Erdoğan, Kürt sorunu konusunda çalışma başlattıklarını doğruladı ama ‘Başbakan DTP ile görüşmeli’ diyen Kürt Milletvekilleri’ne ‘söz ola kestire başı’ tehdidi savurdu
SÖZ OLA BAŞ KESTİRE
Erdoğan’ın ‘konuşanın kellesi gider’ tarzı çıkışı, AKP’nin ‘Kürtleri karıştırmadan Kürt sorunu çözme’ politikasında ısrar etmesi olarak değerlendirildi. Erdoğan şöyle konuştu: “Kürt açılımıyla ilgili konu parti programımızda var. Partimin milletvekillerinin söylem birliğini bozacak açıklamalardan kaçınması lazım. Bunları bozacak açıklama birlikteliği bozar. Söz ola kestire başı ki buna gitmek istemiyoruz.” Erdoğan, konunun MGK’de kararlaştırıldığını ve İçişleri Bakanlığı’nın görüşmeler yaptığını da söyledi.
‘DTP İLE GÖRÜŞÜLMELİ’
AKP bölge milletvekillileri Kürt sorununun çözümü konusunda söyledikleri sözlerle AKP yönetiminden ve Erdoğan’dan ayrılıyor. Bölge Milletvekilleri, çözüm konusunda başta DTP ve Abdullah Öcalan olmak üzere, çözüme katkı sağlayacak herkesle görüşülmesi gerektiğinin altını çiziyor. AKP Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt “Öcalan’ın, Kürt sorununun şiddete dönük yüzündeki etkisi ve ağırlığı göz ardı edilemez” demişti. Öcalan Kürt Sorunu’na ilişkin 15 Ağustos’ta yeni program açıklayacağını belirtmişti.
Başbakan, hükümetin Kürt sorunu konusunda bir çalışma başlattığını doğruladı. Bunu göre İçişleri Bakanlığı, MİT, Genelkurmay ve bölge milletvekilleri ile görüşüp rapor sunacak. Erdoğan, 'Başbakan DTP ile görüşmeli' diyen AKP'li vekiller için 'söz ola kestire başı' dedi
Kürt sorununun çözümü konusunda hükümetin 'açılım hazırlığı' içinde olduğu dün resmen açıklandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Milli Güvenlik Kurulu'na üye bakanlarda geçen hafta yaptıkları toplantıda sorunun çözümü için ilgili bakanlık olan İçişleri Bakanlığı'na rapor hazırlama talimatı verdiklerini, hazırlanacak bu raporu daha sonra kamuoyu ile paylaşacaklarını açıkladı. Böylece Abdullah Öcalan'ın 15 Ağustas 'ta açıklayacağı duyurulan yol haritası öncesinde hükümetin inisiyatif alarak Öcalan'ın yol haritasının muhatap alınmadığı yönünde kamuoyuna mesaj vereceği yönündeki iddia da doğrulanmış oldu.
Erdoğan'ın içeriğini açıklamadığı açılıma dair yaptığı konuşmanın satır aralarında PKK ya da DTP'nin muhatap alınmayacağı, yine Kürt cephesinin temel talepleri olan Kürtlerin kimlik haklarının anayasal güvenceye kavuşturulması ile genel affın yer almayacağı okundu. Hükümetin tavrı kimi yazarlar arasında resmi değil filii muhatap oluşturma şeklinde yorumlanıyordu. Son açıklamadan "çözüm için" devlet kurumları arasında mutabakat oluştuğu ancak sorunun tarafı olan Kürtlerin görmezden gelindiği ortaya çıkıyor. Bu yorumu doğrulayan açıklama ise yine Erdoğan'dan geldi. Başbakan, son zamanlarda Kürt sorununun çözümü için Başbakan'ın DTP ile görüşmesi gerektiğini belirten AKP'li Kürt milletvekillerini de "partiniz ile söylem birliği içinde olun, söz ola kestire başı" diyerek uyardı. Böylece hükümetin resmi çözümü ile kamuoyunun beklentisi olan çözüm arasına keskin sınırlar konulduğu anlaşılıyor.
2005 KONUŞMASINA ATIF
Başbakan Erdoğan dün Suriye'ye günübirlik bir ziyaret yaptı. Suriye ile İsrail arasında Türkiye'nin arabuluculuğundaki görüşmelerin yeniden başlatılması ve Ortadoğu ile ilgili gelişmelerin gündeminde yer aldığı ziyaret öncesinde Esenboğa Hava alanın 'da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan şunları söyledi: ''Kürt açılımı ile alakalı olarak gündeme getirilen konu bizim iktidarımız sürecisinde ele aldığımız bir meseledir. Ben bunun adı üzerinde, başlık üzerinde konuşacak değilim. Buna ister 'Kürt sorunu' deyin, ister 'Güneydoğu sorunu' deyin, ister 'Doğu sorunu' deyin, isterse yine son olarak adlandırılan 'Kürt açılımı' diyelim, ne dersek diyelim, bunun üzerinde bir çalışmayı başlattık. Nitekim 2005 yılında biliyorsunuz Diyarbakır konuşmam var.
Tabii siyasetçiler olarak nerede neyi yaptığımızı, kimle neyi yaptığımızı, yapmakta olduğumuzu açıklamak durumunda değiliz. Biz sadece sonucu konuşuyoruz. İşte televizyon, radyo, şu, bu falan konuşuluyordu. İktidarımız TRT Şeş olayını gerçekleştirmek suretiyle 24 saat bölge, bölge dışı, artık TRT yayın yapmaktadır ve bu yayında bir zenginlik söz konusudur. Daha sonra radyo devreye girmiştir. Bunu daha da geliştirme çalışmaları üzerinde duruyoruz.
MİT VE GENELKURMAY İLE GÖRÜŞÜLECEK
Şu anda da hükümet olarak bundan bir hafta önce MGK üyesi arkadaşlarımla bu konuda bir çalışma başlattık ve bu çalışmayı başlattıktan sonra da iç güvenlikte malum bu işin sorumlusu İçişleri Bakanlığımızdır, İçişleri Bakanlığımıza bu görevi verdik ve bütün ilgili bakanlıklarla İçişleri Bakanlığımız görüşmelerini yapıyor, yapacak. Hazırlıklarını yapacak. Kurumlarla yapacak. Bunda
Genelkurmayıy dı, MİT'iydi, vesaire, tüm bunlarla görüşmelerini yapmak suretiyle, bunun yanında bölge milletvekilleriyle görüşmelerini yapacak. Bize olgun, bu noktada belli bir toparlamanın olduğu bir çalışmayı getirecek ve bunun üzerinde bizler nihai değerlendirmelerimizi yapacağız ve ondan sonra da bir söylem birliği içerisinde kamuya bunu açıklayacağız.
‘SÖYLEM BİRLİĞİ OLMALI’
Tabii şu anda çok kişiler çıkıyor konuşuyor, konuşmalı. Demokratik bir ülkedir herkes konuşabilir. Ben şahsen partimin milletvekillerinin bu söylem birliğini zedeleyecek açıklamalarda bulunmasına da doğrusu hoş bakmam. Bugüne kadar ne çektiysek bu söylem birliğini bozacak ifadelerden çektik. Çünkü ifadede bir cümle bütün birlikteliğimizi, biliyorsunuz 'söz ola kestire başı' olur ki biz buna gitmek istemiyoruz.'' BirGün
***
AKP'li Kürtler ne demişti?
AKP bölge milletvekilleri Kürt sorununun çözümü konusunda söyledikleri sözlerle AKP yönetiminden ayrılıyor. Bölge milletvekilleri, çözüm konusunda başta DTP ve Abdullah Öcalan olmak üzere, çözüme katkı sağlayacak herkesle görüşülmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt: “Burada Öcalan’ı ve DTP’yi şiddetin durması adına dikkate almak zorundasınız, ancak, Kürt sorununun temsilcisi olarak dikkate alınamaz. Sorunun çözümünde öncü, sivil toplumun örgütleri ve aydınlar olmalıdır. Anayasada etnik vurgular kaldırılarak, Türkiye’nin etnik bir devlet görüntüsü ortadan kaldırılmalı. Anayasada vatandaşlık kavramı Türklük üzerinden yapılmamalı.”
Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan: “Herkesin bulunduğu konumu ne olursa olsun, sürece olumlu katkıda bulunma meşruiyeti vardır. Yani, ülkenin çıkarları bunu gerektiriyor. Kimden gelirse gelsin, çözümü rahatlatacak düşüncelerin değerlendirilmesi ve kale alınması lazım.”
Ağrı Milletvekili Hanifi Alır: “Bu mücadeleyi veren, bedel ödeyen kesimleri bir tarafa bırakamazsınız, herkes herkesi dikkate almak zorunda. Herkes, herkesin görüşüne başvuracaktır. Bu işte yıllardır emek veren ya da bu işin içinde olan askerden tutun da her kim varsa dikkate alınmak zorunda. Sorunun çözülmesi için artık herkes belli bir noktada, birbirlerine yakın. Herkesin bu işin içinde tuzu olmalı. Kimler varsa, herkes herkesi görmek ve tanımak zorunda, başka çözümü yok.”
Hakkari Milletvekili Abdulmuttalip Özbek: “Bu sorunu insanlarımızın daha fazla acı çekmelerine müsaade etmeden bitirmek zorundayız. Kim, iyi niyetle katkı sağlıyorsa veya sağlayacaksa, bu katkının önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum.”
Hakkari Milletvekili Rüstem Zeydan: “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan DTP ile görüşmeli. DTP’yi herkesin muhatap alması ve diyalog kurmasında büyük fayda vardır. Bu muhataplığın bir an önce gerçekleşeceğine inanıyorum. Bu sorunun çözümünün adresi Meclis’tir. Sorunun çözümüne katkı sunacak taraflar veya kişiler artık masaya buyur edilmelidir.”
Başbakan: Başka bir çalışma ortaya çıktı
Başbakan Erdoğan, Suriye gezisi öncesinde yaptığı açıklamada Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HKYK) bir türlü çıkaramadığı yaz kararnamesi konusuna da değindi. Erdoğan, HSYK'nin çalışmaları sırasında istenmeyen gelişmeler olduğunu kaydederek, "Kurulda Adalet Bakanlığı'nın çalışmasından başka bir çalışma ortaya çıktı" dedi. Erdoğan şöyle konuştu: "Adalet Bakanlığı raporunu HSYK’ya bildirir ve HSYK da bunu inceler. İstenmeyen gelişmeler oldu. Adalet Bakanlığı’nın çalışmasından başka bir çalışma ortaya çıktı. Temennim odur ki, Bakanlığın gönderdiği listeyle ilgili çalışma tamamlanır.“
