20 Ocak 2009 Salı

Kırca'nın arkasında aydınlanmayı bekleyen cinayetler kaldı

Ankara'da evinde ölü bulunan emekli Binbaşı Abdulkerim Kırca'nın ölümü JİTEM'i bir kez daha hatırlatırken, Kırca'nın adı bölgede işlenen çok sayıda faili meçhul cinayetle ilgili gündeme gelmişti. Abdulkadir Aygan'ın JİTEM'le ilgili itiraflarında Kırca'nın başta Murat Aslan olmak üzere birçok cinayeti bizzat işlediği dile getirilmişti. Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer tarafından 2004 yılında 'Devlet övünç madalyası' alan Kırca hakkında 'silahlı çete kurmak', 'işkence' ve '3 kez adam öldürmek' suçlarından müebbet hapis cezası istemiyle Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi'nde aralarında 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ında bulunduğu çok sayıda JİTEM'ci ile birlikte dava açılmıştı.

JİTEM Diyarbakır eski grup komutanlarından Emekli Binbaşı Abdülkerim Kırca, Ankara'da askeri lojmanlardaki evinde ölü bulunurken, hakkında birçok iddia ise aydınlanmayı bekliyor. PKK ile girdiği bir çatışmada yaralanan ve tekerlekli sandalyeye mahkum olan Kırca'nın JİTEM'in 90'lı yıllarda bölgede işlediği cinayetler de 'bir numaralı' adam olarak gündeme gelmişti. JİTEM`de uzun yıllar tetikçi olarak çalışan ve aralarında Musa Anter`in de bulunduğu çok sayıda cinayete katılan JİTEM ifirafçısı Abdulkadir Aygan'nın çok sayıda faili meçhulün talimatını vermekle suçlaması üzerine hakkında dava açılan emekli binbaşı Kırca, dönemin Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer'den 12 Aralık 2004 tarihinde Devlet Övünç Madalyası almıştı. Görev malulü` sıfatıyla madalyasını Cumhurbaşkanı Ahmet Sezer`in elinden alan Kırca için Çankaya Köşkü`nde düzenlenen törene, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Jandarma Genel Komutanı Fevzi Türkeri ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da katılmıştı. Aygan'ın itirafları sonucunda Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde silahlı çete kurmak' 'işkence' ve '3 kez adam öldürmek' suçlarından müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan Kırca, Diyarbakır'da 10 yıl önce ortadan kaybolan Murat Aslan isimli gencin öldürülmesi talimatını da vermekle suçlanıyordu. Kırca ile birlikte Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Fethi Çetin ve Uzman Çavuş Yüksel Uğurlu da aynı davada silahlı çete kurmak, işkence adam öldürmek suçlarından yargılanıyordu. İtirafçı Abdülkadir Aygan hakkında 6 kez adam öldürme ve itirafçılar Muhsin Gül ile Saniye Emlük hakkında da bir adam öldürmek suçundan davada yer alıyordu.

'Dava AİHM'de'

Ancak Kırca'nın da yargılandığı JİTEM'ciler ile ilgili davanın savcılık soruşturması 1998 yılında mağdur ailelerin suç duyurusu ile başladı. Ancak aradan 7 yıl geçmesine rağmen tek bir adım soruşturmada kat edilmedi. 8 Şubat 2005 tarihinde Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu, aralarında OHAL eski Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Ünal Erkan, Kara Kuvvetleri eski Komutanı Hikmet Köksal ve Abdülkerim Kırca`nın da bulunduğu 31 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu. Soruşturmayı tekrar başlatan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Mithat Özcan, JİTEM merkezinde işkence yaparak adam öldürdükleri, adam kaçırdıkları ve gasp eylemi yaptıkları iddiasıyla emekli Binbaşı Abdülkerim Kırca ile birlikte aralarında PKK itirafçılarının da bulunduğu 8 kişi hakkında dava açtı.

8 cinayetten yargılandılar

Davanın iddianamesinde, 1992 -1994 yılları arasında işlenen 8 faili meçhul cinayetin aydınlatıldığı belirtildi. İddianamede, sanıkların JİTEM adı altında oluşmuş, sözde devlet adına yasadışı yollarla birçok adam öldürme, adam kaldırma ve PKK üyesi olarak inandıkları veya sandıkları kişiler aleyhine ve kendi çıkarları adına gasp eylemi yaptıklarının belirlendiği belirtildi. Kırca'nın çetenin yöneticisi olduğu ve bu eylemlerin talimatını verdiğinin de belirtildiği iddianamede, bu kişiler tarafından kaçırılarak öldürülen isimler ise şöyle sıralandı: HEP Muş İl Örgütü üyesi Harbi Arman, Zana Zuğurli ile amcasının oğlu Lokman Zuğurli, Servet Aslan, Şahabettin Latifeci, Ahmet Ceylan, Mehmet Sıddık Etyemez ve Abdülkadir Çelikbilek.

Davada tutuklanan olmadı

Mart 2005 yılında soruşturma davaya dönüşürken, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada 'görevsizlik' kararı verilerek, davanın Askeri Mahkeme'de görülmesine karar verildi. Askeri Mahkeme'de iki yıl süren davayı JİTEM'in TSK ile organik bir bağ içerisinde bulunduğuna veya bünyesinde yer aldığına ilişkin yeterli ve ikna edici delil olmadığına hükmederek, Ağır Ceza Mahkemesi'ne iade etti. Bunun üzerine 'görevsizlik' uyuşmazlığı Anayasa Mahkemesi'ne taşındı ve davanın Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürmesine karar verildi. Ancak davada cinayetler aydınlanmış olsa da Kırca dahil hiç bir sanık tutuklanmadı. Dava halen sürerken, avukatlar ise davayı soruşturmada 1998 yılından bu yana hiç bir mesafe kat edilmediğini gerekçe göstererek AİHM'e taşıdı.

Murat Aslan'ın katledilme talimatı Kırca'dan

Kürt illerinde JİTEM tarafından yapıldığı ileri sürülen birçok faili meçhul cinayette adı geçen Kırca hakkında Aygan'ın itirafları Murat Aydın cinayetini aydınlatmıştı. İtirafçı Aygan 11 Mart 2004 yılında evinden ekmek almak için çıkan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Murat Aslan için 'Diyarbakır'da Murat Aslan isimli bir genci Binbaşı Abdülkerim Kırca'nın emriyle aldık. JİTEM merkezinde işkenceyle sorgulandı. Silopi'ye bağlı Çukurca köyünün yakınındaki mezarlığın altında bir dere yatağında yakılarak öldürüldü' demişti. Ardından baba İzzet Aslan'ın araştırmaları sonucu Aygan'ın sözünü ettiği bölgede Murat Aslan'ın yakılmış cesedi bulunmuştu. Aygan'ın en önemli itirafı ise JİTEM Diyarbakır Grup Komutanı Binbaşı Abdulkerim Kırca'nın üç kişiyi infaz ettiğini gözleriyle gördüğünü anlatmasıydı. Aygan 'Bu kişiler Sağlık-Sen Diyarbakır Şubesi'nden Necati Aydın, Mehmet Ay ve Ramazan Keskin'di. Bu kişiler mahkemece serbest bırakıldıktan sonra JİTEM tarafından alındı. Silvan yolunda Kağıtlı Karakolu'nu geçince gündüz gözüyle bunlar dizüstü çöktürüldü. Kırca, yakın mesafeden kafalarına sıktı. Daha sonra bunları toprağa gömdük' demişti.

Kırca infazları

İtirafçı Aygan Abdülkerim Kırca dönemi infazlarını da tek sıralamış ve gömüldükleri yerleri anlatmıştı. Aygan'ın isim isim verdiği infaz listesi ise şöyle:

İdris Yıldırım: Silopi'den alınıp Elazığ timine götürüldü, orada boğularak öldürüldü ve çuvala konuldu. Elazığ-Baskil yolu kenarında bir ufak dere içerisinde yakıldı. Bu olayda Grup Komutanı, Kemal Emlük ben ve Elazığ timi vardı.

Servet Aslan: Siirt'in Eruh ilçesinden olan Servet Aslan'ın babası Diyarbakır'daki Kredi Yurtlar Kurumu'nda bekçiydi. Bu kişi de yine aynı yöntemle alınarak infaz edildi.

Edip Aksoy, Sıdık Etyemez: Bunlar infaz edildiler. Öldürüldükten sonra Silopi ile Cizre arasında bir dere yatağında gömüldüler.

Ahmet Ceylan: Diyarbakır'da Yenişehir içerisinden alındı. İşkenceyle bilgi alındıktan sonra infaz edildi.

Şahabettin Latifeci: JİTEM'e getirildi. Orada Şehmus kod adlı uzman çavuş tarafından boğularak öldürüldü. Bu şahsın cenazesi de çuval içinde Silvan-Diyarbakır yolu üzerindeki bir süt fabrikası veya yoğurt fabrikasının arkasına atılmıştı.

Mehmet Salim Dönen: JİTEM'e getirildi. JİTEM'de üzerinden 7 bin Mark çıktı. Bu Marklar tabi Abdulkerim Kırca tarafından alındı. JİTEM'e televizyon alındı. Bu kişi de işkenceyle öldürüldükten sonra cesedi atıldı.
İhsan Haran: JİTEM'de sorgulandı ve infaz edildi.

'Toros dağlarında vuruldu'

Kırca hakkında, PKK ve JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan, şok bir iddiayı daha gündeme getirdi. Aygan ''O dönem PKK'li Sait Çürükkaya'nın eski ekibinden kaçtıktan sonra JİTEM'de çalışmaya başlayan Serpil T. üniversitede hemşirelik okuyordu. Kırca'nın Serpil ile ilşkisi vardı ve çok açık yaşıyordu. JİTEM bu durumdan çok rahatsızdı. Kırca, Ankara'ya tayin edildikten bir süre sonra Antalya'ya gönderildi. Toros dağlarındaki bir operasyonda yer alan Kırca burada vuruldu. Omuriliğinden vurulan Kırca, adeta cezalandırıldı. Tekerlekli sandalyeye mahkûm yaşıyordu. Daha sonra Kırca'nın akrabaları ve JİTEM içinden bazı kişiler Kırca'nın JİTEM tarafından cezalandırıldığını söylediler'' iddiasında bulundu.

Hikmet Erden