2 Ocak 2009 Cuma

TRT 6 koruculuğun bir başka şeklidir

Mezopotamya Kültür Merkezi'nin (MKM) yöneticileri ve sanatçıları, Kürtçe yayın yapmaya başlayan TRT 6'nın devam eden koruculuk sisteminin bir başka versiyonu olduğuna dikkat çekerek, Kürtlerin kimlik ve kültürel hakları anayasal güvence altına alınmadan sergilenecek her yaklaşımı bulmayacaklarını vurguladı.

MKM'nin yöneticileri ve sanatçıları, Kürtçe yayın yapmaya başlayan TRT 6'ya ilişkin Galatasaray Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Açıklamaya çok sayıda Kürt sanatçının yanı sıra DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, DTP İl Başkanı Halil Aksoy, SDP İl Başkanı Yaman Yıldız, İstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı Sami Tan ve özgür basın çalışanları da katıldı.

Sanatçılar adına açıklama yapan Murat Batgi, Kürt toplumunun tepeden hazırlanan projeleri benimsemediğini ve kabul etmediğini belirterek, Kürt toplumunun kabul etmediği bir projenin başarıya ulaşma şansının olmadığını dile getirdi. Kürt toplumuna hizmet etmeyecek bir projenin barışa da hizmet etmeyeceğini ifade eden Batgi, söz konusu projenin neyin hizmetini yapacağını sordu. Böyle bir projenin ilkin barış için kalıcı bir şekilde atılabileceğini ifade eden Batgi, "Hiç olmasa böyle bir proje psikolojiler üzerindeki duvarları yıkardı. Bu konuda Kürt halkı ve onun örgütlü iradesi ile açığa çıkardığı sanatçıları, aydınları, kurumlaşmaları asıl muhataplardır. Devlet erki ve onun siyasi iktidarı AKP'nin bu temel gereklilikleri göz ardı eden bir yüzeysellik içinde oldukları açıktır. Bu anlayış ve yaklaşım, gözünde, egemen zihniyetin toplumsal sorunlara yaklaşımındaki kendine göreliği ve ciddiyetsizliği de yansıtmaktadır" dedi.

KÜRTÇE TV İNANDIRICI DEĞİL

Devletin yaklaşık 80 yıldır bir asimilasyon politikası uyguladığını ifade eden Batgi, ilk bakışta olumlu bir adım gibi görünse de özünde, projenin biçimi, kurgu ve içeriği dikkatli incelendiğinde Kürt halkının kültürel taleplerini karşılamaktan uzak olduğunu ve inkar politikasının güncel bir versiyonu olarak sırıttığını belirtti. Böyle bir yöntem ve biçimle sunulmaya çalışılan Kürtçe TV kanalının, samimi, ciddi ve sorunun çözümü için inandırıcı bir tarafı bulunmadığını aktaran Batgi, "Çünkü bir taraftan Kürt dili, kimliği ve kültürü üzerinde akıl almaz baskı ve yasaklamalar uygulanmaya devam edecek, binlerce yıllık bölge, şehir, ilçe ve sokak isimlerini yasaklayıp Türkçeleştireceksiniz. Kürtçe isimlere tahammül edemeyip yasaklayacaksınız. Bir taraftan da Kürtçe TV açıyoruz, izleyin diyeceksiniz. Bir taraftan, görkemli bir demokratik direniş ile büyük bedeller ile yaratılmış Kürt kimliği, kültürü ve onun örgütlü kurumlarını hedefleyip baskı, yasaklama ve neredeyse günlük kapatmalarını rutin bir yönelim kültürü haline getireceksiniz, bir taraftan da yasakladığın şeyi sözüm ona kendin uygulayacaksın. Kürt sanatçıları ve aydınları olarak toplumsal barışa hizmet etmeyeceğine inandığımız bu projeye elbette şüpheyle bakacağız ve orada çalışmayı ret edeceğiz. Çünkü bizce bu projede cevabı olmayan birçok soru var" dedi.

KÜLTÜREL HAKLAR GÜVENCE ALTINA ALINSIN

Geçtiğimiz günlerde DTP'li milletvekillerinin Meclis'teki Kürtçe konuşmalarının "bilinmeyen bir dil" olarak kayda geçirilmesini hatırlatan Batgi, "Meclis tutanaklarında bilinmeyen bir dil olarak lanse edilen Kürt dili, bu TV sayesinde nasıl bilinir hale getirilecek? Bu açılımın zamanlaması itibari ile önümüzdeki yerel seçimlerle bir ilişkisi var mıdır? Ve en önemlisi 'Aynı gökyüzünün altındayız' diyorsunuz. O gökyüzünden üzerimize bombalar yağmaya devam edecek mi? Yoksa Saddam gibi bir taraftan yeni Halepçeler yaratıp diğer taraftan bunu Kürtçe şarkılarla mı karşılayacaksınız?" diye konuştu. Batgi, Kürtlerin kimlik ve kültürel hakları anayasal güvence altına alınmadan, yasal mevzuatlar bu anlamıyla bu ilkeye denk güncellenmeden sergilenecek her yaklaşıma şüpheyle bakacaklarını ve samimi bulmayacaklarını vurguladı.

TRT 6 TOPYEKİN SAVAŞIN BİR PARÇASI

Kürt dili ve kültürü adına kimin neyi nasıl temsil edeceği ve kimler aracılığıyla temsil edeceğinin kapalı kapılar ardında belirlenmesinin, bu temsil anlayışının askeri ve siyasi alandaki koruculuk politikasının kültürel koruculuğa uyarlanmak istenen hali olduğunu belirten Batgi, şöyle konuştu:

"Bizce ulaşılmak istenen sonuç şimdiden fiyaskodur. Ayrıca vurgulamak gerekir ki bu yaklaşım ve tutum siyaseten pragmatist gayri-ahlaki bir yaklaşımdır. Kürt halkını ve genelde bir toplumu yanıltma, örgütlü, özgürlük bilinci ve iradesini hala yok sayma, yani inkarda ısrarcı olmadır. Biz Kürt sanatçılar olarak, üzerimizde bu kadar baskı varken, anadilimiz, kimliğimiz ve kültürümüzü geliştirme, açığa çıkarıp halkımıza ve insanlıkla paylaşma yönünde bunca yasal engel ve baskı mekanizmaları hala dururken, kurumlarımız ve bizler üzerinde sayısız soruşturmalar hala devam ederken, devletin Kürtçe tv girişimini hukuksal ve ahlaki olarak samimiyetten, inandırıcılıktan uzak görüyoruz. Hiçbir biçimde bu çalışma içinde olamayacağımızı, destek sunmayacağımızı ifade ediyoruz. Kendisini Kürt halkının sanatçıları ve dostları olarak gören aydın ve sanatçılardan da özce ifade etmeye çalıştığımız hassasiyetlerimizi anlamaya ve paylaşmaya davet ediyoruz. TRT 6 barışın müjdecisi olmalıydı, topyekun savaşın bir parçası değil. TRT 6 halkların kardeşliğinin hiç bitmeyen sesi olmalıydı, günlük politikaların değil. TRT 6 hümanizmin sesi olmalıydı, militarizmin yedek gücü değil."

Açıklamayı çok sayıda basın mensubunun takip etmesi dikkat çekti.

ANF / 02.01.09