19 Temmuz 2009 Pazar

Avrupa, 'Türkiye hariç' eğitimdeki gelişmeden memnun

ANKARA- Üniversite giriş sınavları sonunda yetersiz durumda bulunduğu ortaya çıkan orta öğretim üzerindeki tartışmalar sürerken Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan bir raporda, Türkiye ve Avrupa’nın eğitim verileri karşılaştırıldı. Eğitimde olumlu gelişmelerle ilgili birçok bölüme "Türkiye hariç" kaydı düşülmesi dikkat çekti.
Avrupa Komisyonu tarafından hazırlattırılan "Eğitim Üzerine Ana Veriler 2009" başlıklı rapor 27 AB üyesi ülke, İzlanda, Liechtenstein, Norveç ve Türkiye’nin sistemleri ve politikaları üzerine bilgi ve analizler den oluştu. Brüksel’deki AB Eğitim, Görsel İşitsel ve Kültürel Yönetim Ajansı’nın koordinasyonuyla hazırlanan 280 sayfalık raporun hazırlanması sırasında Türkiye’deki dahil eğitim bakanlıklarıyla da işbirliği yapıldı.
Raporda, Türkiye’de üst ortaöğretimin niteliği ve süresini etkileyen reformların 2005/06 döneminden bu yana derece derece iyileştirildiği ve bir süre eskiyle yeni sistemin birlikte varlığını sürdürdüğü belirtildi.
EĞİTİMİN YÜKÜ DEVLETİN ÜZERİNDE
Raporda, birçok dünya ülkesi nüfusundan fazla öğrencisi olan Türkiye’de eğitimin yükünün tamamen devletin üzerinde olduğu, Türkiye gibi Bulgaristan, İrlanda, Letonya, Litvanya, Romanya ve Slovenya’nın da öğrencilerinin yüzde 98’inin devlet okullarına devam ettikleri belirtildi.
NE KADAR ÇOK ÖĞRENCİ O KADAR YÜKSEK MAAŞ
Okul yöneticisi ve öğretmen maaşının ülke GSYİH’sıyla orantılı olduğu belirtilen raporda, 14 Avrupa ülkesinde okulun öğrenci sayısına göre okul yöneticisi maaşlarının da arttığı belirtildi. İlköğretim yöneticisi olmanın maaşın da düşmesi anlamına gelmediği belirtilen raporda, "Çek Cumhuriyeti, Litvanya, Malta, Polonya, Porteki, Slovenya, ABD ve Türkiye’de okul yöneticilerinin maaşları, ilk, ortaöğretimde aynı düzeydedir. Ancak İngiltere’de okul yöneticileri için gruplar oluşturulmuştur, bu gruptaki yöneticiler okulun büyüklüğü ve öğrencilerin yaşına göre farklı maaş almaktadır. Bu ortaöğretim okul yöneticilerinin ilköğretim okulu yöneticilerinden daha fazla ücret alabildiği anlamına gelmektedir" denildi.
5 YAŞINDAKİ BİR ÇOCUK ORTALAMA 17 YIL EĞİTİMDE KALIYOR
Rapora göre 5 yaşındaki bir çocuğun hayatı boyunca eğitim alacağı yıl sayısı Kıbrıs Rum Kesimi’nde, Lüksemburg ve Malta’da 14, Belçika, İsveç ve İzlanda’da ise 19 yıl olarak hesaplandı. Raporda, "Beklenen eğitim yılı en yüksek 20 yıl ile Finlandiya’da ortaya çıkıyor. Son olarak Türkiye beklenen eğitim yılı sayısının 13’ten az olduğu tek ülke durumunda" denildi.
Raporda, "İlköğretimde 19 ülkede öğretmen başına 10 ila 15 öğretmen düşüyor, diğer Avrupa ülkelerinde bu sayı 20’nin altında bulunuyor. Sadece Türkiye’de dikkati çekecek düzeyde yüksek bir oranda, bir öğretmene 25 öğrenci düşüyor" ifadesi yer aldı. Genelde öğretmen başına düşen öğrenci sayısının 2001-2006 arasında tüm ülkelerde azaldığı, bunun genç nüfustaki azalış ve öğretmen sayısının sabit kalmasıyla açıklanabileceği belirtilirken, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Malta, Slovakya ve Türkiye’de de azalma görüldüğü kaydedildi ve şöyle devam edildi:
"Ortaöğretimde Avrupa ülkelerinin çoğunda öğrenci/öğretmen oranları öğretmen başına 10 ile 15 öğretmen arasındadır. Bu oranlar genellikle ilköğretimden daha düşüktür. Yunanistan, Litvanya ve Portekiz ortaöğretimin her düzeyi için öğretmen başına 10 öğrenciden az oranlar kaydetmiştir. Ayrıca Belçika, Malta, Finlandiya ve Liechtenstein ortaöğretimin alt düzeyinde öğretmen başına 10 öğrenciden de azına sahiptir. Almanya, Hollanda, Romanya (ortaöğretimin yukarı düzeyi), Finlandiya (ortaöğretimin yukarı düzeyi), İngiltere (ortaöğretimin alt düzeyi) ve Türkiye’de ise ortaöğretimde öğretmen başına 15 öğrenci düşmektedir."
Hemen her ülkede "yabancı anadile sahip çocukların" dil öğreniminde özel ihtiyaçlarına yönelik olarak okullarda yardım aldıkları belirtilen raporda, "Bu gibi önlemlere sadece Türkiye’de başlanmamıştır" ifadesi kullanıldı, bu tip dil desteklerin ülkeye yakınlarda gelmiş göçmen çocukları için planlandığı kaydedildi.
Rapora göre, tüm ülkelerde ortaöğretimi bitiren ve koşulları yerine getiren öğrencilere diploma veriliyor. Bu diplomalar üniversite eğitimi için asgari şartı oluşturuyor. Raporda, "Sadece İspanya, İsveç ve Türkiye’de ortaöğretimin son yılı ya da genel ortaöğretim yılları boyunca yapılan sürekli değerlendirme bazında diploma veriliyor. Diğer yerlerde diplomalar bir tür nihai sınav sonucu alınıyor. İrlanda, Fransa, Malta, Romanya ve Slovenya’da diploma ayrı bir dış bitirme sınavından sonra veriliyor" denildi.
BAŞARI ORANININ DÜŞÜKLÜĞÜ RAPORA DA YANSIDI
Avrupa Komisyonu raporunda, "Avrupa’da 20-24 yaşındaki genç nüfusun yüzde 78’den fazlası üst orta eğitimi başarıyla tamamlamış durumdadır. Çek Cumhuriyeti, Polonya, Slovenya, Slovakya’da bu oran yüzde 90’ın üzerindedir. Sadece Malta, Portekiz, İzlanda ve Türkiye yüzde 60’tan az bir başarı oranı kaydetmiştir" denildi. 2006’da tüm Avrupa ülkelerinde orta öğretimin üst bölümünde başarılı olan kız öğrencilerin sayısının erkeklerden fazla olduğu belirtilen raporda, bu bölüme yine "tek istisna Türkiye" kaydı düşüldü.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİ SAYISI AVRUPA’DA ARTTI
1998-2006 yılları arasında Avrupa Birliği’nde üniversite öğrenci sayısının devamlı arttığı, artışın yüzde 25’i bulduğu, 18.7 milyon kişiye ulaştığı belirtilen raporda, bu sürede Bulgaristan hariç orta ve doğu Avrupa ülkeleri, Baltık ülkeleri, Yunanistan, İsveç, İzlanda ve Türkiye’nin üniversite öğrenci sayısı artışında son derece önemli artış kaydettiği, bu ülkelerin tümünde öğrenci sayılarının yüzde 50 arttığı, rakamın Romanya ve Litvanya’daki artışları ikiye katladığı belirtildi. Raporda, "Üniversite mezunu kadınların sayısı Bulgaristan, Yunanistan, Kıbrıs, Romanya, Slovenya, Slovakya, Finlandiya, İsveç, İzlanda ve Norveç’te erkeklerin bir buçuk katıdır. Sadece Türkiye’de üniversiteden mezun olan kadınların yüzdesi erkeklerden düşüktür. Üniversitelerde eğitim alanından mezun olanların yüzde 70’inin kadın olduğu, bu oranın Türkiye’de 54 olarak ölçüldüğü belirtilen raporda, eğitim alanında mezun olan kadınların oranının Estonya, İtalya ve Letonya’da yüzde 90’ı geçtiği bildirildi. Raporun Türkiye’den de sözedilen bazı bölümleri şöyle:
AİLELERİN EĞİTİM YÖNETİMİNE KATILIMI
"Ebeveyn temsilcileri okul eğitim planı ya da okul etkinlik planının geliştirilmesi için 11 AB ülkesinde, karar verme mekanizmalarında ise 15 AB ülkesinde danışma rolü üstlenmişlerdir. Sadece Danimarka, Kıbrıs, İzlanda, Liechtenstein ve Türkiye’de ebeveyn temsilcilerinin bu alanda bir müdahalesi ya da danışmanlık konumu bulunmamaktadır.
AVRUPA’DA OKUL ÖNCESİ EĞİTİME KATILIM ARTIYO
Okul öncesi eğitim Avrupa’da genellikle gönüllü olurken sadece Lüksemburg ve İngiltere’de 4 yaşındaki çocuklar için zorunlu bulunuyor. Okul öncesi eğitim başlangıç yaşı ülkelere göre değişiklik gösteriyor. Avrupa’da okul öncesi eğitime girişte bir yükseliş görülüyor. 2006’da Belçika, Fransa ve İtalya’da hemen hemen 4 yaşındaki her çocuk eğitime başlamıştı. Bu ülkelerin tümü geleneksel olarak bu yaşta eğitime başlıyor. Danimarka, Almanya, İspanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, İngiltere, İzlanda ve Norveç’te 4 yaşındakilerin eğitime katılma oranı yüzde 90’ın üzerinde. Son olarak 2006’da Türkiye 4 yaşındaki öğrenciler için sadece yüzde 7 katılımla, çok düşük bir okula kayıt oranına sahipti.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN AVRUPA’DA DOLAŞIMI ARTIYOR
AB’de üniversite eğitiminin en az bir yılını bir Avrupa ülkesinde yapan öğrencilerin oranı 2002’de yüzde 2.1 iken 2006’da yüzde 2.6’ya çıktı. İrlanda, Malta, Slovakya, İzlanda ve Bulgaristan dışarıya en çok öğrenci gönderen Avrupa ülkeleri konumunda, bu ülkelerin üniversite öğrencilerinin yüzde 10’u başka Avrupa ülkelerinde okuyor. Tersine İngiltere, İspanya, İtalya, Macaristan, Polonya ve Türkiye, yüzde 2’lik yurtdışında öğrenci okutma oranıyla en az hareketli olan ülkeler. 2002-2006 döneminde Avrupa ülkeleri arasında yurtdışına gönderdiği öğrenci sayısı en dikkat çekici miktarda azalan ülkeler Yunanistan, Malta ve Türkiye oldu.
KAMU EĞİTİM HARCAMALARININ ÜÇTE BİRİ ORTAÖĞRETİME
Hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde eğitime yönelik toplam kamu harcamasından ortaöğretime giden pay Gayrısafi Yurt İçi Hasıla’da diğer eğitim seviyelerine giden paylardan daha fazlasını alıyor. Ancak kesinlikle Kıbrıs’ta görülen GSYİH’nın yüzde 3.1’i geçemiyor. Bulgaristan, Yunanistan, İspanya, Lüksemburg, Malta, Romanya, Slovenya, Slovakya, Liechtenstein ve Türkiye’de ortaöğretime GSYİH’nın yüzde 2’si oranında pay ayrılıyor.
AVRUPA’DA ÖĞRETMENLER İÇİN GENEL EMEKLİLİK YAŞI 65
Avrupa ülkelerinin yarısından fazlasında öğretmenler resmi emeklilik yaşından önce emekli olabiliyor. Genelde 60-65 yaşında emekli olabilen öğretmenler bu yaştan sonra tam emekli maaşına kavuşabiliyorlar. Norveç’te öğretmenler için emeklilik yaşı 67 olarak kabul edildi. Ancak bu rakam ülkeden ülkeye değişebiliyor, örneğin Liechtenstein’da 15, Türkiye’de 25, Belçika, Avusturya ve İrlanda’da ise 40 yıl hizmet etmiş olmak gerekiyor.
KADIN ÖĞRETMENLER İLK VE ORTAÖĞRETİMDE FAZLA, ÜNİVERSİTEDE AZ
Avrupa’da ilk ve ortaöğretimde kadın öğretmenler çoğunlukta bulunuyor. Ancak üniversite eğitiminde kadın öğretmenlerin üstünlüğü kayboluyor. 2006 rakamlarına göre Yunanistan, Lüksemburg, Liechtenstein ve Türkiye hariç tüm Avrupa ülkelerinde ilk ve orta öğretim öğretmenlerinin yüzde 60’ından fazlası kadın idi. Bulgaristan, Estonya, Letonya ve Litvanya’da ise ilk ve orta öğretimde, öğretmenlerin yüzde 80’i kadınlardan oluşuyor.

OKUL İDARECİSİ OLMAK İÇİN -TÜRKİYE HARİÇ- EN AZ ÜÇ YIL DENEYİM GEREKİYOR
Okul yöneticisi (School head) olma şartları arasında asgari bir profesyonel öğretim deneyimi yaygın olarak aranıyor. Bu süre Türkiye’de 1 yıl, İzlanda’da ilköğretim için 2 yıl, Yunanistan’da 12 yıl, Kıbrıs’ta ise 13 yıl. Birçok durumda gerekli asgari 3 ila 5 yıl arası profesyonel öğretim deneyimi aranıyor. Yunanistan, İspanya, İtalya, Slovenya, Slovakya ve Romanya gibi bazı ülkelerde profesyonel deneyim süresini hesaplamak için sadece full-time öğretim görevi dikkate alınıyor.
DERS SAATLERİ
Eğitim süresi genellikle haftanın beş gününe yayılıyor, ancak İtalya’da altı gün eğitim yapılıyor. Öğrencilerin ders saati süresi ülkeye ve eğitim yıllarına göre değişiyor. Belçika, İspanya, İtalya, Kıbrıs ve Portekiz’de ilköğretim ve ortaöğretim arasında, yıllara göre de değişen yıllık ders saati artışı söz konusu. Toplam yıllık ders saatleri Türkiye, Lüksemburg ve Belçika’nın Flaman bölgesinde ilkokul ve orta öğretimin ilk kademesinde aynı belirleniyor."
ANADİL, MATEMATİK, ESNEK DÜŞÜNCE EĞİTİMİ İLKÖĞRETİMİN TEMEL UNSURLARI
Rapora göre, ilköğretimde doğal bilimlerle sosyal bilimlere ayrılan ders saatlerinin payı genelde yüzde 9 ile yüzde 14 arasında değişiyor. İsveç ve Türkiye’de ise doğal bilimlere yüzde 25, sosyal bilimlere yüzde 21 ağırlık veriliyor. Beden eğitiminin toplam ders süresi içinde aldığı pay Avrupa’da yüzde 7 ile yüzde 12 arasında değişiyor, İrlanda ve Türkiye’de ise yüzde 5’ten daha az pay alıyor.
15 yaşındaki öğrencilerin üçte birinden fazlası haftada iki saatten fazla dil ya da matematik ev ödevi alıyor. Bu ev ödevleri Bulgaristan, Polonya, Romanya ve Türkiye’de öğrencilerin yüzde 40’ı, İtalya’da da yüzde 60’ından fazlasını ilgilendiriyor. Belçika, Çek Cumhuriyeti, Hollanda, Finlandiya ve İsveç’te ise öğrencilerin yüzde 80’i dil öğrenim konusunda haftada iki saatten az ev ödevi aldıklarını ya da bu konuda hiç ödev almadıklarını belirtiyor.(anka)