Cumhuriyet tarihinin 'en büyük kıyımı' olarak nitelendirilen Dersim olaylarının ilk kıvılcım ateşi nerede ve nasıl yakılmıştı?
NTV Tarih Dergisi'nin Aralık sayısının kapağı 1937-1938 yılları arasında yaşanan Dersim olaylarına ayrıldı. O günlerden bugünlere çok az bilgi aktarıldı. Araştırmacı-yazar Masis Kürkçügil, Dersim İsyanı'nın önderi Seyid Rıza'nın yoldaşı olan Nuri Dersimi'nin, Kürdistan Tarihinde Dersim adlı kitabından ilginç bilgileri derledi. İşte Kürkçügil'in araştırmasına göre Dersim isyanının çıkış noktası ve yaşananların kısa öyküsü:
1936'da, Dersim'deki stratejik noktalarda bir dizi karakol inşaatına başlanması isyanın çıkış noktası olarak kabul edilebilir. İnşaatların müteahhitleri Kürttü. Zaten aşiretler de bölünmüştü. Bir kısmı devlete biat etme yolunu tutmuştu, bir kısmı tarafsız kalmıştı. Nuri Dersimi'nin aktardığına göre, “başta Seyid Rıza olduğu halde Absane Jorin, Ferhadan, Karabalyan aşiretleriyle Bextiyar, Yusufan, Demenan, Heyderan ve kısmen de Kalan aşiretleri kuvvetli ve sıkı bir ittifak yapmıştı”.
YANGINA BENZİN DÖKÜLEN OLAY
Kış bastırınca inşaatlara ara verilmiş, 1937 baharında tekrar başlamıştı. Mart'ta Dersimi'nin anlattığına göre, silah toplamak için Yusufan aşiretine gönderilen birlikten bazı askerlerin bir kıza tecavüz etmesiyle yangına benzin dökülmüş oldu. Aşiretler karakol baskınlarına başladı. Askeri kaynaklara göre 1937'nin ilk olayı 20-21 veya 21-22 gecesi Harçik Suyu üzerindeki tahta köprünün yakılması ve askerlerle girilen çatışmaydı. Daha sonra da Mazgirt'teki askeri birliklere saldırıldı. Cevap, 15 uçaklık bir filonun bombardımanıydı. Bu bombardımana ilk “içsavaş” pilotu Sabihe Gökçen de katılmıştı.
AŞİRETLER BİRBİRİNE DÜŞÜNCE!
"İsyan” aslında, başından zaaflıydı; aşiretlererası ve içi çekişmeler had safhadaydı. Örneğin Ağustos'ta, isyanın önemli önderlerinden Bahtiyarlı Sahan, Pırço ğulu Hıdır tarafından öldürüldü, kafası kesildi ve Hozat'a götürüp kumandana teslim edildi. Çekişmenin hırçınlığını gösteren daha iyi bir örnek, isyanın lideri Seyid Rıza'nın kardeşinin oğlu Rayver'in (Rehber) yaptıklarıdır. Hareketin en önemli liderlerinden Alişer ve karısını o öldürdü, başlarını kesip askere teslim etti.
TEDAVİ YERİNE İŞKENCE YAPILDI
Nuri Dersimi daha dramatik bir örnek daha anlatır: Seyid Rıza'nın oğullarından Hüseyin Resik tayyare şarapneliyle yaralanmıştı. Askeri istihbarat bunu öğrendi ve Seyid Rıza'nın büyük karısına haber iletip oğlunu tedavi ettireceklerini söyledi. Kadın, Seyid Rıza'nın küçük karısına küstü ve bu teklifi kabul oğlunu tedavi için istihbarata teslim etti. Ama Hüseyin tedavi yerine işkenceli sorguya alındı, sonra da babasıyla birlikte idam edildi.
SEYİD RIZA'NIN CESEDİ YAKILDI
Artık sona yaklaşılmaktaydı. Ağustos ortasında Seyid Rıza'nın ikinci karısı, büyük oğlu ve üç torununun da aralarında bulunduğu aşiret mensupları öldürüldü. Seyid Rıza da 5 veya 10 Eylül'de Erzincan'a giderken yolda yakalandı. Nuri Dersimi'ye göre, “ordu kumandanı, Erzincan Valisi aracılığıyla Seyid Rıza'ya haber gönderdi; ateşkes ilan ettiğini, başka harekat yapılmayacağını, verilen zararları tazmine hükümetin razı olduğunu” söyleyerek kandırdı. O sırada 70'inin üzerinde olan Seyid Rıza, Elaziz'de 57 kişiyle beraber yargılandı. Kendisi dahil 7 kişi (biri oğlu) idam cezasına çarptırıldı ve 15 Kasım'da Elaziz Buğday Meydanı'nda şafak vakti infaz edildi. Cenazeler Elaziz sokaklarında teşhir edildikten sonra yakıldı.