30 Temmuz 2009 Perşembe

Erkek egemen düzenin faşizmi

Faşizmin kurduğu dünya ve dil, erkek egemendir. Kadınsız bir dünyanın tepkisel erkek kalabalıklarıdır.
Kadınları kamusal alandan sürmeye dönük çabalardaki faşist karakter kendini hemen belli eder.
Kadın ya ana ya da hizmetçidir, başka bir toplumsal rolü yoktur.
'Erkekliği' tapınma seviyesinde yüceltirken kadın, kaypak, kirli ve güvenilmezdir.
Katı ve üstün erkek kimliği kadını değersizleştirerek kendini var eder.
Şiddeti bir değer olarak içselleştiren faşizm tarihi bir erkeklik 'kültüdür.'
Kadının tekinsiz, yumuşak varlığını bir tehdit gibi algılar.
Bu köktenci tavrın altında erkekliğe dair biyolojik bir korku yatar.
Faşizm, fiziki şiddetin yanında aşağılayan, hakaretamiz, cinsiyetçi ayrımcı dilinde de ağır bir şiddet taşır.
Tarihten tecrit edilmiş kütlesel faşizm gündelik hayatın içinde kendini esneterek, incelterek sürdürür.
Ve çoğunlukla da erkek dilinde yaşar.
Faşizmin kapitalizmle esneyerek, modernleştirilmiş güncel yorumlarına her gün şahitiz.
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Başhekimi yaptığı denetim esnasında iki temizlik personelinin nasıl çalıştığını öğrenmek için oradaki yetkililere 'Bunlardan şikayetçi misiniz?' diye sorar.
'Hayır şikayetçi değiliz!' cevabı üzerine 'Bunlardan her şey beklenir fuhuş dahi' diyerek arkasını döner gider.
Taşeron şirkette çalışan temizlik personeli ise maruz kaldığı davranışı amirlerine anlatınca başhekimin yorgun olduğu için öyle ifade ettiği ve idare etmesi söylenmiş.
Beş gün sonra da hakarete maruz kalan işçilerle birlikte dayanışmaya giren arkadaşları işten atılmış.
Sendikasız, taşeron işçi iseniz üstelik de kadınsanız emeğiniz çok ucuz, varlığınız çok değersiz.
Hakarete, aşağılanmaya, cinsiyetçi tavra katlanmak zorundasınız, amirleriniz yorgun olabilir.
Çünkü şiddetin nesnesi bugünün iş koşullarında sizsinizdir.
Bu arada Bursa Yenişehir Belediyesi, işten ayrılmak istemeyen üç kadın personeli ilçe merkezindeki umumi tuvaletlerin temizliğiyle görevlendirdi.
Yıllardır emlak servisinde görevli ve odacı olarak çalışan üç kadın, bunun üzerine işlerinden ayrılmak zorunda kalmış.
Belediye Başkanı 'işçi giderlerimiz yüksekti, düşürmek için bu kararı aldık' demiş.
O kadınların onurları ve öz saygılarını inciterek maliyet düşürmek nasıl da kadını yok sayan bir uygulama...
Binlerce yıllık erkek egemenliğinin kadın üzerindeki acımasızlığı ve baskısı faşist bir hareket olup dile geliyor.
Kılıktan kılığa giren bu dilin, kadını zedeleyici, ezici, baskılayıcı gücü her an ortaya çıkabilir.
Kadını kamusal alanda, üretimde görmeye dayanamayan yeni-faşizm söyleminin en büyük destekçisi ise kapitalist düzenin acımazsızlığı tabii ki.
Erkek egemen düzenin dili faşizm, kuralları kapitalizm olunca kadının emeği ilk vurulan oluyor.

Nihal Kemaloğlu
Akşam / 30.07.09


--------------------------------------------------------------------------------