20 Ocak 2009 Salı

GAZZE ISGALINDE DEGISEN NE OLDU


Önce İsrail tek taraflı “ateşkes” ilan ettiğini açıkladı, ardından da Hamas bir haftalık ateşkes ilan etti ve Gazze’deki İsrail işgalinin hemen bitmesini, işgalci birliklerin çekilmesini istedi. Buna karşın İsrail yetkilileri “işgalin süreceğini”, ateşkesin “pamuk ipliğine bağlı olduğunu, Gazze’de miktarı açıklanmayan sayıda İsrail birliğinin kalacağını” açıkladılar. Gazze’deki abluka da halen devam ediyor. Açıkçası İsrail saldırdı, yaktı, yıktı, binlerce insanı katletti, bir devlet terörü estirdi ve her şeyi kendisinin belirleyeceği bir pozisyonda durup, koşullarını dayattı.
Bu arada acele tarafından Mısır’ın çağrısı ile Şarm el Şeyh’de Uluslararası Gazze Zirvesi toplandı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Ürdün Kralı Abdullah, İngiltere Başbakanı Gordon Brown, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İspanya Başbakanı Jose Luis Zapatero, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ve Çek Cumhuriyeti Başbakanı Mirek Topolanek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan da bu zirveye katıldı.
Zirve, daha önce yapılan pek çok zirve gibi, Filistin sorununun esasına ve çözümüne ilişkin herhangi bir karar almazken, “Gazze’ye silah girişinin engellenmesini” öncelikle tartıştı. Hamas’ın silahsızlandırılması için İsrail’e yeni güvenceler verildi. Gazze’nin imarı da tartışılan konular arasındaydı. Yani İsrail’in yeni bir yıkımı için yapılacak binalar konusu! Oysa Filistin sorununun çözümü bellidir. Bu çözüm; işgal edilen topraklardan İsrail’in çekilmesi, bağımsız bir Filistin devleti kurulması, Filistin ve İsrail devletlerinin barış içerisinde yan yana yaşamalarının sağlanmasıdır.
Uluslararası görüşmelerde işin bu yanına ilişkin kesinlikle uygulanması gereken, yaptırım gücü olan kararlar alınmıyor. Filistin halkı, bütünüyle İsrail’in ve ABD’nin insafına terk edilmiş durumda. Bu ikili, bütünüyle İsrail’in çıkarlarını koruyan her türlü adımı fütursuzca atıyorlar. Şimdilik yeni ABD başkanı silahlarının gürültüsü olmadan görevi devralabilsin diye, silahlar geçici bir süre için sustu. Yeni Başkan Obama’nın bu konuda eski Başkan Bush’tan farklı bir tutum alması, ABD’nin genel olarak bölgedeki çıkarları göz önüne alındığında zaten olanaklı görünmüyor.
Durum böyleyken, İsrail’in “ateşkes” ilan etmesi ne anlama geliyor? İsrail, ateşkesi “politik ve askeri hedeflere” ulaştığı için ilan ettiğini açıkça dile getiriyor. Gazze’nin yarısı işgal edilmiş, bütünü abluka altına alınmış durumda. İsrail bu koşullarda bir lütufmuş gibi ateşkes ilan ediyor. Eğer Filistinliler ülkelerini savunurlarsa ateşkesi ihlal etmiş olacaklar! Oyun bu kadar açık! Saldırgan, kendi arkasında olduğunu bildiği Batılı müttefiklerini de hem böylece bir miktar rahatlatmış oluyor, hem de kendisini aklamayı hedefliyor! Neresinden bakılırsa bakılsın alçakça bir oyundur bu.
Bütün bu aşağılık hesaplara rağmen şunlar göz ardı edilemez; uzun süreden beri ilk kez, İsrail, dünya halklarının yaygın ve öfke dolu tepkileri ile karşılaştı. Gazze saldırısı İsrail’in saldırgan ve kural tanımaz olduğunu, haydutça politikalar güttüğünü anlaşılır bir biçimde ortaya çıkardı. İsrail bugün için “askeri ve politik hedeflerine ulaştığını” ilan etse de, tüm dünya halklarında Filistin sorununun çözümü için küllenmiş olan ilgiyi yeniden canlandırdı. İsrail onca kıyıcılığına rağmen bir zafer kazanamadı, aksine dünya halklarının vicdanında mahkum oldu ve Filistin davası yeni bir ruh ve atılım kazandı. Kimse kuşku duymasın ki Filistin halkı kazanacaktır! İsrail’in son saldırısı onca kıyıcılığın, yıkıcılığın arasında bu gerçeğin biraz daha öne çıkmasına yol açmıştır.