
Anayasa Mahkemesi AKP'nin kapatılması istemiyle açılan davayı görüştüğü sırada parti kapatma konusunda sürekli sert açıklamalarda bulunan AKP’li liderler “demokratik açılım” sürecinin engellenmemesi gerektiği, bu süreci yıpratacak olanların safdışı kalacağını ifade etmişlerdi.
Sokak gösterileri, Tokat saldırısının sahiplenilmesindeki zamanlama, Anayasa Mahkemesi, Öcalan'ın kapatma kararını onaylayan ifadeleri ile süreç açıktan hızlanırken, yola nasıl devam edileceği konusunda ABD ziyareti önemsenmiş, Erdoğan'ın ABD ziyaretinin ardından karar alınmıştı.
“AKP partilerin kapatılmasına karşı”
DTP'nin kapatılması tartışılırken sessizliklerini koruyan AKP'li liderler, DTP kapatıldıktan sonra "parti kapatılmasına karşı" olduklarını "rahatça" konuşmaya başladılar.
DTP’nin kapatılmasının ardından, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, "Artık bu çağda siyasi partilerin kapatılmış olması, siyasi partiler demokrasisi açısından birtakım eleştirilere yol açıyor. O ülkenin eksik bir demokrasi ile yönetildiği şeklinde bir izlenime yol açıyor” derken, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da "Bu kararın da hukuki olma niteliğinden fazla, siyasi nitelik taşıdığını ve Türkiye'nin siyasi ihtiyaçlarına şu anda çok uygun düşmediğini düşünüyorum" ifadeleriyle kararı eleştirmişti.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise "Biz parti olarak prensipte parti kapatılmasına çok doğru bakmıyoruz. Kamuoyunda bu görüşümüz biliniyor, ama sonuçta Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bir karardır. Süreci biz de izleyip, takip edeceğiz" demişti.
DTP: Kapatma kararını AKP verdi
AKP konusundaki görüşleri sürekli değişen DTP’nin “açılım”dan önce ve sonra AKP ile ilgili değişik açıklamaları bulunmakta. AKP kapatma davası sürecinde destek açıklamaları yapan DTP’li milletvekilleri, milyonlarca insanın oyuyla iktidara gelen bir partinin kapatılmaması gerektiğini savunmuşlardı. “Açılım” sürecinde AKP’nin açıklamalarına “doğru yaklaşım” şeklinde onay veren DTP, AKP’nin Meclis’te görüştüğü bir çok önergede de desteğini göstermişti.
DTP’ye dönük operasyonlar ve açıklamalarda zaman zaman AKP ile karşı karşıya gelen DTP’liler, Ahmet Türk’ün uyarıcı ve ılımlı açıklamaları ile açılım sürecinde yerini almıştı.
Kapatma süreci ile birlikte ifadeleri sertleşen DTP'li liderler AKP'yi eleştirmeye başladılar. DTP Grup Başkanvekili Gültan Kışanak'ın, Anayasa Mahkemesi'nde görüşülen partisinin kapatılma davasıyla ilgili AKP'yi suçlamıştı. Kışanak "Kapatma kararını AKP verdi, Anayasa Mahkemesi hikaye. Bu saatten sonra bu ülkede dökülecek her damla kanın, her canın sorumlusu AKP hükümetidir’’ demişti.
DTP’li liderler partilerinin kapanmasına dönük AKP aleyhine açıklamalar yaparken, DTP binalarına saldırılar için de Hatay’dan bir açıklama gelmiş, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği talimatlar doğrultusunda Kürtlere ve DTP'ye yönelik saldırıların geliştiği” söylenmişti.
Açılıma devam
DTP’nin yola nasıl devam edeceğine dair olasılıkların tartışıldığı sırada açıklama yapan Ahmet Türk istifa kararından vazgeçtiklerini siyasete BDP’de devam edeceklerini açıkladı. AKP'nin "parti kapatılmasına karşıyız zaten" açıklamaları, İçişleri Bakanı'nın sürece dahil olması gelişmelerinin ardından sorumlu mahkeme ilan edilerek, yasaların bir an önce değişmesine dönük vurgu arttı. İçişleri Bakanı ile sürdürülen pazarlıklar sonrasında Meclis'te BDP ile devam kararı alan DTP'nin AKP'yle ilgili görüşleri sürekli değişiyor.
Kararda birçok kesimin etkili olduğunu belirten Türk, AKP ile ilgili soruları “Sayın İçişleri Bakanı’yla yaptığımız görüşme, sadece geçmiş olsun demek, bir nezaket, bir de o duygularını ifade etmek için kendileri aradılar, bir araya geldik” sözleriyle yanıtladı. Türk, açıklamada “İstifa kararını adeta gözden geçirdik ve parlamento zemininde halkların kardeşliğini sağlamaya yönelik, Kürt sorununun barışçıl çözümüne katkı sunmak için devam etme kararını aldık” ifadelerini kullandı.
Siyasilere çağrıda bulunan Türk, “Bir canı bile kaybetmemiz bir partinin kapatılmasından da daha önemlidir. Onun için diyoruz ki ey siyasetçiler, siyasi partiler, gelin canlara sahip çıkalım. Gelin canları kaybetmeyelim diyoruz. Hep birlikte barışçıl demokratik bir sürecin önünü açalım. Bin yıldır birlikte yaşayan halklarımızı kucaklaştıralım. Demokrasiyi özgürlükleri esas alalım diyoruz” dedi.