21 Mayıs 2009 Perşembe

ADALETİN BÖYLESİ

‘Baran Tursun’u öldüren Polis Oral Emre Atar, tutuksuz yargılandığı davada 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı. 10 polis memuru ise beraat etti. Karara tepki gösteren Baran Tursun’un babası Mehmet Tursun, bir olayda polisin ilk kez suçüstü yakalandığını dile getirdi. Kardeş Şelale Tursun ise tepkisini “İçinde bulunduğum durumdan utanıyorum” diyerek dile getirdi.
SANIK GELMEDİ
Karşıyaka Adliyesi’ndeki 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasına, Baran Tursun’un ailesi, delilleri gizledikleri iddia edilen Asayiş ve Olay Yeri İnceleme Şubelerinde görevli 9 polis memuruyla avukatları katıldı. Tutuksuz yargılanan Atar ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada ilk olarak söz alan baba Mehmet Tursun, oğlunun kabahat sayılacak bir hata yaptığını bunu da hayatıyla ödediğini, Atar’ın da bir suç işlediğini ve cezalandırılmasını gerektiğini söyledi.
AYNI SENARYOLAR
Mehmet Tursun, başta Atar olmak üzere sanık polislerin sürekli olarak ifade değiştirdiklerini, ifadelerinin birbiri ile çeliştiğini belirtti. Atar’ın ayakta ateş ettiğini söyleyen tek polis memuru olan Aytekin Altunışık’ın Burdur’un Bucak ilçesine tayininin çıkarıldığını belirten Tursun, “Türkiye’de nerede polis birisini vursa senaryo aynıdır. Sanık ve tanık polislerin ifadeleri aynı. Kurgu aynı” dedi. Tursun, “Polislerin silahları gayri iradi patlarken ölenler hep bizim çocuklarımız oluyor” dedi.
SAVUNMA: ÖLDÜRME YETKİSİNİ KULLANDI!
Müdahil Avukatlardan Nezahat Paşa Bayraktar da, telsiz kayıtları, yapılan keşif ve bilimsel raporların Atar’ın hedef gözeterek ateş ettiğini gösterdiğini ve kasten adam öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğini belirtti.
Polis Atar’ın savunma Avukatlarından Muammer Yurdakul, sanığın Polis Selahiyet veVazife Kanunu’nun kendisine verdiği yetkiyi kullandığını ileri sürdü. Avukat ‘öldürme yetkisini’ kullanan polisin beraatini istedi.
TEPKİ ÇEKEN KARAR
Konuşmaların ardından Mahkeme Başkanı Mehmet Akarca duruşmaya 1 saat ara verdi. Aranın ardından mahkeme sanığın olayda “Kast olmaksızın sınır aşarak suç işlediğinin anlaşıldığını”; bu nedenle 3 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verdi. Heyet bu cezayı, daha sonra da polisin duruşmadaki ‘iyi hali’ göz önünde bulundurularak 2 yıl 1 ay hapis cezasına indirdi. Alt sınırdan verilen cezanın caydırıcı olması için, ertelenmemesine ve paraya çevrilmemesine karar verildi.
Davada, haklarında “Kamu görevlisine suçu bildirmeme, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, resmi evrakta sahtecilik” suçlarından yargılanan 10 polis ise beraat etti.
SEMBOLİK CEZA
Kararın ardından Karşıyaka Adliyesi önünde açıklama yapan Mehmet Tursun, “Delillere rağmen 2 yıl 1 ay gibi sembolik bir ceza verildi” dedi. Tursun ayrıca, AİHM gideceklerini söyleyen (İzmir/EVRENSEL)
MÜEBBETİ 8 YILA İNDİRDİLER!

Şemdinli Kitabevi’nin bombalanması olayında arabasından ateş açarak bir kişinin ölümüne sebep olan uzman çavuşun cezası açıklandı. Mahkeme önce müebbet hapis verdi ancak “haksız tahrik var” diyerek cezası 8 yıl 4 aya kadar indirdi! Uzman Çavuş Tanju Çavuş yaklaşık 5.5 yıl cezaevinde kalacak. Şemdinli sanıklarından Astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile ayrı mahkemede yargılanan Çavuş, Isparta’da da ki bir cinayette de adı geçiyordu. Ancak Çavuş, bu dava da tahliye edilmişti. Yine Şemdinli davasının diğer sanıkları da askeri mahkemedeki ilk duruşmalarında tahliye edilmişlerdi.
‘BÖYLE DEVAM ET’ DİYORLAR
Davanın müdahil avukatlığını yapan ancak daha sonra mahkemeyi protesto ederek avukatlıktan çekilen Av. Murat Timur sonucu gazetemize değerlendirdi. Timur, böyle bir davada “haksız tahrik indirimi” yapılmasının adil olmadığı söyledi. Timur, “Şemdinli’deki tanıkların ifadeleri ortadadır. Deliller bu olayda herhangi bir tahrik olmadığı göstermektedir” dedi. Timur, Tanju Çavuş’un Şemdinli’den sonra adının İsparta’daki bir cinayete de karıştığına değinerek” Böyle suç makinesi haline gelmiş birine böyle bir ceza hukuki değildir. Kamu görevlilerine verilen bu düşük cezalar ‘aferin iyi gidiyorsun, böyle devam et’ anlamına gelmektedir” diyerek tepki gösterdi.
ŞEMDİNLİ’DE NELER OLDU?
9 Kasım 2005 günü Seferi Yılmaz’a ait Umut Kitabevi bombalandı, patlamada Mehmet Zahir Korkmaz adlı bir kişi hayatını kaybetti. Aynı gün otomobilde keşif yapan savcı ve CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan’ın üzerine ateş açılmış, burada da 1 kişi ölmüştü. Ateş açanın Çavuş, olayda ölen kişinin de Ali Yılmaz olduğu belirlenmişti. Keşif sırasında, astsubaylara ait olduğu belirtilen sivil arabanın bagajında üç kalaşnikof, el bombaları, resmi evrak ve Hakkari ile ilçelerinin haritası ve bir isim listesi bulunmuştu. Listede bombanın patladığı kitabevinin üzerinin kırmızı kalemle çizildiği ortaya çıkmıştı. Yaşanan olaylar Yüksekova ve Hakkari’ye sıçramış, 3 kişi ölmüştü.
39 YIL CEZA VERİLDİ YARGITAY BOZDU
Yargılama sürecinde Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, sanık astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve Veysel Ateş’i, “adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs etmek” suçlarından 39 yıl 10 ay 27’şer gün hapis cezasına çarptırdı.
Ancak Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi, kararı “eksik soruşturma” gerekçesiyle bozarak, davanın askeri mahkemede görülmesi gerektiğine karar verdi. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın ‘Tanırım, iyi çocuklardır’ dediği Şemdinli sanıkları astsubaylar Askeri Mahkeme’deki ilk duruşmalarında ise tahliye edildi Kararı protesto eden müdahil avukatlar davadan çekildi. Arabasından halka ateş eden Uzman Çavuş Tanju Çavuş’un davası da diğer sanıkların davası ile birleştirilmedi ve Çavuş ayrı yargılandı. (HABER MERKEZİ)
CEZAEVİNDE ŞÜPHELİ ÖLÜM

MERSİN E Tipi Kapalı Cezaevi’nde “örgüt propagandası” iddiasıyla hükümlü bulunan ve sara hastası olduğu belirtilen Mustafa Elelçi (19), koğuşunda ölü bulundu. Mersin’de 2008 yılında yapılan Newroz kutlamalarında gözaltına alınarak tutuklanan ve 10 ay hapis cezası alan Mustafa Elelçi (19), bulunduğu B-4 koğuşunda ölü bulundu. Bingöl nüfusuna kayıtlı olan Elelçi’nin dün gece intihar ettiği iddia edilirken, intiharın nasıl gerçekleştiği konusunda ise bilgi edinilemedi.
Cezaevi yetkilileri konuya ilişkin bilgi vermezken, Adana Adli Tıp Kurumu’na götürülen Elelçi’nin cenazesi, yapılan otopsinin ardından Mersin’in merkez Toroslar ilçesi Akkent Mahallesi’nde oturan ailesi tarafından Akbelen Mezarlığı’nda defnedildi. (MERSİN)