ABD ve NATO’nun Taliban ve direnişçi diğer örgütleri yenmesinin muhtemel olmadığı belirtilen raporda, takviye asker gönderme girişiminin yeni bir strateji oluşturulmazsa çok anlamı olmayacağı ifade edildi.
ABD Kongresi tarafından mali olarak desteklenen düşünce kuruluşu Barış Enstitüsü, Afganistan’da uygulanan “terörle mücadele” konseptinin çözüm getirmediğini ifade etti. Seth G. Jones ve C. Christine Fair tarafından kaleme alınan raporda, uluslararası çabaların başarısı için acil olarak strateji değişikliği gerektiği bildirildi.
Barack Obama yönetiminin Afganistan’a bu yıl 30 bin takviye asker göndermeyi planladığı bir dönemde hazırlanan raporda, Afganistan’da mücadelenin tamamen kaybedilmediği, ancak yeni adımlar atılması gerektiği kaydedildi. Afganistan’da istikrarı sağlamak için gösterilen iç ve dış çabalardaki belirgin eksikliklerin saptanması için 12 aylık bir araştırma sonunda “Afganistan’ı Korumak” başlığıyla hazırlanan raporda, yetkililer ve uzmanların, “ABD’nin 7 yıldır savaşın sürdüğü Afganistan’a takviye asker gönderme girişiminin yeni bir strateji oluşturulmazsa çok anlamı olmayacağı” görüşünün ağırlık kazandığı da vurgulandı.
‘ULUSLARARASI TOPLUM NET DEĞİL’
Raporda, istikrar için uluslararası çabaların 7 yıldır çok başarılı olmamasının nedenleri arasında; uluslararası toplumun Afganistan’da neye gerek olduğunu net olarak anlayamaması, bağışçı ülkelerin güvenlik destek programlarının tam olarak planlanmasının yapılamaması gösterildi.
Bağışçı ülkelerin yardım taahhütlerini tamamen yerine getirmediği belirtilirken, Afganistan’la ilgili stratejilerin bölündüğü, Afganistan’a katkıda bulunan ülkeler, ülkedeki en büyük tehdidin El Kaide, uyuşturucu ticareti ya da diğer konular olup olmadığında dahi anlaşamadığı için bazı çabaların ters teptiği ifade edildi.
Raporda, ülkede polis gücü kurma çabalarının hayal kırıklığına yol açtığı, eski savaşçılar ve militanları silahsızlandırma çalışmalarının da neredeyse “ölmek üzere olduğu” belirtildi.
‘TALİBAN’I YENMEK MUHTEMEL DEĞİL’
Raporun tavsiye bölümünde, ABD ve uluslararası müttefiklerinin Afganistan’da esas amaçlarını yeniden incelemesinin gerekliliği ifade edilirken, önceliğin Afganistan ve komşusu Pakistan’ın El Kaide ve Taliban gibi “terör” gruplarının üssü olarak kullanılmasını durdurmak olması gerektiği görüşü bildirildi.
Raporda, ayrıca tüm ülkede düzeni sağlayacak güçlü bir merkezi hükümet kurulması umutlarından vazgeçilmesi gerektiği, bunun ülkenin tarihine de aykırı olduğu, bu nedenle aşiretler ve yerel kuruluşların da ülke yönetiminde etkin hale getirilmesi için teşvik edilmesi gerektiği kaydedildi.
“ABD ve NATO’nun Taliban ve direnişçi diğer örgütleri yenmesinin muhtemel olmadığı” belirtilen raporda, bundan dolayı, gönderilecek takviye askerlerin, Afgan güvenlik güçlerine, ülkeyi nasıl denetimlerine tutacaklarına dair yol gösterici görev üstlenmeleri gerektiği ifade edildi.
BİR İNGİLİZ ASKERİ DAHA ÖLDÜ
İngiltere Savunma Bakanlığı, Afganistan’ın güneyinde bir İngiliz askerinin öldüğünü açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Helmand eyaletinde Afgan askerleriyle bir devriye görevindeki İngiliz askerin çatışma sırasında vurularak hayatını kaybettiği belirtildi. Bu askerin ölümüyle, 2009 başından beri 8 İngiliz askeri hayatını kaybetmiş oldu. Afganistan işgalinin başladığı 2001’den beri ise bu ülkede 145 İngiliz askeri öldürüldü.
HOLBROOKE’DAN ‘TERÖR’ UYARISI
ABD’nin Pakistan ve Afganistan Özel Temsilcisi Richard Holbrooke, ABD, Pakistan ve Hindistan’ın “terörist örgütlerden kaynaklanan benzer tehditlerle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Holbrooke, bölgeyi ziyareti kapsamında son durağı olan Hindistan’da Dışişleri Bakanı Pranab Mukherjee ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “60 yılda ilk kez, bağımsızlıktan bu yana, ülkeniz (Hindistan), Pakistan ve ABD; hükümetlerimiz, başkentlerimiz ve halklarımız üzerinde doğrudan tehdit oluşturan bir düşmanla karşı karşıyadır” dedi. (DIŞ HABERLER)
--------------------------------------------------------------------------------
GEÇEN YIL 2 BİN 118 SİVİL ÖLDÜ
Birleşmiş Milletler (BM), Afganistan’da geçen yıl 2 bin 118 sivilin yaşamını yitirdiğini açıkladı. BM’nin dün yayınladığı rapora göre, sivil ölümlerin yüzde 55’inden militanlar sorumlu. ABD önderliğindeki NATO ve Afgan askerleri ise sivil ölümlerin sadece yüzde 39’undan sorumlu olduğunu iddia ediyor. Uzmanlar, geriye kalan 130 kişinin iki ateş arasında kalarak hayatlarını kaybettiğini ifade ediyor.
Rapora göre, Amerikan, NATO ve Afgan güçlerinin sebebiyet verdiği sivil ölümler 2007’ye oranla 2008’de yüzde 31 oranında yükseldi. İşgal güçleri, 2007’de 629 sivilin ölümüne neden olmuştu.
--------------------------------------------------------------------------------
TERÖRLE MÜCADELE ADINA İNSAN HAKLARI İHLAL EDİLİYOR
Cenevre merkezli Uluslararası Hukukçular Komisyonu (International Commission of Jurists) tarafından hazırlanan rapor terörle mücadele siyasetlerinin sonuçlarını masaya yatırdı. Üç yıllık bir araştırmanın ürünü olarak rapor hazırlayan komisyon, terörle mücadele yasa ve politikalarının derhal yeniden gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.
Araştırması kapsamında 40 ülkenin “terörle mücadele” önlemleri incelendi. Hükümet yetkililerinin, terör kurbanlarının ve terörizm zannıyla tutuklanan kişilerin görüş ve önerileri dinlendi.
Komisyonun raporunda, birçok devletin terör korkusundan istifade ederek işkence, yargıya havale etmeksizin gözaltı ve adam kaçırma gibi yasadışı eylemleri hayata geçirdiği vurgulanıyor. Raporda, “liberal demokrasiler” olarak adı geçen ABD ve İngiltere gibi ülkelere özellikle ağır eleştiriler yöneltiliyor. Uluslararası Hukukçular Komisyonu, geçmişte insan haklarının savunucusu olan bu ülkelerin şimdi uluslararası hukukun standartlarını bizzat kendilerinin ihlal ettiğini belirtiyor.
Örgütün üyeleri arasında dünyanın en itibarlı hukuk uzmanlarından bazıları dikkat çekiyor. Eski İrlanda Cumhurbaşkanı ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mary Robinson ve Güney Afrika’nın Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Arthur Chaskelson gibi isimleri bir araya getiren komisyon, çok sayıda ülkenin terörle mücadele yasalarını derhal iptal etmesi gerektiğini savunuyor. Komisyon, aksi takdirde uluslararası insan haklarının kalıcı biçimde zarar göreceği uyarısında bulundu.
--------------------------------------------------------------------------------
İngiltere’ye ‘yeni strateji’ uyarısı
İngililtere’de hükümetin hazırlamakta olduğu yeni “terörle mücadele stratejisi”nin daha fazla sayıda Müslüman’ın “radikal” diye etiketlenmesine yol açacağı ve Müslümanları sisteme daha da yabancılaştıracağı belirtildi.
The Guardian gazetesi, kabine üyeleri ve güvenlik birimlerinin yöneticilerinin birlikte oluşturdukları yeni stratejinin önümüzdeki ay kamuoyuna açıklanmasının beklendiğini duyurdu. Stratejinin bir Müslüman’ın hangi koşulda “radikal” olarak tanımlanabileceğine dair bölümünü yayımlayan gazete, hükümet ve güvenlik birimlerinin bu konudaki sınırı çok geniş tuttuğu, bu nedenle de Müslüman nüfusun çok büyük bölümünün “radikal” diye tanımlanabilecek hale gelebileceği uyarısında bulundu.
Gazetenin haberine göre, yeni strateji gereği, hilafetin geri gelmesini destekleyen, şeriat yasalarının hakim kılınmasını isteyen, dünyanın herhangi bir yerinde cihada, Filistin’in İsrail’e karşı direnişi dahil, dünyanın herhangi bir yerinde silahlı direnişe destek veren, homoseksüelliğin günah olduğuna inanan, bu nedenle homoseksüel ilişkilerin yasaklanmasını isteyen ve İngiliz askerlerinin Afganistan ve Irak’ta öldürülmesini lanetlemeyi reddeden bütün Müslümanlar, İngiliz hükümetinin gözünde “radikal unsurlar” olacak.
“Contest 2” adıyla hazırlanan terörle mücadele stratejisinin son halini alması için hükümet içinde çalışmaların sürdüğü de kaydedilen haberde, “Bu strateji doğrultusunda aşırı ve radikal tanımına girdiği kabul edilen kişiler ceza yasalarının hedefi haline gelmeyecek, sadece sosyal olarak toplum dışına itilecek ve kamu fonlarından, devlet yardımlarından yararlanmaları önlenecek” denildi.
