21 Ocak 2009 Çarşamba

Faiz indirimi neye yarar?


2008’in son ayını piyasalara 1.25 puanlık indirimiyle kapatan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), yeni yıla da sürpriz yaparak başladı ve faiz oranlarını 2 puan birden indirdi. Ekonomideki yavaşlamanın giderek derinleştiğine dikkat çeken PPK, global krizin farkında. Krizin tahminlerden uzun süreceğini ifade ediyor. Ve bunun, talep ve enflasyon üzerinde aşağı yönlü baskısını artırabileceği uyarısında bulunuyor. Yani diyor ki, bu kriz 2009, 2010...sürer. İç ve dış talep hemen canlanmayacak, talep olmadığı için fiyatlar da artmayacak…
Faizdeki indirimin bu ölçüde olması beklenmiyordu. Gecelik borçlanma faiz oranı yüzde 15’ten yüzde 13’e, borç verme faiz oranı ise yüzde 17.50’den yüzde 15.50’ye indirildi. Merkez Bankası, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara gecelik ve bir haftalık vadelerde tanınan borçlanma imkanı faiz oranını ise yüzde 16.50’den yüzde 14.50’ye çekti.
Bu, bankalara yapılmış bir jest, bir tür bankaları nefeslendirme... Faiz indiriminin, kredi faizlerine, oradan şirketlere, hatta tüketiciye yansıyacağına dair yorumlar yapılıp duruyor; alakası yok...
Bu faiz indiriminin kredi faizlerini, tüketici faizlerini aşağı çekmesi filan söz konusu olamaz. Bu tamamen, her gece Merkez Bankası’ndan 8-9 milyar TL borçlanan bankalara, daha düşük faizle borç vermek demek. Bir anlamda, Merkez Bankası, kaynaklarını, yani kamu kaynaklarını, biraz daha düşük fiyatla sıkıntılı bazı bankalara kullandırmış olacak ve bunun devamı da gelecek.
Daha çok yabancılarla çalışan ve yabancı çıkışıyla kaynak sorunu yaşayan bazı bankalar, açıklarını da Merkez Bankası’ndan yüzde 17.5 ile faizlerle karşılıyorlar ve zarar yazıyorlardı. Reel sektörde kriz derinleşirken bir de finansta sorun çıkmasını istemeyen Merkez Bankası, şimdi şok bir faiz indirimi ile borçlanma faizini 2 puan indirip yüzde 15.5 yaptı... İndirimin ileride sürmesi bekleniyor. Bu, bir tür sübvansiyon ve söz konusu bankalara bir tür can simidi...
Özetle bu faiz indirimi, kredi, hatta mevduat faizlerine de pek etki etmeyecek, sadece Merkez Bankası’ndan borçlanan bankalara bir jest olarak kalacak. Mevduatı etkilemediği sürece, dövize yöneliş beklendiği kadar olmayabilir. Ya da böyle öngörülmez bir yöneliş olursa, MB, bunu rezervler ve IMF’den gelecek kaynaklarla dengelemeyi hesaba katmış durumda.