Hükümete yakın Türkiye Gazetesi’nden Osman Sağırlı geçtiğimiz günlerde Murat Karayılan ile Kandil’de bir röportaj gerçekleştirdi. Sağırlı’nın röportajının en dikkat çeken yanı; Karayılan’ın pek çok sözünde AKP’yi övmesi, CHP’ye ise sert eleştiriler yapmasıydı. Bunun ötesinde Sağırlı’nın aktardığına göre; Murat Karayılan Habur’da yaşanan karşılamadan rahatsız olduklarını söylemişti. Orada pankart açanların kendileri ile ilgilerinin olmadığını anlatmıştı.
Ancak Karayılan’ın bugün PKK’ya yakın Fırat Haber Ajansı’na yaptığı açıklama, olayın böyle olmadığını, Sağırlı’nın röporajda AKP’ye yönelik eleştirileri sansürlediğini ortaya çıkardı. Karayılan’ın anlattığına göre; Sağırlı gazetecilik etiğine sığmayacak ölçüde bir çarpıtma da yapmıştı. Karayılan, Sağırlı’ya hiçbir zaman Habur’da yaşanan karşılaşmadan rahatsız olduğunu söylemediğini açıkladı. Ancak Sağırlı, Karayılan bu sözleri söylemediği halde röportajı PKK’nın Silopi’deki karşılamadan rahatsız olduğu ve pankart açanların PKK’lı olmadığı şeklinde verdi.
Sağırlı’nın röportajının o bölümü şöyleydi: “Sağırlı: Habur’da tahrikler vardı. ‘Biji Serok Apo’ diye bağırmanın, pankart açmanın tahrikin anlamı var mıydı?
Karayılan: Eğer böyle yapıldıysa yanlış. Ama pankart açanları araştırdık bizden değiller.
Güvenlik güçleri de araştırıyor. Halen kim oldukları açıklanmadı.”
Karayılan ise bugün aksi yönde açıklama yaptı ve şunları söyledi: “Daha önce sizinle röportaj yapan bir gazetede Silopi’deki pankartlara ilişkin söylemleriniz, barış gruplarının karşılanmasını eleştirdiğiniz şeklinde yansıtıldı, bu haber doğru muydu?
Bu arada o konuda da bir açıklama yapayım. Türkiye basın mensuplarından bazıları yanımıza geldiler. Bunlar içerisinde Türkiye gazetesinin muhabiri Sayın Osman Sagırlı da vardı. Ona da bir röportaj verdik. Her şeyden önce şunu söylemek isterim ki o röportaj 17 Kasım’da yapılmıştı. Henüz İmralı’da gerçekleşen 17 Kasım darbesini, ölüm çukurunu duymamıştık. Ona rağmen biz orada AKP hükümetinin politikalarına ilişkin kaygılarımızı, tutumumuzu ortaya koyduk. Kendisi gazetecidir, biraz yansıtmış, ben bütününe bir şey demiyorum. Daha çok kendine uygun gördüğü yerleri yansıtmış ama bir yerde de çarpıtma yapmıştır. Ben hiçbir zaman Silopi’de, Kızıltepe’de veya Amed’te halkımızın barış gruplarına göstermiş olduğu sevgiyi, o görkemli gösterişi yermedim, yeren her hangi bir söz sarf etmedim. Orada yapılanların hepsi doğruydu. Halkımızın doğal içten gelen, için dışa vurumudur. Ama, kendisi bazıları kahrolsun Türkiye cumhuriyet mi veya kahrolsun Türkler mi gibi bir pankart kaldırmışlar, diye söz etti. Bende eğer böyle bir pankart kaldırıldıysa onu tasvip etmeyiz, dedim. Hatta, DTP kongresinde de bazıları slogan atıp afiş kaldırdılar, kim onları yönlendirdi diye araştırıyoruz, dedim. Ancak o bu kavramları çarpıtmış. Sanki ben oradaki halkımızın slogan atışına, karşılamadaki duruşuna yönelik eleştiriler yapmışım şeklinde yansıtmış. Bu doğru değildir. Bu vesileyle bunu düzeltiyorum. Doğrusu şudur; halkımızın gösterdiği sevgi gösterisi, halkımızın içten gelen doğal tepkisidir. Bu herkese mesaj vermiştir. Bize de Türk devletine de mesaj vermiştir. Ama ne yazık ki Türk devleti bu mesajı tersinden okumuştur. Doğru okumamıştır. Halkımızın barış mesajını bile bir kışkırtma olarak, şov olarak görmüştür.” (Kaynak: Odatv.com)