15 Ocak 2010 Cuma

Belgeler TSK içinde bir odada

Foto: Belgeler TSK içinde bir odada

Hrant Dink cinayeti davasının avukatlarından Fethiye Çetin, suikaste ilişkin bilgi ve belgelerin TSK içindeki bir odada olduğunu söyledi. Çetin; Dink cinayeti davasında da “devlet sırrı” denilmese de bu engel ile karşılaştıklarını belirtti.

Hrant Dink'in öldürülmesinin yıl dönümü yaklaşırken, gözler bir kez daha faillere çevrildi. 3 yıldır süren davada, sadece tetikçiler yargılanmaya çalışılıyor. Soruşturma okları tetiği çektirenlere yönelmiyor. Oysa ki failleri gösteren onlarca kanıt var. Hrant Dink davası avukatı Fethiye Çetin, kanıtların TSK içinde bir odada olduğunu belirtti.

Dink cinayeti operasyonu

Muhabirimize konuşan Avukat Çetin, gayrimüslimlere yönelik suikast planlarının yer aldığı “Kafes Operasyonu Eylem Planı”nı hatırlattı. Çetin, Ergenekon'dan tutuklu bulunan Deniz Yarbay Ercan Kireçtepe tarafından hazırlanan, Ergenekon tutuklusu emekli Binbaşı Levent Bektaş'ın ofisinde ele geçirilen planda, Malatya Zirve Yayınevi katliamı, Trabzon Rahip Santoro cinayeti ve Hrant Dink'in öldürülmesinden bir ‘operasyon’ olarak söz edildiğine dikkat çekti.

Çetin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hrant Dink cinayetinden bir operasyon olarak söz edilmesi, bu eylem planını hazırlayanların Hrant Dink cinayetinin planlanmış bir operasyon olduğunu ve bu kişilerin cinayet hakkında çok önemli bilgilere sahip olduklarını gösteriyor. Ayrıca, eylem planında öngörülen vahim eylemleri gerçekleştirecek olanların rütbeli askerler olması, bunların devletin hücre tipi örgütlenmiş olmaları ve Kadir Paşa olarak nitelenen generalin de üstünde bir generalin bu eylem planına imzasıyla, yazısıyla ‘uygundur’ yazıp olur vermesi, TSK içinde Hrant Dink cinayetine ilişkin bilgi ve belgeler olduğunu gösteriyor. Bu belge ve bilgilerin ‘Kozmik Odada’ ya da başka bir odada ancak TSK içindeki bir odada olduğunu düşünüyorum.”

Davada devlet sırrı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast iddiasıyla ilgili Kozmik Oda'da yapılan arama esnasında ortaya çıkan “devlet sırrı” tartışmasını hatırlattığımız Avukat Fethiye Çetin, Dink cinayeti davasında da “devlet sırrı” denilmese de bu engel ile karşılaştıklarını söyledi. Çetin şunları ifade etti: “Devlet Sırrı' terimi bugüne kadar karanlık iş ve eylemlerin kamuoyunca bilinmesi ve kovuşturulmasının önüne bir engel olarak çıkarıldı. Pek çok suç ve suçlu bu kavramın dokunulmazlığından yararlanarak hesap vermekten kurtuldu. Hrant Dink cinayeti davasında, önümüze çıkan engel ‘devlet sırrı’ şeklinde formüle edilmedi ancak ‘açıklanması halinde kişilerin güvenliğine zarar verebilecek bilgiler olduğu’ şeklinde bir tespitle İstihbarat Daire Başkanlığı'nın gönderdiği evraklar bize gösterilmedi.”