27 Ocak 2009 Salı

Dink davasında sanıklar birbirine girdi

Hrant Dink davasının duruşmasında sanıklar birbirine girdi. Salonda müdahil avukatlara sözlü sataşmalarını dünkü duruşmada da sürdüren Yasin Hayal’in avukatı Fuat Turgut, “Ergenekon sanığı olmaktan gurur duyarım” dedi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 8’i tutuklu 20 sanık hakkında açılan davanın 8. duruşmasına tutuklu sanıklardan Ogün Samast, geçen duruşmada olduğu gibi rahatsızlığını gerekçe göstererek katılmadı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada diğer sanıklar ise hazır bulundu. Önceki duruşmada verdiği ifadelerle tanıktan sanığa dönüşen Yasin Hayal’in ağabeyi Osman Hayal de, dünkü duruşmaya katıldı.
Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ve ailesinin yanı sıra TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AKP Mersin Milletvekili Zafer Üskül, AKP İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, DTP Milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Akın Birdal’ın yanı sıra ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras davayı duruşma salonundan izlediler.
Emniyet kolaylaştırıcı davranmadı
Duruşmaya başlarken, Mahkeme Başkanı davaya ilişkin yazışmalarla ilgili bilgi verdi. İstanbul Emniyeti’ne gönderilmiş olan yazıya gelen yanıtta, Hrant Dink’in kendilerinden koruma talep etmediği gerekçesiyle koruma tahsis edilmediği savunuldu. Emniyet Genel Müdürlüğü ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı ise, kendilerine gönderilen yazılara yanıt göndermemişti. Şu anda yargılanan sanıkların, arkasındaki ilişkilerin ortaya çıkarılması bakımından önemli olan bu talepler konusunda Emniyet birimlerinin kolaylaştırıcı bir tutum içine girmemesi, davayı var olan sanıklarla sınırlamaya yönelik bir tutum olarak algılandı.
Başbakan’ın, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek hakkında, Hrant Dink davasıyla ilgili inceleme başlatılmasına onay vermiş olduğu da hatırlandığında, bu gelişme, Akyürek’in başında bulunduğu dairenin bir ‘direnç’ gösterdiğinin işareti gibiydi.
Turgut Osman Hayal’i de savunacak
Duruşmada ilk ifadesi alınan kişi Osman Hayal’di. Hayal, olayla bir ilgisi olmadığını, kardeşi Yasin Hayal’in ilgisinin ne boyutta olduğunun da net olmadığını öne sürdü.
Mahkemenin Osman Hayal için Baro’dan avukat istemiş olmasına rağmen, Osman Hayal’in avukat olarak kardeşinin Avukatı Fuat Turgut’a vekâlet vermiş olması dikkat çekti. Her ikisinin avukatının da Fuat Turgut olmasının sonuçları Osman Hayal’in ifadelerinde kendisini hissettirdi. Fuat Turgut davanın başından beri, Yasin Hayal’in polis muhbiri Erhan Tuncel tarafından kullanılmış olduğunu ve suçsuz olduğunu öne sürüyordu.
Yumruklar konuştu
Dünkü duruşmada da, Osman Hayal, hem kendisinin, hem de kardeşinin suçsuz olduğunu öne sürüp, “Kardeşim Erhan Tuncel ile tanıştıktan sonra bunlar başına geldi” iddiasında bulundu. Erhan Tuncel de, bu söze tepki gösterince, Yasin Hayal yerinden fırlayarak Erhan Tuncel’e yumruk attı. Tuncel’in de karşılık vermesi üzerine yaşanan bu arbedeye müdahale eden mahkeme başkanı, Yasin Hayal’i duruşma salonundan çıkardı.
Müdahil avukatlardan Arzu Becerik, Osman Hayal’e “Yasin Hayal’in McDonald’s’ı bombaladıktan sonra evinde yakalandığı Hüseyin Özçiçek’i tanıyıp tanımadığını” sordu. Osman Hayal, “İyi tanırım. Trabzon’dan arkadaşım. Görüşüyorduk” dedi. Becerik’in, “Yasin Hayal, bombalamadan sonra neden sizin arkadaşınız olan Özçiçek’in evine geldi?” diye sorduğu Osman Hayal, “Bilemiyorum. Onun evine gelmiş. Çocukluğumuzdan beri tanıdığımız içindir” şeklinde cevap verdi.
Sorulara yanıt vermedi
Osman Hayal, ayrıca Yasin Hayal’i McDonald’s’ın bombalamasından sonra Hüseyin Özçiçek’in evinde gördüğünü ve kendisini teslim etmek istediğini ancak Yasin Hayal’in ayağından yaralı olması nedeniyle birkaç gün geçmesini beklediğini söyledi.
Müdahil Avukatlardan Kemal Aytaç da, İstanbul’da bulunduğu süre içinde Sarıgazi Samandıra’da bir fırında çalıştığını öne süren Osman Hayal’e fırıncılıkla ilgili bazı teknik sorular sordu. Hayal’in bu ayrıntılı sorulara yanıt vermek de zorlanması dikkat çekti. Avukat Aytaç, kendisinin avukatlıktan önce uzun yıllar fırın işçiliği yaptığını, ancak Osman Hayal’in bu konudaki sözlerinin de inandırıcı olmadığını bildirdi. Osman Hayal’in ‘yamak’ sözüne tepki göstermesi üzerine de Aytaç, bunun fırıncılıkla ilgili bir sınıflandırma olduğunu belirtti.
‘Ergenekon sanığı olmaktan gurur duyarım’
Duruşmanın en hararetli bölümlerinden biride bu arada yaşandı. Osman Hayal’in avukatı Fuat Turgut, Müdahil Avukat Kemal Aytaç’a ‘Senden olsa olsa Sarkisyan yamağı olur” diyerek laf attı. Salonda tepki ile karşılanan Fuat Turgut’un bu tutumu ile ilgili söz alan Müdahil Avukat Kezban Hatemi, Turgut’un bu davanın başından beri ırkçılık propagandası yaptığını belirterek, mahkeme başkanından bu konuda bir tedbir almasını istedi. Hatemi, “Eğer böyle devam ederse, bende kendisine bundan sonra Ergenekon sanığı diyeceğim” dedi. Fuat Turgut ise, “Ergenekon uydurmasının sanığı olmaktan gurur duyarım” diyerek Hatemi’ye tepki gösterdi.
Öte yandan duruşma öncesi Fuat Turgut duruşmada müdahil avukatlara hakaret etti. Turgut, gazetecilere Dink’e hakaret eden ve adalet talebini dillendiren aydınları tehdit eden, ırkçı ifadelerle dolu bir metin dağıttı.
Duruşmaya verilen öğle arasının ardından saat 13.15’te yeniden başladı. Bu bölümde de Erhan Tuncel dinlendi.
(İstanbul/EVRENSEL)
Adalet aramaktan yorulmayacağız
Adalet isteyen Hrant’ın arkadaşları bu duruşmada da Beşiktaş Barbaros Bulvarı’ndaydı. Aralarından EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, KESK Genel Başkanı Sami Evren, İHD Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi Ayşe Yılmaz ve SDP Genel Başkanı Filiz Koçali’nin de bulunduğu 500 aşkın kişi “Hepimiz tanığız adalet istiyoruz” yazılı pankart açtı.
Hep bir ağızdan “2 yıl oldu, ne oldu” diye haykıran yüzlerce Hrant arkadaşının sesi ise oyuncu Mahir Günşıray oldu. Basın açıklamasını okuyan Günşıray, “2 yıl geçti Hrant’ın suikastının ardından fakat adalet adına ortada ne var, söylemek çok zor. Suçlular olayın hemen ardından yakalandı ama bir kahraman gibi karşılandılar bu duruma artık bir son verilmeli, bu ayıba artık bir son verilmeli, artık adalet yerini bulmalı” dedi. Dava kapsamında resmi görevlilerin doğru dürüst soruşturulmadığını, cinayette sorumluluğu ortaya çıkan polis görevlilerinin hala görevleri başında olduğunu belirten Günşıray, “sanık sandalyesine asıl sorumlular oturtulmadığı sürece adalet sağlanmayacaktır” diye konuştu. Günşıray, “adaleti önemsiyoruz, adalet aramaktan yorulmayacağız” diye konuştu.
7’nci duruşmada ne oldu?
Dink davasının 7’nci duruşması 13 Ekim 2008 tarihinde görülmüştü. Davada “sanık şov” devam etmiş, sanık ve avukatlarının, kendi aralarındaki polemikler ile Dink ailesine hakaretleri bu duruşmaya da damgasını vurmuştu. Bu duruşmada ‘devlet sırrı’ tartışması da yaşanmış, İstihbarat Müdürü Ramazan Akyürek’in davayı etkilemeye çalıştığına dikkat çekilmişti. Dink cinayetiyle ilgili imha edilen bazı belgelerin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'nca Akyürek ile ilgili olabilecek 90 sayfa halinde gönderilmesine rağmen, sadece 16 sayfalık 15 belge dava dosyasına eklenmişti. Duruşmada ayrıca Eski Trabzon Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç’in, “Biz olayı rapor ederek görevimizi yerine getirdik, düşünce halinde iken, olmamış bir eyleme müdahale edemezdik” sözleri ise duruşmayı izleyenleri hayrete düşürmüştü.