5 Mayıs 2009 Salı

Kamuda esnek çalışma rejimi yeniden gündemde.

AKP Hükümeti kamu yönetimini ve kamu hizmetlerinin sunumunu piyasalaştırmaya yönelik düzenlemeleri fiilen yaşama geçirirken bu konuda yasal düzenlemeleri uzunca bir süredir rafa kaldırmıştı. Belki de yasama organı, geçen bu süre içinde emekçilerin eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi sosyal haklarını ortadan kaldırıp, sermaye için istihdamı neredeyse bedava hale getirecek yasal düzenlemeleri yapmaktan buna fırsat bulamamıştı.!



Nihayet Hükümet, devletin dönüşümü anlamına da gelen kamu yönetimi ve kamu personel rejimini piyasa koşullarına göre yeniden düzenleyecek yasaları gündemine aldı. Hem de tam krizle birlikte devletlerin hazinelerinin kapısını açmasının kimilerince “Keynesyen politikalar geri mi geliyor” beklentisinde dönüştüğü bir dönemde…

Evet, 12 Eylül 1980’den bu yana hemen her alanda fiilen yaşanan neoliberal dönüşüm sürecinin yasal zemine oturtulamamış nadir alanlarından biridir kamuda piyasalaşmanın bütünlüklü bir biçimde yasallaşmamış olması. Bu konuda birçok ikili ve çok taraflı sözleşmeler ile taahhütte bulunulmuş olmasına karşılık yasalaştırmanın gecikme nedenlerinin başında fiili uygulamaların yasalara rağmen rahatlıkla gerçekleştirilebilmesi gelmektedir kuşkusuz.

Özellikle 2001 krizinin ardından hızlanan kamu hizmetlerinin piyasalaşma sürecinde bir taraftan kamu hizmetleri piyasa koşullarında metalaşırken, diğer yandan da kamu hizmetlerinin sunumunda esneklik uygulamaları getirilmiştir. Bu bağlamda, norm kadro, sözleşmeli personel ve taşeronlaştırma gibi uygulamalarla istihdam biçimleri esnekleştirilirken, çalışanlar arasında sunî statü ve ücret farklılaşması yaratmak üzere kariyer ve performans değerlendirme gibi uygulamalar getirilmeye çalışılmıştır. Kamu personel reformu adı altında getirilen bu uygulamalarla bir taraftan kamuda çalışanların iş güvenceleri ortadan kaldırılırken diğer taraftan iş yükleri arttırılmış, ücretleri düşürülmüştür. Böylece kamu çalışanlarının maliyetleri aşağıya çekilerek sunulan hizmetten daha yüksek oranda kâr edilmesi hedeflenmiştir.

Eğitimden sağlığa, yerel yönetimlerden büro hizmetlerine kadar hemen her alanda fiilen geçerli hale getirilmiş olan esneklik uygulamalarının yasal zeminde düzenlenmesi bu uygulamaların çok daha yaygın ve etkin biçimde uygulanmasına yol açacaktır. Bu da bir taraftan kamu emekçilerinin iş yüklerinin arttırıp, onları her türlü güvence ve örgütlenmeden yoksun bırakırken, bu olumsuz koşullar içerisinde sunulacak olan kamu hizmetlerinin niteliğini de kötüleştirecektir.

Sözün özü: Tekrar gündeme getirilmekte olan kamu personel rejimiyle birlikte hizmet sunumunun esnekleşmesi, sadece kamu çalışanları için değil kamu hizmetinden yararlanan tüm toplum için olumsuz sonuçlar ortaya çıkartacaktır. Bunun önlenmesi için başta KESK olmak üzere tüm sendika ve demokratik kitle örgütlerine önemli görevler düşmektedir.
Özgür Müftüoğlu
sol.org.tr / 05.05.09