve periorbital alanda menekşe renkli ekimoz, sol kaş üzerinde 2x1 cm'lik, sol zygomada 3x1 cm'lik, ağız sağ komissurunda 2 cm'lik, sol komissurunda 3 cm'lik, burun kökünde iki kaş arasında 0,5 cm'lik ekimozlu zemin sıyrıklar, sırtında sol scapulanın alt kısmında ve bel sağ üst kısımda 5x15 cm'lik, sol kolda 10 ve 5 cm'lik düzensiz şekilde menekşe renkli ekimozlar, sol el bileğinde 0,5x3 cm'lik 5-6 adet, sağ el bileğinde 4-5 adet kelepçenin bası izleriyle uyumlu ekimozlu sıyrıklar, sağ dirsekte ve bunun üst kısmında 2x2,5 cm çaplı hiperemik sıyrık, bel sol spina iliaca antrerior superiorda yaklaşık 3 ve 7 cm çaplarına menekşe renkli ekimoz alanları, sol diz kapağında 0,5 cm'lik sıyrık, sağ uyluk distal ön kısımda 10 cm'lik sıyrıklar, penis kökü alt kısımda yaklaşık 1 cm'lik menekşe renkli ekimoz ve hafif sıyrık tespit edildi. Kişi başında ve sağ kaburgasında şiddetli ağrı, göğsünde nefes alamama şikâyetleri tarifledi.'
Tutuklanan Aktürk, 20 Mart gecesi Bursa H Tipi Cezaevi'ne götürüldü. Ancak durumunun ağır olduğunun görülmesi üzerine 21 Mart günü önce Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne, ardından da Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Bursa Devlet Hastanesi'nde yapılan muayene de Aktürk'ün gördüğü işkence tespit edildi.
AVUKATLARI SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Aktürk'ün cezaevine sevkinin ardından cezaevi yönetiminin, Bursa Savcılığı'na suç duyurunda bulunması üzerine soruşturma başladı. Aktürk'ün avukatları da, bir şikâyet dilekçesi vererek, Bursa Emniyet Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şube Müdürü ve görevli polisler, Kestel Emniyet Müdürü, gözaltı ve nezaret işlemini yapan polisler ile Aktürk'ün tip tarifini yaptığı polisler hakkında 'işkence' suçundan dava açılmasını istedi. Avukatları ayrıca, müvekkillerinin Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevkinin yapılarak muayeneden geçirilmesini ve polisleri teşhis etmesi için yüzleştirilmesini istedi.
İŞTE İŞKENCECİ POLİSLERİN TİPLERİ
Aktürk, avukatı Zeliha Kabataş ile 30 Mart günü cezaevinde yaptığı görüşte yaşadığı işkenceyi anlattı. Ayrıca el yazısıyla yazdı. Suç duyurusu dilekçesine eklenen bu belgede polislerin tipleri şöyle tarif edildi:
'1- Kır saçlı, ihtiyar, saçının üst tarafı kel ve hafif sarkık bıyıklı, bıyıkları da kır, kısa boylu bir kişi,
2- Esmer, uzun boylu, kel, kalın bıyıklı, alt ve üst ön dişlerinden bir iki tanesi eksik, siyah kazak ve kadife pantolonlu, şiveli konuşan bir kişi.
3- Vişneçürüğü rengine benzer renkli bir süveter ve çizgili gömlek giymiş, 25-26 yaşlarında gözüken, hafif kepçe kulaklı, esmer, dudak kısmı ve dişleri ileri çıkıntılı kısa boylu bir kişi.
4- Sarışın, iri yapılı, sarkık bıyıklı, saçları kabarık ve düz bir kişi.
5- Tombul, esmer, kısa boylu, saçını öne tarayan kısa saçlı genç bir kişi.
Çoğu kez yüzüm açıldığı için bana işkence yapan polislerin hepsini gördüm. Bana gösterildiği zaman işkence yapanları tanıyıp teşhis edebilirim.'
BURSA - ANF
RUKEN ADALI