28 Temmuz 2009 Salı

BEHİÇ AŞÇI "DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTÜ, SİYASİ PARTİ, SENDİKALAR VE DE YURTTAŞLARA ACİL ÇAĞRI!"

Avukat: avukatbehic@gmail.com
Siyasi tutsak Güler Zere 4. evrede kanser hastası. Hastalığı ilerlemiş durumda. İktidar sessiz imha ile Güler’i de öldürmeye çalışıyor.
Elbistan Hapishanesi’nde kalan Güler Zere ağzının içinde yaralar çıkınca doktora çıkmak istedi. Doktora uzun süre çıkartılmayan Güler ağzının içi yaralarla tamamen kaplanınca ve yemek yiyemez hale gelince çıkarıldığı revirden ağrı kesici ilaçlarla gönderildi. Hapishane arkadaşlarının ısrarlı çabalarıyla hastaneye sevk edilebildiğinde ağız için kanseri olduğu ortaya çıktı. İlk evrede teşhis edilebilse kolaylıkla tedavi edilebilecek bir hastalık hapishane idaresi, infaz savcısı tarafından tedavisi olanaksız hale getirildi.
Güler buna rağmen hemen hastaneye yatırılamadı. “…Yer yok…” denildi. Artık hastaneye yatırılabildiğinde hemen ameliyata alındı. Yanağının yarısı operasyonla alındı. Ama kanser yayılmıştı. İkinci kez ameliyat oldu. İkinci ameliyat da çare olmadı. Bu arada hakkında Çukurova Üniversitesi Hastanesi, Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü, Adana Tabip Odası Başkanlığı tarafından raporlar düzenlendi. Raporların tümünde de Güler Zere’nin 4. evrede kanser hastası olduğu, tutukluluk koşullarında iyileşmesinin mümkün olmadığı, tahliye edilmesi durumunda iyileşme ihtimalinin yüzde 30 olduğuna dair rapor verdi.
Yasalara göre Güler’in tahliye edilmesi için bu raporlar yeterli idi. Ancak Elbistan İnfaz Savcısı bu kurumlardan ek rapor istedi. İnfaz savcısı “… Yüksek güvenlikli, tam teşekküllü bir hastane mahkûm koğuşunda tedavisinin mümkün olup olmadığını…” soruyordu.
İkinci kez düzenlenen raporla aslında ilk raporun çok açık olduğu halde niye ikinci kez rapor istenildiği soruldu. Güler Zere zaman geçirilmeksizin tahliye edilmeli idi. Ek raporun düzenlenmesinden sonra Elbistan İnfaz Savcısı Güler Zere’yi İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk etti.
Güler gidiş-geliş 28 saat süren karayolu ile 10 dakikalık Adli Tıp muayenesine getirildi. Yolculukta toplam 3 kilo kaybetti. İki kez ameliyat olmuş birine yaptırılan 28 saatlik yolculuk işkence değilse nedir?
İki hafta sonra bu sevkin nedeni anlaşıldı. Ergenekon sanıklarına, kontrgerilla elemanlarına, İbrahim Şahin’lere 1 günde rapor düzenleyen Adli Tıp Kurumu, Güler ile ilgili raporu 2 haftada düzenleyebildi. Adli Tıp Kurumu Güler’in tahliyesine gerek olmadığına karar verdi. 10 dakikalık muayene ile bunu anlayabilmişlerdi. Adli Tıp Kurumu raporunun altında bulunan imzalar bu raporun niye böyle çıktığını da anlatıyordu. Nur Birgen başkanlığındaki bir heyet bu raporu vermişti. Nur Birgen adeta kendini işkenceyi gizlemeye adamış bir Mengele artığı idi. Bu nedenle defalarca Türk Tabipleri Birliği tarafından cezalandırıldı. Nur Birgen başkanlığındaki Adli Tıp heyeti Güler Zere’nin ölüm fermanını imzalamış oldu.
Güler’in yaşamı bizim ellerimizdedir. Onu yaşatabiliriz. Onu zulmün elinden alabiliriz. İktidar açık ki Güler’i de hapishanede öldürmek istiyor. Tıpkı daha önce öldürdükleri gibi. Biz engel olmazsak bunu başarabilirler. Ama biz Güler’in özgürlüğünü sağlayabiliriz. Tüm demokratik kitle örgütlerinin, sendika ve partilerin, aydın ve sanatçıların bu konuda yapabilecekleri olduğunu biliyoruz.
Sizleri neler yapabileceğimizi konuşmak üzere 28 Temmuz Salı düzenleyeceğimiz toplantıya davet ediyoruz. Güler için neler yapabileceğimizi konuşacağımız toplantı 18.00’de, TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Toplantı Salonu’nda yapılacak. Rica ediyoruz, bu toplantıya katılın!
Adres: Kâtip Mustafa Çelebi Mah.
İpek Sk. No: 9/2 Beyoğlu
İrtibat: 0 532 243 85 69