1 Ocak 2010 Cuma

Bak işçi tulumu giymiş umut

2009'da silkelenen işçi sınıfı ve ezilenlerin geride kalan yıla bıraktıkları izler, küçük çaplı onlarca zaferi hatırlatıyor. İşte 2009... Grevler, işgaller, direnişler... İşte 2009, dişe diş çarpışmalar... İşte 2009... Hayatı yaratanlardan kesitler...

Kim unutabilir; elde ekmek, beline kadar buz gibi su içinde isyan eden TEKEL işçisini. Nasıl unutulur; Taksim Anıtı'nda zafer bayrağını sallayanları, binlerin görkemli Taksim çarpışmasını ve zaferini. Tersanelerde grevler hala korurken sıcaklığını yeni direnişleri kim hatırlamaz? Ya da, hayatı durduran emekçi memurları. Hareket etmeyen trenler, bomboş koridorlar... İşte 2009... Grevler, işgaller, direnişler...
.
İşte 2009, dişe diş çarpışmalar... İşte 2009... Hayatı yaratanlardan kesitler... Basında 12 eylül sonrası ilk grev ATV-Sabah emekçileri, 29 yıl aradan sonra ilk defa özel bir basın kuruluşunda greve çıktı. Grev, AKP'ye yakınlığıyla bilinen Çalık grubunun baskı ve tehditlerine rağmen aylarca sürdü. ATV-Sabah grevi 154. gününde, 19 Temmuz'da İstanbul 2. İş Mahkemesi'nin kararıyla durduruldu. Grev, 1980 sonrası basın dünyasında ilk grev olma özelliğini taşıyor.
.
Tekstilde işgal yılı Krizin, en derinden hissedildiği tekstil iş kolunda yüz binlerce işçi sokağa atıldı. Tekstil havzaları barut fıçısı ama patlamalar lokal düzeyde kaldı. Bu dönemde İstanbul'da bir çok orta ölçekli tekstil fabrika ve atölyesi işgal ve direnişlere tanıklık etti. İstanbul Sultançiftliği'nde kurulu bulunan Selga Tekstil'de, Tekstil Sen öncülüğünde iki direniş yaşandı. 2008 yılının son günlerinde atölyeyi işgal eden işçiler yeni yılı direnişle karşıladı. Ocak ayının sonunda ikinci bir direnişle kazandılar. Selga'nın ardından Asya Tekstil işçileri direnişe geçti. Patron kaçtı, işçiler kovaladı. Tekstil işçileri, haklarını almayı bildi. Yine Hiranur Tekstil Fabrikası'nda üç aylık maaşları, mesai ücretleri ve sigorta primleri için 25 Mart'ta iş bırakan 85 işçi, Tekstil Sen öncülüğünde başlattıkları direnişi kazanımla sonuçlandırdı. Şafak Tekstil firmasında çalışan yaklaşık 100 işçi, 10 Ocak'ta başlattıkları direnişi 6 gün sonra kazanımla sonuçlandırdı. Şafak Tekstil işçileri, yaklaşık bir ay önce de patronu rehin alıp, fabrikayı işgal etmişti. Tekstil Sen, Selga, Şafak, Miteks, Asya, Hiranur ve Ağ Tekstil'de işgal, iş durdurma ve direnişlerle kazanımlara imza attı. Tersanelerin yazgısı yeniden yazılıyor Tersanelerde iş cinayetlerine, kuralsızlığa karşı mücadele; 2008 yılında 27-28 Şubat ve 16 Haziran fiili grevlerinin ardından 2009 yılında da soluksuz sürdü. Tersaneler, 2009 perdesini, Limter-İş yöneticisi Levent Akhan'ın 11 Eylül 2008'de başlayan tek kişilik direnişiyle açtı. Akhan, Eylül ayında başlayan direnişi 24 Nisan 2009'da kazanımla sonlandırdı. İrili ufaklı çok sayıda direnişin yaşandığı tersanelerde, Limter-İş Sendikası, Pendik Askeri Tersanesi'nde, Haziran ayında direnişe geçti.
.
Limter-İş üyeleri, Temmuz ayında Pendik'ten Unkapanı'na yürüdü. Kazanım da direnişin 22. gününde geldi. Aynı tersanede Limter-İş üyeleri hakları için defalarca iş durdurdu. Aynı tersanede iki ay sonra 9 işçi direnişe geçti. Limter-İş, o direnişten de alnının akıyla çıktı. İş cinayeti kader mi? Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde 10 Aralık günü Bükköy Madencilik'te meydana gelen grizu patlaması gözleri iş cinayetlerine çevirdi. Grizu patlamasının ardından meydana gelen göçükte 19 işçi yaşamını yitirdi. İş cinayetleri, 2009 yılında işçilerin yakasını hiç bırakmadı. İşçiler, madenler, şantiyeler ve tersanelerde yaşamını yitirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişleri, Ocak-Haziran 2009 döneminde, meydana gelen 3 bin 18 olayda, 670 işçinin yaşamını yitirdiğini açıkladı. 2009'un ilk 6 ayında bin 727 işçi yaralandı, 549 işçide de uzuv kaybı yaşandı. Yılın diğer altı ayı da kanlı geçti. Ajansımızın kayıtlarına göre; tersanelerde 2009 yılında 15 işçi yaşamını yitirdi. Tüm iş kolları açısından ise Temmuz ayında 19 işçi hayatını kaybetti, 100’e yakın işçi yaralandı. Ağustos'ta 53 işçi yaşamını yitirirken, 300 işçi de yaralandı. Eylül ayında meydana gelen iş cinayetlerinde 43 işçi yaşamını yitirdi. İstanbul'da 9 Eylül'de yaşanan sel felaketinde 8 işçi kadın, kapalı kasa servis aracında can vermişti. Ekim ayında 25 işçi, Kasım'da; 28 işçi yaşamını yitirdi. KENT A.Ş. hala direniyor İzmir'in CHP'li Karşıyaka Belediyesi'ne bağlı Kent A.Ş'de 271 işçi, daralma gerekçesiyle 1 Mayıs'ta kapı önüne konuldu. İşçiler, 1 Mayıs'ın gücüyle direnişe geçti.
.
Kent A.Ş işçisi, direnişin sürdüğü şantiyede defalarca polis saldırısına uğradı, direndi. İşçiler, 16 Eylül'de İzmir'den Ankara'ya 1 aylık ölüm yürüyüşü gerçekleştirdi. İşçiler, 1 aylık yürüyüşün ardından 20 gün Abdi İpekçi Parkı'nda bekledi. İşçiler, eylemlerinin Genel-İş Sendikası tarafından engellendiğini ifade ederek İzmir'de CHP ilçe binasını işgal etti. İşçiler sendika ile yollarını ayırdı, ancak işe geri dönme mücadelesi sürüyor. DESA'da kadın dayanışması kazandı Desa Deri Fabrikası'nda sendikalı oldukları için atılan işçilerin mücadelesi 2008 yılından yadigar kaldı, direniş, 20 Haziran'da, Düzce'de, 418. gününde, İstanbul Sefaköy'de ise 352. gününde kazanımla sonuçlandı.
.
Emine Arslan, İstanbul Sefaköy'de tek başına direndi. Kadınlar, Emine Arslan'la dayanışma ağı ördü. Kadınlar, haftalarca DESA mağazaları önünde eylem yaptı, boykot gerçekleştirdi. Kağıtta grev kağıttan değilmiş 2009 yılı ilklerle dolu bir yıl oldu. İstanbul Halkalı Kağıt Fabrikası işçileri, 35 yıl sonra grev ile tanıştı. İşçiler, sıfır zam dayatmasına boyun eğmedi, 17 Temmuz'da greve çıktı. İşçiler, 33 günlük direnişin ardından, 18 Ağustos'ta patronun dayatmalarını geri çekmesiyle TİS imzaladı. Polis terörü sendikaları hedef aldı Sosyalistleri, devrimcileri hedef alan polis terörü, bu defa emekçi memurları hedef aldı. KESK ve Eğitim Sen genel merkezinin de aralarında olduğu Ankara, İstanbul, Van ve Manisa'daki sendika binalarına 28 Mayıs'ta düzenlenen operasyonlarda 31 emekçi memur gözaltına alındı. 14 KESK üyesi çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Emekçi memurlar, polis terörüne günlerce sokakta yanıt verdi, dayanışmamanın güzel örneklerinden biri yaşandı. Emekçi memurlar, ilericiler, devrimciler günlerce sokakları tuttu. Davanın ilk duruşmasında tutuklu KESK üyeleri serbest bırakıldı. Operasyon, Başbakanın, etnik azınlıklara yönelik Cumhuriyet yıllarındaki uygulamaları “Faşizan” olarak adlandırmasından hemen sonra yaşandı. KESK üyeleri sendikalarına yönelik baskıları, “Faşizan tutum” olarak niteledi, “Faşizan tutum amacına ulaşmayacak” dedi.
.
Sendikalara saldırılar, KESK'le sınırlı kalmadı. Aralık ayında, DİSK Örgütlenme Daire Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu'nun da aralarında olduğu 10 Nakliyat-İş üye ve yöneticisi tutuklandı. Geçen yıl da TÜMTİS yöneticileri tutuklanmıştı. İsyanbul Taksim
2009 yılında işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs'ta hedef yine Taksim Meydanı oldu. 2007'de özgürleştirilen, 2008 yılında azgın polis terörüne rağmen kuşatılan 1 Mayıs Meydanı, günlerce süren sinir harbi ve irade çarpışmasıyla 2009 yılında kazanıldı. Taksim, birleşik devrimci irade ile kazanıldı, devletin Taksim yasağı bir kez daha delindi, devletin “makul sayı” sınırları aşıldı. Taksim Meydanı, “İşte Taksim işte 1 Mayıs” sloganlarıyla çınladı. 1 Mayıs öncesinde devletle irade çarpışmasının alanı olurken, yine 1 Mayıs öncesi ve sonrasında da reformist çevreler ile tartışmanın merkezi oldu. Aralarında Türk-İş ve EMEP'in de olduğu çevreler Kadıköy Meydanı'nı “tercih” etti, Taksim'e çıkanların işçi olmadıklarını dahi iddia etti. Taksim Meydanı'na binlerce DİSK, KESK, TTB, TMMOB üyesi ile ilerici siyasi parti, platform ve demokratik kitle örgütlerinin olduğu 10 bin kişi girmişti. Memurlar hayatı durdurdu 25 Kasım, işçi ve emekçiler için özel bir gün olarak, grev günü olarak tarihi geçti. Hükümet ile emekçi memur sendikaları arasındaki orta oyunu toplu görüşmeler, Ağustos ayında başladı. KESK, sonucu belli “görüşmelerin” ilk toplantısında masaya yumruğunu vurdu, “TİS yoksa grev var” dedi. KESK, grevli TİS talebiyle sonbaharda greve çıkacağını ilan etti. Toplu görüşmelerden beklenen sonuç çıktı. Ardından emekçi memur grevi ortaklaştırıldı. KESK ve Kamu-Sen üyesi yüz binlerce emekçi memur, 25 Kasım'da hükümet erkanın tehditlerine boğun eğmedi, grevli toplu sözleşme hakkı için greve çıktı.
.
Emekçi memurların toplu iş sözleşmesi ve grev hakkı talebiyle yaptığı bir günlük uyarı grevi nedeniyle garlarda trenler hareket etmedi, hastanelerde sadece acil servisler çalıştı, okullar, kamu kurumları boşaldı. Hükümet, intikama girişti; demiryollarından 40 grevci işten atıldı. Memur sendikaları, saldırıya iş kolunda ikinci bir grevle yanıt verdi. Trenler 16 Aralık'ta bir kez daha çalışmadı, TCDD yönetimi, 24 Aralık'ta geri adım attı, emekçiler iş başı yaptı. Grev, uzun yılların suskunluğu ve emekçi memur hareketinin parçalanmışlığının ardından geldi. Emekçi memurlar, en son 11 Aralık 2003'de greve çıkmıştı.Yemek hakkı için beyaz boykot Emekçi memurların sağlık bölüğü, kazanılmış hakkı yemek hakkını dişe dişe mücadele ile gasp ettirmedi. Maliye Bakanlığı, Mart 2008'de yayınladığı genelge ile sağlık emekçilerinin ücretsiz yemek hakkını gasp etti. Sağlık emekçileri, aylarca süren mücadele yürüttü. Hastanelerde beyaz boykotlar birbirini izledi. Bakanlık, 11 ay sonra, 2009 Şubat'ında geri adım attı. Katile ödül, çelebi'ye suikast kurşunu Kamuoyu, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi'ye yönelik silahlı saldırıyla sarsıldı. Rıza Tunçbilek adlı saldırgan, 5 Ekim'de Çelebi'ye makamında kurşunlar yağdırdı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, “Olay terör değil, alacak verecek meselesi” dedi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, İçişleri Bakanı'na tepki gösterdi, “Bu ne arkadaş kurşunu ne de alacak kurşunu. Bu kurşun DİSK Başkanı'na suikast kurşunudur” dedi. Çelebi'nin ayaklarına isabet eden kurşunlar, 22 Temmuz Merter'de, evinin önünde DİSK kurucu üyesi ve Genel Başkanı Kemal Türkler'in canını almıştı.
.
29 yıllık adaletsizlik 2009 yılında bir kez daha tescillendi. Türkler'in katili Ünal Osmanağaoğlu'nun yargılandığı davanın 30 Temmuz'da görülen duruşmasında 3. kez aklandı, beraat etti. Türkler davasındaki adaletsizlik kara bir leke olarak Türk hukuk tarihine geçti. Ünal Osmanağaoğlu, DİSK Genel Başkanı Türkler'i öldürdüğü olayın tanıkları ve delilleri bulunmasına rağmen beraat etti. Türk-İş'i sendikacılık Türk-İş yönetiminin amel defteri 2009 yılında da kabardı. Türk-İş yönetimi, patronlarla aynı kampanyaya imza attı. Türk-İş yönetimi, “Evde oturma, pazarı çık” dedi ama, işçi ve emekçinin pazara çıkması için bir şey yapmadı. Kamuda toplu iş sözleşmesi çerçeve görüşmelerinde, bir saatlik iş bırakma eyleminin ardından iradesini hükümete teslim etti. Türk-İş genel merkezi, bağlı sendikaların itirazlarına rağmen, yüzde 3,5 zamma imza attı. Bağlı sendikalar, günlerce Türk-İş yönetimini protesto eden eylemler düzenledi. Metalde sert bir dönem İşçi sınıfının metal bölüğü, en ağır saldırıların hedef oldu; hem sermayenin, hem de sendikal bürokrasinin. Yine de metal işçileri grev ve direnişlerle dolu bir yılı geride bıraktı. Özellikle Bursa havzasında karakterize olan direnişler, halen tekil olarak sürüyor. Metal toplu iş sözleşmesi, sendikal hareketin kalbindeki hançer Türk Metal Sendikası'nın, patronların hazırladığı sözleşmeye imza atmasıyla başladı. DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası, başlarda eylemli bir hattan ilerlese de çizgisini aynı şekilde devam ettiremedi, sözleşmeyi imzaladı. Ancak, DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş, metal havzalarında, faşist genel başkan Mustafa Özbek'i, Ergenekon tutuklusu Türk-Metal'in patronlarla kol kola ihanetlerine karşı daha mücadeleci bir tablo çizmeyi başardı. İstanbul'da Sinter Metal Fabrikası'nda atılan işçilerin mücadelesi 22 Aralık 2008 tarihinden beri sürüyor. Bursa havzası da direnişlerle dolu bir yıl geçirdi. Bursa'da Birleşik Metal-İş üyesi işçiler, Asil Çelik, Asemat, Prysmian, Renault fabrikalarında, Eşkişehir'de Renta işçileri aylar süren direnişlere imza attı.

2010'a girerken
Bir yılı daha geride bırakıyoruz. İşçiler, insanca bir yaşam için sokakta. Direnişçi işçiler, 2010 yılını direniş alanlarında karşılıyor. İştanbul'da itfaiyeciler, işsizlik yangınına karşı sokakta. İtfaiye erleri, yeni yıla işsiz girmemek için ayakta. AKP'li Esenyurt Belediyesi'nde sendikalı işçilerin iş geri dönme mücadelesi aylardır sürüyor. İşçiler kazanmakta kararlı. Eczacılar, yeni yılı mücadele yılı ilan etti. Basın-İş üyesi E-Kart işçileri, sendikal hakları için 1 yılı aşkın süredir grevde. Sinter Metal'de işçiler direniyor. Kent A.Ş. işçisi hala CHP'li belediyenin kapısında. Ve TEKEL işçileri.... Onlar da yeni yıla işsiz girmek istemiyor. TEKEL işçileri, özlük hakları için hala Ankara'da bekleyişlerini sürdürüyor. TEKEL işçileri, Ankara'nın ayazına, copuna, gazına direndi, direniyor. TEKEL işçileri, şimdi işçinin sınıfının sıkılı yumruğu.