1 Ocak 2009 Perşembe

2009 mücadele yılı olacak

2008 yılı, işçi ve emekçiler için saldırılarla geçen bir yıl oldu. Başta Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası’nın (SSGSS) yasalaşması olmak üzere emekçilerin haklarını geriye götüren pek çok yasa Meclis’ten geçti. Krizle birlikte işten atmalar, ücretlerin düşürülmesi, çalışma koşullarının ağırlaştırılması gibi saldırılar daha da arttı. Diğer yandan saldırılara karşı mücadele yükselirken, tüm zorluklarına rağmen sendikalaşma çalışmaları hızlandı. 2008 yılını gazetemize değerlendiren ve yeni yıldan beklentilerini anlatan sendikacılar, 2009’un birleşik mücadelenin yükseldiği bir yıl olması gerektiğini söylediler.
Haber-İş Genel Başkanı Ali Akcan, “Krizin etkilerinin artacağını düşünürsek önümüzdeki yılın da iyi bir yıl olmayacağını söyleyebiliriz” dedi. 2009 yılında saldırıların yoğunlaşacağını belirten Akcan, şöyle devam etti: “Çalışanların buradan çıkış için tek bir çare olduğunu görmeleri gerekiyor. Sendikal örgütlenmenin ve sendikal birliğin sağlanması gerekiyor. Temennimiz, 2009 yılında bunu başarmak. Çünkü tek çıkış yolumuz burası.”
Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, 2009 yılında bireysel mücadeleden ziyade genel bir mücadele hattının örülmesi gerektiğini dile getirdi. Serdaroğlu, “Emek örgütlerinin durumu içler acısı. Bütün konfederasyonlar kendi sorunlarıyla uğraşıyor. Geleceği gören ve bunun için bir mücadele hattı ortaya koymaktan ziyade, var olanı koruma hesabı içinde. Bu da işçilerde güvensizlik yaratıyor, ilişkileri zayıflatıyor ve mücadele şansını ortadan kaldırıyor. 2009’da bütün sendikaların kendi iç dinamiklerini sorgulamaları gerekiyor. Yolsuzlukları ön plana çıkıyor, süreci ufak tefek açıklamalarla geçiştiriyorlar. Sorgulama ve güven inşası ile mücadele hattı oluşturulmalı” diye konuştu.
Bütünleşerek karşı koyuş
Dünyayı saran ekonomik krizle birlikte, işçilerin de taleplerinden vazgeçeceği, işini koruma çabası içine gireceği bir sürecin başladığını ifade eden Deri-İş Genel Başkan Musa Servi, “Krizin faturasını işçilerin değil yaratanların ödemesi gerekiyor. Bunun için bir güç birliğine ihtiyaç var. Sendikaların genel saldırılara karşı birlikte mücadele etmeleri yerine, yolsuzlukların öne çıktığını, olağanüstü genel kurulların yapıldığı bir yıl olarak geçti 2008. Emek örgütleri olarak bu süreci iyi tahlil edip, ortak mücadeleyi örmemiz gerekiyor” dedi.
Tez Koop-İş Genel Başkanı Gürsel Doğru, 2008 yılının çalışanlar açısından kayıplarla kapatılan bir yıl olduğuna dikkat çekti. Doğru, “Yeniden bir diriliş sürecini başlatmamız gerekiyor. Bu hareketlilik sendikalara olan güveni de artıracaktır. Bütünleşerek bir karşı koyuş örgütlenmeli” dedi.
Militan direnişler olacak
Basın-İş Genel Başkanı Yakup Akkaya ise “2008 yılında her gün işten atmalar, kapanan fabrikalar vardı. 2009’da en büyük sıkıntı bu. Mevcut örgütlü yapıyı da bir araya getirecek bir hamle yapılmadı. Önderlik yapacak olanlar konfederasyonlardır ama bunu yapmıyorlar. Onlar bile sendikaları bölüyorlar, bizim böyle bir lüksümüz olamaz. Güç birliği yapmamız gerekiyor” diye konuştu.
Limter-İş Genel Başkanı Cem Dinç, 2008 yılının işçiler ve emekçiler açısından bir direniş yılı olduğunu da görmek gerektiğini söyledi. Birçok sektörde direnişlerin yaşandığına, işçilerin örgütlenmek için mücadele ettiğine, tersanede olduğu gibi fiili grevlerin yaşandığına dikkat çeken Dinç, 2009’un militan direnişlerin yaşanacağı bir yıl olacağını kaydetti.
Genel-İş Genel Başkanı Erol Ekici de “2008’e baktığımızda işçi sınıfı açısından parlak bir yıl olmadığını görüyoruz. İşsizlik, açlık, sefalet yaşandı. Kriz bizi teğet geçti, fırsata dönüştüreceğiz, deniyordu ama bunu fırsata çevirenler Başbakan ve yakın çevresi oldu. İşçiler açısından bir fırsat olmadı. İşten atmalar yaşandı” diye konuştu. Ekici, her şeye rağmen; sendikaların ve halkın suskunluğuna rağmen bunları tersine çevirebilecek fırsatların da doğacağını belirterek, sendikaların bunu iyi değerlendirmesi gerektiğini dile getirdi. (İstanbul/EVRENSEL)
Gelecekten umutluyuz

KESK Genel Başkanı Sami Evren:
Kapitalizmin en derin krizinin 2008’de yaşanması, tarih olarak bu yılı belleklerimizde tutacaktır. İşten atmaların ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin had safhada ortaya çıktığı bir yıl olarak anılacaktır. Sendikal hak ve özgürlere en fazla saldırının olduğu bir yıldır, 30’dan fazla yurttaşın sokak ortasında vurulduğu, işkencede öldürüldüğü, demokratik açılımların gerçekleşmediği bir yıl olarak anılacaktır. Kürtlerin barış talebine Başbakan’ın “Ya sev ya terk et” dediği yıl olarak anılacaktır. 1 Mayıs’ın yasaklandığı ve binlerce emekçiye gaz bombası atıldığı bir yıl olarak anılacaktır. 2009 yılı mücadele yılıdır, başka şansımız yoktur.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi:
Geride bıraktığımız yıl, başta emekçiler olmak üzere toplumun geniş bir kesimi için ne yazık ki olumsuzluklarla doludur. Ama gelecekten umutluyuz. 2009, küresel krize, AKP’nin yıkım politikalarına karşı emek cephesinin mücadele yılı olacaktır. Herkese bu konuda görev düşmektedir. DİSK olarak görevimizin bilincindeyiz ve görev başındayız. Bunu başaracak ve 2009’u yükselen emek cephesinin güçlü sesiyle inşa edeceğiz. İnsanca yaşanacak bir ülkeye kavuşmak için yaptığımız yürüyüşümüzü tüm engellere, zorluklara rağmen sürdüreceğiz; yılmadan yola devam edeceğiz.
BES Genel Başkanı Osman Biçer:
2008 yılı, öncesindeki yıllar gibi emekçiler için hak ihlallerinin arttığı, işten atmaların yaşandığı, her türden hak ihlallerinin yaşandığı bir yıl oldu. Ekonomik krizle birlikte ufak ufak da olsa toplumsal muhalefet girişimlerinde bir araya gelme fikri yaygınlaşıyor. 2009 yılında bizim için umut verici olan budur. Ekonomik krizin emek ve demokrasi güçlerinin güçlenmesine biraz daha katkı sunacağını düşünüyoruz. Böylesi dönemler genel olarak faşizme doğru gider; emekçi eksenli bir mücadelede ısrarlı olunursa, emekçiler bunu tersine çevirir. 2009 da buna gebedir.