22 Şubat 2009 Pazar

AKP Diyarbakır mitingi fiyaskoyla sonuçlandı

Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Diyarbakır'da yaptığı konuşmasında Kürt sorununun çözümüne dönük herhangi siyasi bir mesaj vermezken, kömür yardımlarını savunması ve TRT 6'yı seçim propagandası olarak kullanarak oy istemesi dikkat çekti. Erdoğan, Diyarbakır'a yönelik ayrımcılık yapmadıklarını savunurken, günlerdir hem AKP'nin hem de kamu kurumlarının tüm imkânlarını kullanarak mitinge katılımı sağlamak için yapılan çalışmalar ise fiyaskoyla sonuçlandı. AKP'nin Diyarbakır'da seçim mitingi polisler ve korucularla beraber on bin kişiyi aşamadı.

Erdoğan, Diyarbakır'da katıldığı seçim mitinginde Kürt sorununu yine 'güvenlik ve ekonomik' sorunu olarak dile getirdi. Mitingin düzenlendiği İstasyon Meydanı'nda Türkçe ve Kürtçe 'TRT 6 hayırlı olsun' yazması dikkat çekerken, miting alanında bulunanların büyük çoğunluğunun kırsal kesimden olması ve farklı kentlerden araçlarla getirildi. Yine kentte kamu kurumlarında çalışan işçeler de alana kurum müdürlerinin talimatı ile getirilirken, Süleyman Demirel Kampusu'nda yatılı olarak öğrenim gören öğrenciler de okul müdürlerinin baskısı ile alana toplu hale getirildi. AKP'nin tüm uğraşlarına rağmen ve kamunun tüm imkanlarının seferber etmesine rağmen alanda sayı on bini aşmazken, alanda sorunlarını pankartlarla dile getirmek isteyenleri polisler engelledi. Yine özellikle sahnenin İstasyon Meydanı'nın ortasına konulması ve yan taraflardan kamyonlarla alanın daraltılması ise AKP'nin 'meydan oyunu' yorumlarına yol açtı.

İstasyon Meydanı'nda platform üzerinde eşi Emine Erdoğan ile birlikte çıkan Başbakan Erdoğan, 'Türkiyeli olmak ruhu budur. Mitinge gelmedik sadece. Dev projeler içinde buradayız. Siyasette tek arzumuz insanımıza hizmet etmektir. Gönüller kazanmaktır. Diyarbakır da çıtayı yükselttik. Diyarbakır için Kutbettin Arzu dedik. Bu evladınızı bu sefer güçlü bir iradeyle kucaklayacaksınız. Yegane arzumuz barış içinde demokratik bir yarış olmasıdır' dedi. Geçmiş yılların yanlışını hep birlikte düzelteceklerini ileri süren Erdoğan, '29 Mart büyük Türkiye iradesi sandıktan çok daha güzel olarak çıkacak. Defalarca yüksek gönlünüze gölgelemek isteyenlerin elini boşa çıkardınız. Yıllarca kendilerini gizleyerek haksızlık üretenler deşifre oluyorlar. Yaşanan sürecin adı Türkiye için bir arınma sürecidir. Temiz toplum temiz siyaset temiz yönetim sürecidir. İnanıyorum ki bu arınmayı en çok sizler hissediyorsunuz. Hakkaniyet sahibi olan herkes kabul eder ki bugün ne 1980 yılların kabusu ne 1990'lı yılların karanlık odaları vardır. Karanlık odalardan arınıyor. Biz bu karanlık odak filminin her karesini ezberledik. Suç örgütlerinin hangi aktörleriyle iç içe geçtiğini biliyoruz. Perde gerisinde birbirlerini nasıl beslediklerini biliyoruz artık. Bu ülkenin evlatlarını zehirleyenlerin oyunları akamete uğrayacaktır. Artık bu karanlık filmi izlemek istemiyoruz' dedi.

'Ayrımcılık yapmadık' savunması

'Birlikte kurduğumuz cumhuriyete sahip çıkıyoruz. Demokrasiye inanıyoruz' diyen Erdoğan ise 15 Şubat'ta yaşanan olaylarda DTP binasının gaz bombası ile saldırıya uğramasını ve onlarca insanın yaralanmasını görmezden gelerek, 'AK Parti binasını taşa tutanlar demokrasi ve bu milletin iradesini taşa tutmuş olmuyorlar mı? Esnafa zorla kepenk kapatanlar diğer partilerin adaylarını ailelerini baskılarla tehdit almaya çalışanlar bu millete saygısızlık yapmıyorlar mı? Bu kentin huzur şehri olmasından kimler niçin rahatsız oluyorlar. Biz bize oy vermeyenlerinde hukukunu haklarını korumayı savunmayı asli vazifemiz biliyoruz. Kimsenin ötekileşmesini istemiyoruz' diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ülkesine aidiyetini yaralayan zedeleyen hangi engeller varsa onları ortadan kaldırmak istediklerini söyleyen Erdoğan, 'Vatandaşlar arasında ayrımcılık yapmadık yapmayacağız. 3 kırmızı çizgimizden taviz vermedik vermeyeceğiz. Etnik siyaset ve etnik milliyetçilik yapmayacağız. Çünkü bunlar Türkü

Kürt'ten, Lazı Çerkez'den her birini birbirinden ayırt edip bir birine düşman eden yaklaşımlardır. Bölgesel milliyetçilikte yapmayacağız. Doğuyu batıdan kuzeyi güneyden ayırmayacağız. Çünkü güneydoğuyu kalkıp ta batıya, doğuyu batıya, kuzeyi güneye asla düşman nazarıyla baktırtmayacağız. Aradaki adil dağılımı da gidereceğiz' şeklinde konuştu.

Bir Baykal'a bir DTP'ye yüklendi

Diyarbakır'a gönderilen kaynaklar arasında hiç bir fark gözetilmediğini ifade eden Erdoğan, 2003-2007 arası 307 trilyonun Diyarbakır'a gönderildiğini ileri sürdü. Gerçekçi hiçbir projeni geri gönderilmediğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: 'Biz diyoruz ki hepimiz bu ülkenin asli unsuruyuz. Kimse kimseye misafir muamelesi yapamaz. Bu ülke bu vatan bu bayrak bizim. Birlikte koruyacağız. Boşaltılan köylere yeniden hayat getirdik. 14 ilde 25 bin haneden 151 bin kişi eskiden yaşadıkları köylere geri döndü. Bunun için 83 trilyon harcama yaptık. Ülke fotoğrafına bütün olarak bakamazsak büyük düşünemeyiz. Marjinal dil ile politika yapanlar marjinal dile teslim olurlar. Bir çeteyi bir ordu gibi gösterirler. Ağaca bakarlar ama ormanı görmezler. Onlar daima küçük olsun benim olsun derler. Siz onların kim olduğunu iyi bilirsiniz. Onlar milletin talepleri karşısında devletimize körlük tavsiye ederler. Demokrasiyi milletten esirgerler. Batıyı kazanalım doğuyu kaybetsek de olur demedik. Sayın Baykal diyor ya, 'Sayın başbakan Diyarbakır'a niye gidiyor.'. Burası benim vatanım. 81 vilayetimden bir tanesi. Nasıl gelmem buraya. Ama Sayın Baykal gibileri Sivas'tan bu tarafa zaten gelmiyorlar ki.'

'TRT 6' Erdoğan'ın seçim malzemesi oldu

Erdoğan, 'Kar maskeleri ardında yüzlerini gizlediler. Bu ülkede sembolik çatışma alanları özellikle korundu. Nazım Hikmetin iade itibarını 60 yıl boyuca tartıştık durduk. Nice gencimiz bu yüzden Türkiye'nin tarihi ile barışamadı. Bu sembolik tartışmalar yüzünden ne şivanlar ne civanlar annelerinden ayrı kaldı. Annelik mezhep, din, etnik ayrıma takılmaz. Biz istiyoruz ki anneler üzülmesin. Gözyaşı dökülmesin. Yavruları da istismar edilmesin. Bu acılara son verilsin artık. TRT şeş be xerbe dedik. TRT Şeş hayırlı olsun dedik. Devlet ve toplumun birlikte güç kazanması kimin oyununu bozdu. Birileri neden bize hayırlı olsun diyemedi. Muhalefet karşı çıktı. Yoksa onlarda buranın CHP'si mi olmak istiyorlar. Onlarda mı sosyal devlet ilkesinin rafa kalkmasını istiyorlar. Onlarda mı demokrasinin güçlenmesinden rahatsız oluyorlar. Baykal'ın avukatlık ruhsatı yakında belki de 29 Mart günü millet eliyle iptal olacaktır' dedi. AKP iktidarında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne 11.7 milyar YTL'lik yatırım yapıldığını ileri süren Erdoğan, GAP Eylem Planı çerçevesinde 2013 yılına kadar 27 milyar harcayacaklarını iddia eti. Erdoğan, Diyarbakır'a ilişkin ise sözlerini şöyle sürdürdü: 'Diyarbakır'da kalitesiz bir belediyeciliğe mahkum değildir. Diyarbakır'ın modern büyük bir şehir olmasını istiyoruz. Dicle vadisini hayat fışkıran bir mesire yerine çevirmek istiyoruz. Diyarbakır'ı asli hüviyetine ve modern şehre kavuşturmak istiyoruz. Bunlar ideoloji ile olmaz. Bunlar belediyeciliği bilenler tarafından olur. 30 Mart'ta
yeni bir Diyarbakır farklı bir şekilde ele alınacak.

Erdoğan 'kömür'e devam dedi

Kamuoyunda tartışma yaratan çamaşır makinesi ve kömür yardımlarının da devam edeceğini söyleyen Erdoğan, 'Kömür yardımları devam ediyor. Onlar istediği kadar bağırsın çağırsın. Bunlar devam edecek. Şu böyle demiş bunlar bizi ilgilendirmez. Bunları yapacağız. Her yıl ortalama 65 bin ailemize kömür yardımı yaptık. Diyarbakır'ın kendi girişimcileri bile buraya gelemiyor. Gelmiyor. Onun için oylarımızı verirken dikkat edeceğiz' dedi. Daha sonra Arzu'yu sahneye çağıran Erdoğan, Arzu'nun boyunun

kısalığına takılarak, 'Kutbettin Arzu'nun boyunun böyle küçük olduğuna bakmayın. Atom karıncadır. Ben inanıyorum, güveniyorum. Diyarbakır'ı iyi okuyan biri olarak güveniyorum' dedi.

Arzu'dan ilginç sözler

Erdoğan'dan önce konuşan Tarım Bakanı Mehdi Eker ise, AKP'nin Kürt sorununu çözdüğünü ileri sürerek, 'Biz Diyarbakır'da barış içerisinde bir yarış istiyoruz. Diyarbakır'ın 3 temel sorunu vardı AKP gelmeden. Adı konmayan Kürt sorunuydu. Bu sorunu barış içerisinde çözen AK Parti hükümetidir. 10 yıldır Diyarbakır belediyeleri bizden devletten hükümetten bir ayrımcılığa tabii tutulmadan, diğer şehirler kadar yardım destek aldı' dedi. AKP'nin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kutbettin Arzu da, 'Ben değişmedim. Hep sizden biri oldum. Diyarbakır'ın kapılarını barışa kardeşliğe açıyorsunuz. Diyarbakır yerel-yönetimlerden 10 yıldır hizmet almamış. 10 yıl laf üretilmiş. Barıştan kardeşlikten söz ediyorlar. Ama siz görüyorsunuz, sizi ötekileştirmiyorlar mı? Dostluğu geliştireceğiz diyorlar. Ama maalesef Kürtlerin bile partisi olamadılar. Kürdün Kürt ile olan kardeşliğini bozdular' diye konuştu. DİHA