19 Mayıs 2009 Salı

Filistin’de insan hakları ihlal ediliyor

Geçtiğimiz günlerde Petrol-İş Sendikası’nda düzenlenen Uluslararası Filistin ve Ortadoğu Konferansı’na birçok sivil toplum örgütü katıldı. Filistin’de temel insan haklarının gasp edildiğini anlatan, İsrail’e karşı Akademik Boykot Grubu’ndan Profesör Rena Barakat ve Abla Albalat Grubu’ndan Hatim Şarla da katılımcılar arasındaydı. Hatim Şarla ve Rena Barakat, Türkiye’de bir farkındalık gördüklerini söyleyerek sorularımızı yanıtladı.

Grubun çalışmaları ile ilgili bilgi alabilir miyiz? İsrail’e karşı neden önemli akademik boykot?
Rena Barakat:

Bu farkındalığı geliştirmek üzere bir hareket, çıkış noktası aslında. Filistin’de temel insan hakları ihlal ediliyor. Öğrenciler okullarına devam edemiyorlar. Ders çalışamıyorlar. Ve bu sömürge politikalarına karşı bir şey yapılması gerektiğini düşündük. Birincisi az önce söylediğim gibi farkındalık yaratmak, ikincisi ise bunu boykot etmek ve buna karış çıkmak. Ayrıca devlet ve akademinin nasıl iç içe olduğunu fark edip burada devletin politikalarına karşı çıkmak. Filistin’deki bu durumun sona ermesi için gerekeni yapmak.

Abni Abbalat nasıl bir grup, etkileri neler? Neler yapıyorlar?
Hatim Şarla:
Bu devrimci bir organizasyon. Devrimci Filistin hareketinin organik bir uzantısı. 1948’den sonra o topraklarda kalan Arap halkının politik, ekonomik ve sosyal haklarını savunmak üzere kurulmuş, onun haklarını savunan bir hareket, organizasyon.

Hiç Antisemitizm suçlamasıyla karşı karşıya kaldınız mı?
Rena Barakat:
Filistin ile ilgili bir şey yaptığınızda zaten bu genel bir tepki; Antisemitizm ile suçlanmak. Bizim yaptığımız şey sömürgeci, faşizme karşı çıkmaktır. Antisemitizm ile suçlanmamız doğru değil. Biz antisömürgeci ve antifaşistiz. Antisemitizm Yahudi karşıtlığıyla aynı şeydir. Siyonizm başka bir şeydir.

Hatim Şarla:
Devlet kendini demokrasinin tek kaynağı olarak görüyor. Filistin’de durum biraz daha farklı. Orada asgari işgal var. Özelikle Gazze’de. Filistinliler vatandaş değiller. Haklardan yararlanamıyorlar. Devletin ırkçılık ve faşizmi günlük hayatta da görülebiliyor. Oradaki Araplar hiçbir hizmetten yararlanamıyorlar. Arap köylerine hizmetler götürülmüyor. Okullar yok, hastaneler yok. Ya da yeterince çalışmıyor. Özel kurumlarda ve kamu kuruluşlarında hiçbir şekilde bir konuma gelemiyorlar. Devletin ırkçılığının başka bir örneği de Muhammed Esat tutuklandı ve pasaportuna el konuldu. Yurtdışına çıkmasına izin verilmiyor.

Filistin halkının verdiği mücadelenin bugün geldiği durum nedir?
Rena Barakat:
60 yıl önce nasılsa mücadele, şimdi de aynı şekilde sürüyor. Sadece değişen ufak tefek şeyler oldu. Hareketin temeli aynı. Ve temelde emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı bir mücadeledir. Çünkü bombalar düşmeye devam ediyor. Bir sürü kontrol noktaları hâlâ var. Batı Şeria’da evler yıkılmaya devam ediyor. İsrail emperyalist güçler olmadan bugünkü İsrail olamazdı. Bu emperyalist gücün de ABD olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu ABD’ye karşı da yürütülen bir mücadeledir. Dolayısıyla Filistin’in mücadelesi sadece kendi mücadelesi değil, bu sömürgeci politikalara karşıdır. Bu sadece Filistin’in değil bütün Ortadoğu’nun sorunudur.

Hamas ve El Fetih’in Kahire’de yürüttüğü birlik hükümeti görüşmeleri var. Bu birlik hükümetinden nasıl bir sonuç çıkacağını düşünüyorsunuz ? Ya da Filistin halkı için birlik hükümetinin önemi ne?

Hatim Şarla:
Bunların yararlı görüşmeler olduğunu düşünüyorum. Ulusal birlik için önemli görüşmeler. Ulusal birlik şu an elde edilmesi gereken bir şeydir. Bu aynı şekilde sömürgeci politikalara karşı da yürütülen görüşmelerdir. Bu görüşmelerde geçmişteki hatalardan ders alarak daha iyi bir yere gelineceğini umut ediyorum.
Bir de İsrail’in içinde Avigdor Lieberman gibi neofaşist olarak da bilinen bir politikacı dışişleri bakanlığı yapıyor. Lieberman’ın içinde olduğu sağ bir hükümet şu an İsrail’in başında. Bu barış sürecini nasıl etkileyebilir?

Hatim Şarla:
Siyonist partilerde sağ sol yoktur. Sadece retorikleri farklıdır. Hepsi aynı görüştedir. Bir vatandaş olarak her rejimle her hükümetle birlikte aynı şeylerden sıkıntı çekiyoruz, aynı şeylerden acı çekiyoruz. Katliamların bir şekilde sürmeye devam ediyor. En ciddi katliamların da sol hükümetler döneminde yaşadık.

Rena Barakat
Liberman’ı faşist veya neofaşit olarak adlandırmakta haklısınız. Ancak İsrail hükümetlerinin hepsinin ikiyüzlü söylemlerine tanık olduk, hepsini gördük. Fakat İsrail toplumundan çok fazla bir şey bekleyemiyoruz. Ancak bu dayanışma bizi güçlendirecektir.

Şu anda Filistin sorununda iki devletli çözümü öneren Barack Obama dönemindeyiz. Obama’nın bu sürece ne tür bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz?

Hatim Şarla:
Obama, eski emperyalist gücün yeni emperyalist başkanıdır. Tek bir kişiden bir şey bekleyemeyiz. Çünkü o bunu istese bile sistem buna izin vermeyecektir. Ve buna dair bir gönüllülük yoktur. Amerikan başkanının ne düşündüğü çok önemli değil. Çünkü neticede onunla iş birliğine gidilemez ya da ondan bir şey beklenemez. Çünkü bu sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı bir mücadeledir.

Son olarak Türkiye’ye ne mesaj vermek istersiniz? Neler söylemek istersiniz?
Rena Barakat:
Buraya geldiğimde gördüğüm farkındalıktan çok etkilendim, çok şaşırdım. Bunu oradaki insanlara anlatacağım. Oradakilerle paylaşacağım. Bu dayanışma ve desteğin sürmesini ve eyleme dökülüp dönüştürücü güç olmasını istiyorum. Bu mücadelemizde birlikte olalım diyorum.

Hatim Şarla:
Gazze’deki katliamlarda Arap liderler sesiz kalırken Tayyip Erdoğan’ın tepkisi çok anlamlıydı. Bize umut verdi. Türk halkından bizimle desteğini ve dayanışmasını sürdürmesini istiyoruz. Birlikte hareket edelim diyoruz. Ve İsrail ile ilişkilerin azalmasını istiyoruz.
Evrensel