20 Ocak 2010 Çarşamba

Obama nasıl 'Bush'laştı?

"Umut" ve "değişim" ifadeleriyle ABD'nin başına gelen siyahi Başkan Obama'nın bir yılı nasıl geçti? Ekonomik kriz, dünya barışı, Ortadoğu, sağlık reformu, küresel ısınma konularında Obama dünyaya ne verdi?

ABD'nin ilk siyahi başkanı olan Barack Obama'nın birçok bakımdan "değişim" olarak pazarlanan iddialı vaatleriyle yemin töreninde konuşup, göreve başlamasının üzerinden bir yıl geçti. Ekonomik kriz, Afganistan, Irak, Guantanamo, sağlık düzenlemeleri gibi çok önemli konularda birçok vaat veren Obama bir yılda neler yaptı?

Obama, milyonlarca insanın izlediği tören konuşmasını dünya barışı ve Ortadoğu'nun durumu için "barışcıl" izlenimlerle sürdürüyordu: "Bir kez daha uluslararasında daha da büyük işbirliği ve anlayış gerektiren yeni tehditleri göğüsleyebiliriz. Irak'ı halkına bırakma sürecine sorumlu bir şekilde başlayacak, Afganistan'da büyük emeklerle kazanılan barışı güçlendireceğiz. Eski dostlarımız ve eskiden hasmımız olanlarla,a nükleer tehdidi gidermek ve gezegenimizin ısınması tehlikesini bertaraf etmek için dur durak bilmeden çalışacağız... Biz, Hıristiyan ve Müslümanlardan Yahudi ve Hindulardan ve inancı olmayanlardan oluşan bir ulusuz. Dünyadaki her dil ve kültürle şekilleniyoruz. Müslüman alemine sesleniyoruz: Biz karşılıklı çıkarlara ve karşılıklı saygıya dayalı yeni bir yol arıyoruz." Bugün, 20 Ocak 2009'a gelindiğinde Obama'nın bir yılda söylediklerinin çok az bir kesimini gerçekleştirdiğini görmek güç değil. Tüm bunları yapmak için bir yıl yeterli mi? Belki hayır ama Obama'nın bir yıl içerisinde attığı her adım yukarıdaki konuşmasını yalanlar nitelikte oldu.

Afganistan'da şiddet tırmandı
Obama, "Afganistan'da barışı güçlendireceğiz" dedi. Fakat bir yıl geçmeden Afganistan'a 33 bin ek asker gönderme kararı aldı. Şimdi ülkedeki işgalci sayısını 100 bin. Birleşmiş Milletler'in geçtiğimiz günlerde açıkladığı 2009 yılına ilişkin rapor, işgalin en çok 2009'da öldürdüğü ortaya koydu. Resmi rakamlara göre 9 yıllık işgalin Obamalı yılında 2 bin 412 sivil katledildi. ABD de Afganistan'da en büyük kaybını 2009 yılında verdi. 520 ABD'li can verdi. Afganistan'da ölen ABD'li gençleri ordu üslerinde asker selamıyla karşılayan Obama'nın savaşa ayırdığı bütçe 660 milyar dolar. Obama az bulduğu bu rakamın 710 milyar dolara tamamlanmasını istiyor. Siyahi başkan, tüm bu işgal tablosunu genişletmekten başka bir şey yapmadı, savaş Pakistan'a da sıçradı. Özellikle 2009'un son aylarında işbirlikçi Pakistan ve ABD ordusunun operasyonlarında yüzlerce sivil hayatını kaybetti. Afganistan ve Pakistan halkları için Obama kontrolündeki işgal yargısız infaz yılı oldu. CIA ve ABD işgal birlikleri tarafından gerçekleştirilen yargısız infazlarda, Pakistan-Afganistan sınırında bine yakın köylü hayatını kaybetti.

Irak'tan çekiliyoruz ama...
Obama seçim kampanyası sürecinde, 2008 Mart ayında Irak işgalini bitireceğine dair şunları söylüyordu: "Kesinlikle açık olmak gerekirse ben bu savaşa (Irak'a) 2002'de karşı çıktım. 2003'te, 2004'te, 2005'te, 2006'da, 2007'de karşı çıktım. Bu yüzden savaşı bitireceğime dair bana güvenebilirsiniz." Obama'nın işgal birliklerini Irak'tan çekmesinin arkasındaki amacın da Afganistan'daki işgali yoğunlaştırmak olduğu anlaşılmış durumda. Hollanda mahkemeleri "Irak işgali meşru değildi" dedi, İngiltere'de soruşturmalar sürüyor. "Barışçı" Obama'nın Oval Ofisi'den işgalin hukuksuzluğuna ilişkin bir açıklama çıkmış değil. Obama yönetimi, Irak'ta kendi kayıpları bağlamında istikrarın sağlandığını ileri sürebilir ancak yüzlerce Iraklının öldüğü mezhepler arası çatışmaların işgalden sonra yoğunlaşması nasıl açıklanabilir? "Başarısız ve istikrarsız yönetimleri" ortadan kaldırmayı kendine görev bilen ABD, halkların birbirini boğazlamasıyla hangi istikrardan söz edecek?

"Dünya'ya barış" gülücükleriyle yola çıkan Obama, Ortadoğu'nun en büyük meselelerinden olan Filistin sorununda da herhangi bir ilerleme sağlamış değil. Başkan'ın, İran'a yönelik tehtitleri de Bush'u aratmayacak bir tarz da sürüyor.

Obama'dan No(b)el sürprizi: Yemen
Irak ve Afganistan'daki işgal olanca vahşetiyle sürerken, Obama, Yemen'de üçüncü cephe açma hazırlığına girişiyor. 25 Aralık'ta Detroit-Amsterdam seferini yapan bir uçağa Nijerya asıllı ve Yemen'de eğitim gördüğü iddia edilen bir gencin intihar saldırısı girişimi üzerine Obama, dikkatini Yemen'e çevirdi. Gerekçeler selefi Bush'tan hiç de ayrılmıyordu: "Güvenliğimizi tehdit eden terör sorunu." ABD Yemen'deki El Kaide varlığına karşı "şimdilik" lojistik, Yemen asker ve polisinin eğitimi hususlarında karar kıldı. Daha sonra Obama 14 ülkeden ABD'yi ziyaret edecek 700 milyonu aşkın insanın ABD havaalanlarında "terörist muamelesiyle" ayrıcalıklı aramaya maruz kalmasına karar verdi. Obama'nın yakın çalışma ekibinden ABD Senato Başkanı Carl Levin, ABD'nin Yemen'de El Kaide'ye karşı operasyonlara ve hava saldırılarına başlaması gerektiği söyledi.

Nobel Savaş Ödülü
Barack Obama, "Dünya Barışı"na yaptığı katkılarından dolayı 2009 yılında Nobel Barış Ödülüne layık görüldü. Obama'nın Afganistan'daki işgal birliklerinin sayısının arttırılması kararından hemen sonra gelen ödül haklı olarak anti-emperyalistlerce "Nobel Savaş Ödülü" diye adlandırıldı. Obama kendisini "İki ülkede savaş yürüten bir ülkenin komutanı olarak" tanıttığı 35 dakika süren Nobel konuşmasında 43 defa savaş sözcüğünü kullandı, "adil savaş" diyerek işgali meşrulaştırmaya çalıştı. Ödül töreni sırasında yüz ifadesinden kendisinin de bu ödülü haketmediğini düşündüğünü hissetmek çok da zor değildi.

İnsanlığın utanç merkezi varlığını koruyor
Obama yönetime gelir gelmez ABD'nin Afganistan işgaliyle birlikte Küba'da açtığı Guantanamo işkencehanesinin 2010 Ocak'ta kapatılacağına dair söz verdi. Fakat Guantanamo hala varlığını sürdürüyor. ABD'li onlarca insan hakları aktivisti, Obama'nın bu yalanını teşhir etmek için 9 gündür açlık grevindeler.

Aşılacak mı?
Obama temeline "değişim" ve "umut" ifadelerini koyduğu yemin töreni konuşmasında şunları söylüyordu: "Şu anda bir krizin tam ortasında olduğumuz artık iyice anlaşıldı. Ulusumuz şiddet ve nefret dolu yaygın bir şebekeye karşı savaşta. Ekonomimiz...fena halde zayıflamış durumda. Evler kaybedildi, işler yitirildi, işyerleri kepenk kapattı. Sağlık sistemimiz çok pahalı...her yeni gün, enerjiyi kullanma biçimimizin hasımlarımızı güçlendirip gezegenimizi tehdit ettiğine dair yeni kanıtlarla karşılaşıyoruz...Bugün karşı karşıya olduğumuz güçlükler somut, ciddi ve sayıca çok diyorum. Kolayca ya da kısa zamanda aşılmayacaklar. Ama şunu bil ki Amerika: Aşılacaklar."

Halkın işi, sağlığı nerede
Obama seçim kampanyasında ve yemin töreninde Amerikan işçi ve emekçilerine de durumun düzeleceğine dair vaatler veriyordu, "aşılacaktır" diyordu. Fakat krizin ortasında yönetimi alan Obama'nın ilk işi tekelleri krizden kurtarmak oldu. "Lehman Brothers" gibi çöken 100'ü aşkın bankayla birlikte, "General Motors" gibi tekellerin kurtarılması için ABD halkının milyarlarca dolar parası kullanıldı.

Bunun karşısında ülkede bütçe açığı 1.4 trilyon doları bulmuş durumda. İşsizlik yüzde 10'a çıktı. 15 milyonu aşkın kişi işsiz. Her ay yüzbinlerce ABD'li işşizler ordusuna katılıyor. ABD’de bugün 47 milyon kişinin hiçbir sağlık güvencesi yok. Geçtiğimiz aylarda, John Hopkins Çocuk Merkezi tarafından hazırlanan rapora göre, 20 yılda 17 bin çocuk, sağlık sisteminin yetersizliği nedeniyle hayatını kaybetti. 7 milyon çocuk da sağlık sisteminden yoksun. Obama Amerikan zenginlerin beyaz ırkçılığının ortaya çıktığı sağlık düzenlemesi tartışmalarında emperyalizmin güdümünde olan sağlık tekellerine karşı hiç bir adım atamadı.

Dünyanın yok oluşunu izledi
Barack Obama, "çevre" dersinden de sınıfta kaldı. Dünyanın en fazla sera gazı salım oranlarına sahip ikinci ülkesi ABD, Kopenhag zirvesinde gezegenin geleceğini güvenceye alan bir anlaşmayı gündeme getiremedi. Obama, küresel ısınma noktasında çok zayıf içeriğe sahip bir taslağı Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales'in deyimiyle "masaya bırakıp onaylanmasını istedi ve sonra da çıkıp gitti." Fakat 4 ülke dışında kimse bu sorumsuz belgeye taraf olmadı. Böylece yerkürenin iklim ve ısınma sorunu hasır altı edilmiş oldu.

Haiti'ye yardım yerine işgal
Obama'nın en son icraatlarını Haiti depremindeki tepkilerinde görüldü. Ülkeye elinden gelen her şeyi yapacağını açıklayan Obama'nın ilk işi ABD'nin yıllarca müdahale ettiği Haiti'ye askeri birlikleri göndermek oldu. Tıbbi yardım, gıda ve su sıkıntısı çeken ülkede 5 bini aşkın ABD birliği yerle bir olan kentte "asayişi koruma" görevini üstlendiler.

Türkiye'ye bir yıldan 'Model ortaklık' kaldı
Barack Obama'nın ilk ziyaret ettiği ülke Türkiye olmuştu. Obama Ortadoğu'daki sorunları çözmek için yanaştığı Türkiye'ye daha sonra Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD'yi ziyaretinde ortaya çıkan "model ortaklık" rolünü biçti. Rusya'nın savaş nedeni sayacağını açıkladığı füze savunma sistemini Türkiye'ye kurma planlarından bahsetti. Ermeni soykırımı konusunda da seçim döneminde verdiği sözleri yutarak, Türkiye'ye geldiğinde "bir takım kötü olaylar" kavramını kullandı, "geçmişi bırakıp geleceğe bakmayı" önerdi.

Politifact isimli internet sitesi Obama'nın seçim dönemlerinde dünya barışı, ekonomik kriz, sağlık sorunları vb. başlıklarda Obama'nın 500 söz verdiğini şu ana kadar bunlardan sadece 91'ini tuttuğunu yazdı. Bir yılda gelmeyen "umut ve değişim"i göz önüne alıp Obama'nın çok sık kullandığı bir deyimle; "Let me be clear" (Açık olmak gerekirse), bir yıl içerisinde Obama'nın siyahi derisi kazındı, altından bir George Bush çıktı.